ticaretin önündeki teknik engeller olarak da çevrilebilecek olan technical barriers to trade, ticaretin önündeki, yeni korumacılık'tan doğabilecek olan engelleri kaldırmayı ve hatta önlemeyi hedefleyen ve dtö bünyesinde yapılmış bir anlaşmadır.
malumunuz, gatt ile birlikte ticaretin önündeki korumacı engellerin kalkmasıyla, ülkeler artık kendi iç pazarlarını dış etkilerden korumak için, ülkelerine giren mallarda aradıkları standartları bir hayli yükseltmiş bulunmaktalar. işte bu tbt anlaşması bu standartların keyfi olarak konulmasını, ticaretin önünde gereksiz engeller yaratmasını ve standartlar kullanılarak ülkeler arasında ayrımcılık yapılmasını önlemek için gündeme gelmiştir.
lakin tbt anlaşması ülkelere; insan, hayvan bitki sağlığı ile çevreyi koruyan standartları koyma ve bunları koruma hakkını verir. hiç bir ülkeye "öhm canım senin standartın çok yüksek olmuo bak ama" denilemez ve hatta bu nedenle yaptırım uygulanamaz. lakin ülkeleri belirli uluslararası standartları adapte etme konusunda teşvik eder. ülkeler kendi standartlarına uyulması için gerekli önlemleri almakta serbesttirler.
e o zaman neye yaramaktadır bu anlaşma. hemen anlatılım. şimdi ilk olarak bir ürünün standartlara uyup uymadığı kontrol edilirken, bunun her ülke için adil ve eşit bir şekilde yapılması amacı güdülmektedir. ülkenin kendi ürünlerini kayırması mümkün olduğunca engellenmeye çalışılır. ve anlaşma uluslararası standartları adapte etmek isteyen ülkeler için yönlendirmeler içermektedir.
hiç bir ülke "aman da ne güzel anlaşmaymış bu hemen uyalım, hayat bayram olsun" dememektedir malum. sistem itirazlar üzerine kurulmuştur. kendisine bir haksızlık yapıldığını düşünen ülke, tbt anlaşmasının maddeleri uyarınca haksızlık yapan ülkeyi bir açıklama yapmaya çağırır. mevzubahis ülke açıklama yapar, durumu kabul eder ya da etmez. kabule etmemesi durumunda olay önce tbt komitesine, orada da çözülemezse dispute settlement body'e götürülür. bir orta yol bulunarak, çözüme ulaşılır ve bu çözüm bir dilekçe ile duyrulur.
şimdi bu konuyla ilgili olarak bir örnek de verelim.. (dtö'nün web sitesi kaynak olarak kullanılmıştır, lakin işbu entry el emeği göz nurudur. ayrıcana hukuk dili kullanır oldum hadi hayırlısı.)
şimdi efendim 2003 yılında, kolombiya aniden prezervatif paketlerinin üzerinde bulunması gereken yazılı ifade ve ibareleri artırmıştır. küçük paketin üzerinde; üretici, ticari ismi, sağlık bakanlığı kayıt numarası, paketin bulundurduğu prezervatif sayısı, kullanma talimatları, saklama koşulları ve prezervatifin tahriş yaratabilecek doğal latex'ten yapıldığı şeklindeki yazıların bulunması gerektiği söylenmiştir.
bunun üzerine latin amerika'ya en çok prezervatif ihracı yapan malezyalı medical-latex firması buna karşı çıkmışır. "bak efendii bu paket çok küçük hepsi bunun üstünde sığmaz bu biiiir, benim avrupadan ve amerikadan alınmış her türlü standartlara uygunluk belgem var acaip titizimdir bu konuda bu ikiiii, senin bu yaptığın benim pazar payımı küçültmek için yapılmış kasıtlı bir eylemdir bu da üüüüç" diyerek tbt komitesine başvurmuştur.
tbt komitesi olayı inceleyerek paketin cidden çok küçük olduğuna ve bu ifadelerin; prezervatifin tanımı*, kutunun içinde bulunan prezervatif sayısı, prezervatifin nominal genişliği, üreticinin ticari adı ve adresi, distribütör, son kullanma tarihi, prezervatifin direk güneş ışığından uzakta ,kuru ve serin bir yerde saklanması gerektiği, kayganlaştırıcılı, parfümlü ya da aromalı olup olmadığı, doğal latex'ten yapıldığı, kullanma talimatları, çöpe atma talimatları ve prezervatifin tek kullanımlık* olduğuna dair kısmının büyük kutunun üzerine; ve üreticinin adı, lot number* ve son kullanma tarihinden oluşan diğer bir kısmının da minik paketlerin üzerine yazılması gerektiği şeklinde kolombiya'nın aleyhine karar vermiştir.
ps: entryi yazarken pencereyi kapadım yanlışlıkla. ikinci kere yazdım baştan. evet aptalım.