gece gece şurdan burdan gezerken birdenbire başlarken çalan müzikli video karşıma çıktı... gün güneşli insanlar neşeli.... dosltluk ve sevgi sarıyor her yeri...
gözlerim doldu sözlük. insan büyükçe bazı şeylerin değerini anlıyor... bu müzik duyulduğu anda televizyona koştururduk kardeşimle. aramızdaki kavga dövüş ne varsa susam sokağı boyunca sona erer adeta hayat dururdu. sonradan devam ederdi tabi. şimdiki çocukların yüzüne bakmayacağı kuklalı çocuk programı bizim için ne kadar da büyük anlamlar ifade ediyormuş meğersem...
ankara üniversitesi iletişim fakültesi'nde susam sokağının çocuklar üzerindeki etkisi diye bir tez çalışması var, boş bir vaktinizde gidiniz okuyunuz
sevdigim sayi altiiiiii diye bi sarki vardi
galiba budu sooluyodu
yillarca
sayilarin kontu'nu ozdemir erdogan`'in kuklasi sanmi$tim.
hadi surat, gozluk, ve muzisyen ki$ilik tesaduf de o ses nasil oyle tipkisinin aynisi oluyor.?
bana daha anaokuluna başlamadan yazmayı ve sayı saymayı öğreten program. yeni nesil bundan bi haber büyüyor ya, ben ona yanıyorum.
tahsin ustanin bedavaya bisiklet tamir ettigi sokak
zehra teyze ve tahsin usta gibi hiç para kazanamayan esnaflara sahip sokak. bunlar mahalle ahalisinin gelip elma, armut almaları ya da tamir işlerinden para almazlardı. bir nevi kamu hizmeti.
ikisi de ekonomik krizde yok olup gittiler, çocukluğumuzla birlikte.
ben sarkısını soyle hatırlıorum:
gun gunesli insanlar neseli sen de gel oyna susam sokaında
dostluk ve sevgi sarıor her yeri gel katıl bize el el ele
sev dunyayı acılır her kapı
iste susam sokaaıııı-ı-ı-ıııı
sev dunyayı acılır her kapı
iste susam sokaıı-ı-ı-ı.
bir tane bolumunde paket lastigiyle yapilabilecekler gibi birsey vardi. bi kiz once bi peyniri sanirim paket lastigiyle paketlerdi, sonra baska paket lastikleriyle bisuru sey yapardi, misafirlige giderdi, gittigi evdeki cocuk paket lastiklerinden acayip bir calgi yapmis. giderken goturdugu buket cicege de dagalmasin diye bir paket lastigi. nedense aklimda bi bu kalmis. ha bir de giderken hediye diye karton ve boya kalemleri gotururdu, onlari da paket lastigiyle tuttururdu.
sabah bilgisayarı açıp edi'yle büdü'yü gugılın o'larının yerinde şebek şebek gülümser bulunca hasta hasta heyecalandıran ve ekranı küçük kardeşe çevirten bir güzellik bu. ama maalesef dünyaya 10 yıl sonra gelen susam sokağı'ndan bihaber kardeş niye bu kadar sevindirik oldu bu manyak ablam diye ifadesiz gözlerle ekrana bakar 1-2 saniye, sonra tv'de abuk subuk bir programı izlemeye devam eder. birileri için çok şey ifade edenlerin başkaları için bu derece manasızlaşması ne tuhaftır. edi, büdü, kermit, kurabiye canavarı laan?