"gerçekten olanlar bazen insanın hayal edebileceklerinden, kurgulayabileceklerinden bile daha gariptir" anlamında bir deyim.
edgar allen poe'nun kendine düstur edindiği sözdür. kimi kitaplarının ve öykülerinin başında yazar.
(bkz:
şehrazat'ın 1002 nci gece masalı)
leo rosten tarafindan "...fiction has to make sense" seklinde devami getirilmis soz.
the x files 7. sezon bölümlerinden
hollywood ad'de
fox mulder bu sözü,
walter skinner'ın arkadaşı olan ve kendisi ile
dana scully'yi takip eden film yapımcısına söylemiştir.
hayatımda kullanıp değer verdiğim sözlerden. tabi önemli bir yazar vs. olmadığımızdan bizim kullanım alanımız da tabii ki çok yerel kaçıyor.. o kadar pis bir devirde yaşıyoruz ki, gün içinde fazlaca dedikodu tarzından şikayetlerle uğraşabiliyor insan. işte o zaman
truth is stranger than fiction sözü anlamlı oluyor.
gıybet günahtır demek ise, nedense dindar insanlara karşı bile etkili bir söz olmadı,
truth is stranger than fiction sözüne nazaran...
yüzüklerin efendisi, game of thrones ve witcher evrenleri gibi fantastik evrenleri gerçek tarih ile karşılaştırınca daha da anlam kazanan bir vecize.
orta dünya'nın epik mitolojisi, westeros'un akıllara durgun veren entrikaları ya da continent'in nefes kesen maceraları insanlığın gerçek tarihinin muazzam enginliği karşısında bir okyanustaki damla kadar anlam ifade edebilmektedir ancak.
belki de kurgu, gerçeği daha iyi kavrayanlar tarafından, kavrayamayanların anlayabileceği şekilde basitleştirilmiş anlatılardır?
tanım : güzel söz, hayatta çok kere örneğini gördüm. alkış bravo
*
size gerçekten söz ettiğimde bilim kurgu falan sanabilirsiniz ancak gerçek ne yazık ki tam birazdan anlatacağım şekilde. öncelikle ay'a inişte ve orada yaşananlardan söz etmek istiyorum, orada birileri amerikalıları karşıladı ve geri gönderdi. tabi bir mesajla. açık bir şekilde geri dönmemeleri konusunda uyarıldı amerika ve onun nezdinde yeryüzü "insan"ları. "insan" dememin bir nedeni var çünkü yeryüzünde yaşayanlar bizler çoğunlukla düşmüş meleklerin azgınlıkları sonucu oluşmuş durumda. yanisi çoğumuz insan değil, insan silüetinde yaşadığını zanneden düşmüş meleklerin soyundan geliyoruz. o insansa ben neyim diyorsunuz ya işte nedeni bu, o insan ama sen meleksin. bu sırrı taşıyan siyonistler özellikle insan soyunun yeterince töpülenmediği ırklara ve toplumlara onların emriyle savaş sürdürüyor. günü geldiğinde uzay gemisiyle mi olur boyutlar arası geçiş yollarıyla mı olur bilemeyeceğim ancak çoğunluğu almaya gelecekler. melek soylular insan soylulara savaş ilan etmiş durumda dedim elbette ay'da yaşayan ve kolonileri bulunan gerçek, tam anlamıyla doğal insan olan bunların da eli boş durmuyor. melek soyluları buraya hapsetmiş durumdalar ve azaltarak bitirmeyi hedefliyorlar. bu nasıl olacak bilemeyiz tabi çünkü ellerindeki teknoloji tam olarak tarifi zor bir gelişmişlik içeriyor. neyse işte, gerçek böyle bir şey işte. bitirmeden küp, ruhlar ve ruh hasatı ve işkenceden söz edeceğim. satürnünün kuzey kutbundaki altıgen bildiğiniz tuhaf bir açıyla duran ve dönen dev bir küp, gezegen büyüklüğünde bir küp söz ettiğim. satan büyük olasılıkla burada yaşıyor ve buraya çekilen ruhları işkenceden geçiriyorlar. ay'da da benzer bir durum var, ruhları kendilerine çekip ay'da bir şeyler yapıyorlar. hasat ancak işkence içermeyen türden bir şey. neyse işte insanlarla melekler arasında bir savaş sürüyor ve günü geldiğinde bu işi bitirecekler. melek soyluları melekler alemine siktir edip yeryüzünde bırakılacak az sayıda insanın çoğalıp türemelerini izleyip onlara yön verecekler, bakıcılıklarını yapacaklar ve günü geldiğindeyse yollarına gidecekler.