kaçırdığı nokta şu; onlar gelişmiş ülkeler. sen o refahı sağla, bizde de yap tasarrufu. ama o adamlar itibardan da tasarruf yapıyor. sadece çalışanın itibarı değil. mesela diyanet gibi bir kurumları yok. üretmelerine rağmen bizim kadar makam aracı da yok. biz togg üretiyoruz (!) ama onu bile kullanmıyoruz.
mesela şöyle bir tasarrufa da kimse "hayır" demez: halihazırda çalışan milletvekilleri emeklilik maaşı almasın
*. ya da bir devlet memuru sadece bir yerden maaş alabilsin. huzur hakkı adı altındaki diğer ücretler kaldırılsın, maaşla idare etsinler.
edit: bu alıntının olduğu videoyu izledim. açıklama kısmında, biri "şerefsizlik yapmayın, bakan buna karşı" demiş. videoda almanya ve ingiltere'deki durumdan bahsediyor, "insanlar 40 yıl çalışıp 20 yıl maaş alıyor, bizde ise tam tersi şekilde çalışılıyor ölünce de eşine çocuğuna kalıyor maaşı" diyor. "bunu kesme işini yapamayız" diyor. aslında karşıymış gibi görünüyor ama uygulamada bu böyle değil. burada da herkes sosyal yardımların adaletsizce verildiğini yazmış zaten.
bir de verdiğin zaten 3 kuruş yardım. adamın emeklisi dünyayı geziyor. hem sağlığı hem parası oluyor emekli olunca, canı çıkmamış oluyor. bizim emekli hastaneden çıkamıyor, bağcılar'da yaşayıp deniz görmemiş adam var. gerçi o adamlar en çok bunları destekleyen orası da ayrı konu ama kıyas yapılacaksa bunlarla da yapılsın. zaten çalışırken bile verdiğin para yetmiyor, emekli olunca yarıdan fazlası kesiliyor, sonra gelip de "almanya şöyle ingiltere böyle" demek elmayla armudu kıyaslamak oluyor.
maliye bakanı da cumhurbaşkanı da örnek verip avrupa ile kıyas yapıyor ya bazen, oradaki refahı, adaleti liyakatı sağlasınlar, razıyım her türlü kesintiye, vergiye, tasarrufa.