süper lig'in avrupa nın en yaşlı ligi olması

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

başlığı spor toto süper lig olarak açacaktım ama karaktersizliğe takıldım. türkiye ligi bu sezon avrupa'nın en yaşlı ligi olmuş. ligin en yaşlı takımı da beşiktaş. aynı zamanda avrupa'nın en yaşlı 6 takımı arasından 4'ü türkiye liginden. sıralama beşiktaş, başakşehir, göztepe ve fenerbahçe. sanırım yakında veteranlar ligine dönüşecek ligimiz.

https://www.haberler.com/…-de-oldu-10791770-haberi/

edit: başlıkta avrupa'dan sonra kesme işareti olacak. moderatörler bir el atıverin.
0 favorites - -
cies'in dijital atlasından ülke futbolunun durumunun ne kadar sıkıntılı olduğu incelenebilir.

avrupa'nın en yaşlı ligi olmamız, ortalama alındığından çok fazla bir şey ifade etmiyor. ancak cies'in diğer verileri ile birlikte incelendiğinde daha büyük sıkıntıların olduğu görülebilir.

ilk olarak "club trained", yani kulüplerde yetişmiş oyuncuların aldığı süreler, kullanılma durumları açısından avrupa'nın en son sırasındayız. ülkede oyuncu yetişmiyor, daha doğrusu kulüpler oyuncu yetiştirmiyorlar. ellerindeki oyunculara oynama süresi de vermiyorlar.

ikinci olarak ülke dışında yetişmiş oyuncuların kullanımı sıralamasında avrupa ikincisiyiz. bu da harika. ülkede oynayan yabancı ve -burası önemli- yerli oyuncuların çok büyük bölümü ülke dışında doğuyor, büyüyor, yetişiyor ve buraya geliyor. bu duruma yaş ortalaması da eklendiğinde, bu expatların yetiştirme amaçlı olmadığını görmek çok da zor değil.

üçüncü olarak stability; yani bir oyuncunun takımda geçirdiği ortalama süre. bunda avrupa dokuzuncusuyuz. oyuncular takımlarında ortalama 1.5 sene kalıyor. bunu expatların durumları ve yaşla bir araya getirdiğimizde takımlardaki sirkülasyonu, sürekli değişimi görmek çok da zor değil.

ortaya çıkan sonuç şu: sürekli tüketen, üretime hiçbir katkı vermeyen, sürekli harcayan bir yapı var. bunun sürdürülebilir olma ihtimali matematiksel olarak yok fakat popülizm ağır basıyor. finansal olarak batık kulüplerin sayısı giderek artıyor, süper lig ve diğer ligler arasında oluşan finansal fark, buradan düşen takımı birkaç yıl içinde amatör liglere kadar giden bir yola sokuyor. bir iyi tarafı da yok değil; alt ligde finansal ceza alan, transfer yolu kapanan kulüpler birer ikişer altyapı oyuncularını sahaya atmaya başladı. bu cezalar üst lige de sıçrarsa değişim yaşanabilir.

tüzük ilk maddelerine göre oyuncu yetiştirmekle yükümlü kulüplerimiz bu konuya yanaşmıyorlar. tff ve devlet de uefa'nın yürüttüğü sert kemer sıkma politikalarını içerde uygulamadığından borçlar katlanarak büyüyor. herkese altınordu masalı satılıyor, ancak ülke futbolunun beraberce üretime dahil olmaya ihtiyacı var.

açıkçası avrupa'da artan yayın ve sponsorluk gelirleri sonrası sadece bonservisler değil, ücretler de yükselmeye başladı. vergi ve stopaj muafiyetli kulüplerimizin önceleri avantajı olan durum ortadan kalkıyor, türkiye ücret alt sınırları da giderek yükseliyor. genç yeteneklerin bonservis yükleri arttı, dahası bu oyuncuları bir üst seviyeye hazırlamak için sürekli oynatmak gerekiyor. kendi yetiştirdiğini oynatmayan, dışarıdan aldığını niye oynatsın, nasıl yetiştirsin?

birileri yalan söylemeyi bırakıp bu işe giriştiğinde ve üretime geçtiğinde diğerleri ile arasındaki farkı açacak. yerli oyuncular hal, tavır ve hareketleriyle can sıkıyorsa bunun çözümü can sıkmayanını yetiştirmek. bonservisi yüksekse, daha iyisini altyapıdan yetiştirmek, zira altyapı oyuncusunun maliyeti bu sektörde "sıfır"dır. çözümü üretimde aramamak, sıkıntıları sürdürecek.
3 favorites - -