tıp okuyan 10 kişiden 9'unun köylü olması
Next (2) - Last Page (106)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

son derece doğru önerme. fakir ve köylü ailelerin çocukları daha iyi bir hayat ve statü atlama hevesiyle tıp fakültelerini dolduruyorlar. zengin ve elit bir ailenin çocuğunun tıp okuduğunu neredeyse hiç göremezsiniz.

kendi içlerindeki bu aşağılık komplekslerini bu şekilde yenmeye çalışırlar. hastalarla senli benli konuşmalar, "en çok biz kazanmalıyız ühüü" diye ağlamalar, sosyal medya hesaplarını dr.hedehödö diye almaları da hep bu yüzdendir. insan psikolojik olarak kendinde eksik olanı tamamlamaya çalışır, tüm bu hareketlerin sebebi de doktorların çoğunun anadolu'nun muhtelif yerlerinden gelen köylü çocukları olmasıdır.

sözlükte bile doktorlu nick alan, steteskop veya boneli foto çektirip profil fotosu yapan, yazdığı entry'lere "bir doktor olarak" diye başlayan bir sürü yazar var. yazık, üzülüyorum da bir yandan bu ilgi açlığına.

bonus: günlük hayatta bir kişinin doktor olduğunu nasıl anlarsın?

-sen anlamadan o söyleyecektir.*
408 favorites - -
tıp okuyanların çoğu anadoludan oluyor evet ama bunun onları köylü yaptığını düşünmüyorum.

onları köylü ve çomar yapan şey; herkesi kendinden küçük görme, merhaba dediğinizde suratınıza dik dik bakmaları, sabah akşam başka mesleklerin aldığı maaşa laf etme, sahibindendeki doktordan satılık ilanları, eleştiri yapanlara özelden hakaret ve tehdit savurmaları, doktorluğu sevdikleri için değil statü olsun diye yazmış olmaları vb. şeyler.
189 favorites - -
adamı gömmeyin. belki oran doğru değil ama köylü oranı yüksektir tıp fakültesinde. ben de doktorum eşim de doktor. ben de köylüyüm eşim de köylü.
lisede sınıfta 6 kişi tıp kazandı hepsi köylüydü. tıp kazanacak puanı alıp da mühendislik yazan 2 kişi vardı. ikisinin de ailesi bizim ailellerden çok daha elitti.
48 favorites - -
başlığı açan yazar ingiliz asilzadelerinden lord bovin'in torunudur. ben kahyasıydım.
435 favorites - -
tıp okuyorum evet çoğunluğumuzun ailesinin durumu çok iyi degil. çoğumuz ya memur çocuğuyuz ya işçi. 6 kişilik odada kalıp ailesine yük olmadan, fakülteyi binbir maddi zorlukla okuyan o kadar arkadasim var ki. siz köylü diyerek asagilayabilirsiniz ben bize baktıkça ülkenin en asil insanlarini görüyorum.
226 favorites - -
yaklaşık 3 ay önce, ağırlıklı olarak doktorların oturduğu bir siteye taşındım. site müstakil evlerden oluşuyor ve bu doktorların çoğu ev sahibi. bunu şunun için söylüyorum bunlar aile hekimi falan değil, doktor tayfanın en üst gelir grubundalar. bunlara köylü demek, köylüye hakarettir hocam. çünkü köylü en kötü selam alıp vermeyi bilir. bunlarda o da yok. birine merhaba diyorum yüzüme bakıyor ses yok. başkasına günaydın diyorum kafasını çeviriyor. eşim ve ben bunu defalarca yaşadık. bu iş artık benim için challenge oldu. selam havada kaldıkça inadına gözünün içine bakıp ısrarla tekrar ediyorum:d
49 favorites - -
aslında bu konuyu bir de nepotizm açısından değerlendirmek lazım.

türkiye'deki elit aileler çocuklarının mühendis olmasından şikayetçi değildir ve hatta teşvik edicidir. şirket açarlar, varsa şirkette çalışırlar, ortak olurlar, kendi bireysel yollarına gideceklerse giderler falan.

ama imkanları vardır.

daha iyi ailelerden geldikleri için daha iyi bir " network"'leri olur.

bir köylü mühendis olduğunda ise genelde ailesinde okuyan tek ya da bir kaç kişiden birisidir.

bir network'u yoktur.

bu sebeple network'u olmayan, elit tanıdıkları olmayan insanlar " serbest piyasaya " girmeye korkar türkiye'de.

türkiye eskiden de tam olarak bir " liyakat " ülkesi değildi. türkler duygusal bir millet ve iş etikleri zayıf. adam kayırmacılığa çok müsaitiz.

özelde çalışan ve yükselen bir çok insanın nepotizmle yolu öyle ya da böyle kesişir türkiye'de. ben bundan hep tiksindim mesela şahsen bu yollarla hiç uğraşmadım. ne elde ettiysem kendim elde ettim. kimseye borçlu olmamak için.

ama bunun için de bireysel olarak çaba göstermeniz gerekiyor, biraz zor oluyor, kafanız çok basmıyorsa belki mümkün de olmuyor.

yani diyorum ki türkiye'de adam kayırmacılık devlete mahsus değil. özelde de çok yaygın, altında yatan gerekçe de toplum olarak nepotizmi ahlaki kötü olarak görmemek, normalleştirmek.

bu sebeple hiçbir network'u olmayan insan bu yollara girmeye casaret edemeyip memur olayım diye düşünüyor. daha garanti geliyor. bu çocukların serbest piyasaya değil doğrudan devlete oynaması (ne kadar kafaları çalışsa da ) güvenebilecekleri bir networklerinin olmamasından kaynaklanıyor biraz da.

ama uyarayım.

artık devlette nepotizm öyle bir seviyeye geldi ki, bu yaklaşım geçerliliğini yitirdi. özel sektör de şirketlerin kurumsallaşması ile biraz daha eskiye nazaran oturdu. bu dediğim daha çok 10 yıl önce böyleydi.
155 favorites - -
doğru tespit.
zaten 1000-1200 dolar maaşla koşa koşa atanıp doktorluk yapmaları bunu ispatlar.
tıp gelişmemiş, fakir bizim gibi ülkelerde fakir ve vizyonsuz ailelerin, bireylerin sınıf atlama amacıyla okuduğu, icra ettiği bir meslektir.
orta, orta üst sınıfta çok düşer bu tuzağa.
zengin vizyonlu bir aile çocuğuna tıp fakültesi ile zaman kaybettirmez.

edit: kardeşine 120 bin euro harcayıp tıp eğitimi aldırmış biriyim, ve pişmanım pişmanız, pişman ettiler :) abd'e göç edebilirse belki fikrim değişir, doktor düşmanıyım gibi mesajlar atıp durmayın, durum tespiti yaptım.
163 favorites - -
#127459870 tamamen katılıyorum. babası doktor olan birisi olarak babamın bölümden arkadaşlarına bakıyorum 10 doktordan 1’inin çocuğu anca doktor oluyor. çünkü hiçbiri çocuğu doktor olsun istemiyor. kendileri işin zorluğunu biliyor çocuğunu doktor yapmıyor.

doktor olduktan sonra belli bir seviyeye ulaşan aile çocuğu başka bir iş yapsın istiyor çünkü doktor olup uğraşıp didinip hakkını alamayacağını biliyorlar. bu yüzden köylü demeyelim ama belirttiğim entrydeki arkadaşın dediği gibi orta sınıf ailelerden seviye atlamak için çıkanlara bir nevi fırsat niteliğinde doktor olmak. çok ender görürsünüz elit ailelerden çıktığını. olur da çıkarsa zaten en ön planda olan doktorlar da onlar oluyor, orta sınıftan çıkanlar ön plana çoğunlukla çıkamıyor.
39 favorites - -
bunu diyenlere doktorlar ne kadar saldırsa da yadsınamaz bir gerçektir. çünkü büyük çoğunluğu üniversite sınavına hazırlanırken ders çalışmaktan başka hiç bir seçeneği olmayan insanlardan oluşur. türkiye'yi karış karış gezen, avrupa veya dünya turuna çıkan, çevresinde popüler ve sosyal, ailesinden sürekli harçlık koparıp farklı etkinliklere katılan insanlar olmadıkları için tek etkinlik olarak deli gibi ders çalışıp sosyal medyada gördükleri yaşantıları hayal etmişlerdir.

içlerinde insan sevgisi var mıdır diye, merhamet duygusu yeterli mi diye, sağlık sektöründe çalışıp insanlara yararlı olmak istiyor musun diye, hayat kurtarmak istiyor musun diye, hipokrat yeminine bağlı kalacak mısın diye kimse sormamıştır. onları tıp'a yönlendirenlerin umrumda da olmamıştır açıkçası. çünkü türkiye'de puanın tıp'a yetiyorsa tıp yazmamak ülkenin her bölgesinde büyük sal*klık olarak görülür. sonrada kan tutan adam da doktor olmaya çalışır. sadisti de, vatan hainini de, asker-polis düşmanı da…
127 favorites - -
Next (2) - Last Page (106)