ben pompacı bir adamım. o yüzden boşluklar ve o boşlukların ne ile doldurulacağı, sonunda hangi tarafın orgazma ulaşacağı benim açımdan önemli verilerdir.
burada iki soru sorayım ve oradan devam edelim.
"tam demokratikleşme" nedir?
kemalizm tasfiye edilince, oluşan boşluk nasıl doldurulacak, yerine ne konacak?
aslında son soru çok önemli ve bir o kadar da anlamsız. çünkü kemalizm çoktan tasfiye edildi. 1923 yılından beri devam eden cumhuriyet, 12 eylül darbesi ile kendi temelini oluşturan ilkeleri, kurum ve kadroları örselenerek çöküş sürecine sokuldu ve en son döneminde bir proje partisi olarak ortaya çıkan ak parti tarafından önemli bir değişime uğratılarak 2011 seçimlerinde bitirildi. artık ülke 2. cumhuriyet olarak yoluna devam ediyor.
2. cumhuriyet veya yeni türkiye, tam demokratikleşmenin adresi midir?
aslında gerçek soru bu. bakın, konunun kemalizm ile herhangi bir alakası yok. çaktınız mı köfteyi? kemalizm, zaten tarihsel misyonunu tamamladı ve tasfiye edildi. peki, o zaman neyi tartışıyoruz biz?
ak parti'nin çok güzel bir taktiği vardır. bunu liberallerden öğrendiler. sınıfsal çelişkileri, devlet ve birey arasındaki çatışmaya indirgeyerek, orada meydana gelen boşluğu kendi liberal-dinci fikirleri ile doldurur. bu kemalizm kavramı da birey-devlet çatışmasını anlatmak için kullanılıyor. böylece, ak parti diyor ki kemalist statüko sırasında demokrasi yoktu ama şimdi çok özgürsünüz.
yok aslında böyle bir kovboy :)
ak parti'nin kendisi bir statükoya dönüştü artık. hükümetten değil, devletleşen bir siyasal partiden bahsediyorum.
o zaman tam demokratikleşme nedir sorusuna yeniden geliyoruz. ileri demokrasiydi, tutmadı. marka olarak bir değeri de kalmadı. şimdi tam demokratikleşme kavramını ortaya attılar. demokrasi paketi açıklandı ama içeriği fos çıkınca da, inşallah bir daha ki sefere, denilerek seçim sonrası işaret edildi.
bu durumda "tam demokratikleşme"den ak parti'nin yerel ve genel seçimleri yeniden kazanmasını anlıyorum. ortada demokratikleşme yok ama iktidarı sağlamlaştırma kaygısı var. ama ben ak parti'nin güç kaybettiğini ve temsil ettiği sermayenin de chp'yi bile ak parti'nin alternatifi olarak öneremediği için derin bir siyasal kriz yaşadığını, bu anlamda bahsettiğim siyasal krizin bir tür kaosa dönüşebileceğini düşünüyorum.
tabii ki ak parti seçimlerle gitmez ama kan kaybedecek. tam demokratikleşme hamlesi de, çok akıllıca kurgulanmıştır, bu süreci tersine çevirme amaçlı.
o yüzden tam demokratikleşme için kemalizmi tasfiye etmek yoktur ama ak parti'yi kurtarma çabası vardır. bu net.
50 60 yıldır kemalizm'i ırkçılıkmış ve darbe yanlısıymış gibi lanse edilmesi sonucu, insanlarda kemalizm'den ne kadar uzak olursak o kadar demokratik oluruz algısı oluşturulduğundan yurdumuz insanına mantıklı gelen söylem
fakat kemalizm kadın haklarıdır, şapka kanunudur
kemalizm saltanatı yıkmaktır bu yüzden kemalizm demokratikleşmedir....
he sunuda belirteyim 70 yıldır değişen dünya koşullarında kemalizme en ufak bir sey katamamakta biz kemalistlerin en büyük hatasıdır...
daha da özgürleşme yolunda giden dünya siyasetinde hala " mevcut olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur " gibi söylemler 70 yıl öncesinde kaldı..
kemalizm'e katacağımız en büyük değer artık milliyetçilik gibi bir olgudan kurtarmamız gerekir. bunu da ancak bazı siyasi simsarları ( din ve atatürkü kullanarak siyaset yapan simsar bence bir farkı yok ) siyasi arenadan uzaklaştırarak yapabiliriz.
sadece andımızmı..? okuldaki milli bayramlara yada 10 kasım anma törenlerine gitmek istemeyen öğrencileri zorla,yok yazma tehditleriyle cocukları okulda yağmur altında soğukta bekletildiği sürece demokratikleşme teğet geçecektir.. bu yüzyılın ideolojilerinden olmayan bir faşizan siyasi akım.tasfiyesine gerek kalmadan yeni nesiller tarafından benimsenmeyecek akım..
osmanlı'nın teokratik oligarşisine kesin dönüştür.