sıvılar bulundukları kabın şeklini alırlar. toz birikintileri* de bulundukları kabın şeklini alırlar. demek ki toz birikintileri aslında sıvıdır.
sıvıların içindeki her bir sıvı parçası** da aynı zamanda sıvıdır. demek ki toz birikintilerinin içindeki her bir toz parçası*** da sıvıdır.
bir avuç karabiber düşünün. bu karabiberi bardağa koyarsak bir bardak karabiberimiz olur. eğer çay kaşığına koyarsak hemen çay kaşığının şeklini alır ve bir çay kaşığı karabiberimiz olur. karabiber yerine toz şeker, tuz, kokain ve bilumum toz halindeki maddeyi koyabilirsiniz. hepsi de koyduğunuz kabın şeklini alacaktır. tıpkı sıvılar gibi. su gibi. bir sürahi su, bir bardak su, bir leğen su. bir sürahi un, bir bardak un, bir leğen un.
yalnız küçük katıların da bulundukları kabın şeklini aldığı gibi durum var. bir kasa kiraz, bir tabak kayısı, bir varil domates. hepsi yine bulundukları kabın şeklini alıyolar. buradan aslında tüm katıların da sıvı olabileceği sonucu çıkıyo fakat içime tam sinmedi. henüz mantıklı bi zemine oturtamadım. oturtunca açıklarım. patlıcanları oturtmayın ağalar. üzmeyin onları. sevin. en olmadı seven birine verin. verin. bana da verin. hepsini bana verin. hepiniz bana verin. hepiniz vermediniz de diyelim ki bazılarınız verdi. o da olumlu.
yüce sıvı tozlar aşkına.
*: toz birikintisi, milyonlarca toz tanesinin bir arada bulunmuş hali. örn: bir paket karabiber.
**: sıvı parçası, bir miktar sıvı içinde bulunan ve sıvıyı oluşturan en küçük parça. örn: bir bardak suda bulunan her bir su tanesi.
***: toz parçası, bir miktar tozun içinde bulunan ve tozu oluşturan en küçük parça. bir paket karabiberde bulunan en küçük karabiber tanesi.