kulaginda kulaklik varsa her turlu calisabilecek insandir. eger kulaklik yoksa da hicbir gurultu ya da etrafindaki hareketlilikten etkilenmeyecek muthis bir odaklanma gucu vardir. bunlarin hicbiri gecerli degilse de bos beles internette surf yapiyordur, facebook'ta muhabbet ediyodur veya benzeri cok da onemli olmayan bir isle mesguldur.

(bkz: selim geçit)
(bkz: serbest çağrışım)

karı kız düşürmek için yapılan hareket yanında da araba anahtarı hafiften etrafı kesen tip.

kulaklikla white noise dinliyorsa da her turlu calisabilir.

soğuk havalarda kahvehanede çay içip vakit geçiren tiple çok farkı olmayan insandır. biz hep çalıştıklarını varsayıyoruz, bbelki sadece vakit geçiriyorlardır.

starbuck'a hava atmak ve etrafı kesmek için gelmemiş az sayıda kendi halinde tipten biridir ihtimalen.
macbook kullandığına göre ya yabancıdır ya da reklam ajansında grafiker falandır.

o macbook'u bilerek aldıysa, yani sırf birinde görüp özenerek almamışsa ve hele de güzel sanatlar gibi bir alandan mezun olduysa muhtemelen üniversite hayatı boyunca gayet yetkin biçimde yaşamıştır bazı şeyleri.
ve haliyle öyle olunca da etrafı kesmek ya da millete hava atmak gibi dertleri pek kalmamıştır. starbucks tercihi ya müzik zevkinin de tetiklediği bir avrupailikten, ya da tesadüfen olabilir. ısrarla ve bağımlı biçimde starbucks hayranı olduğunu pek sanmasam da böyleleri de çıkabilir elbette aralarında.

burada tepki göstereceğim eziklik, bu adama tepki gösterenlerdir.

herkesin cebinde smartphone olduğu memlekette macbook air lüks değildir. starbucks tayfası için özellikle hiç değildir, starbucks dedigin mekan da bir litre benzinin 5 lira oldugu memlekette 4 liraya kahve satan bir kahvecidir. (cay bahcelerinde cay 2 tl) sayıca da son derece fazla olduklarından bunlara dönüp bakılmaz bile.

amerikan kahve dükkanı kültüründe vardır zaten gazete okumak, rahat rahat oturup laptop kullanmak. ben de yapiyordum bazen, çalışmıyordum da. ibb trafikten bakıp trafiğin yoğun olduğunu gördüğümde çekmek yerine oturur bi iki eksiğimi hallederdim. (macbook air ile değil ama velev ki mbp air, sanane yahu)

sözlükteki çoğu yazarın beyaz show'daki psikopat tiplemesi gibi klavye basinda "starbucks'a gitsin istiyorum, ama bilgisayar acmasin istiyorum, etrafa baksın istiyorum ama etrafa bakmasın istiyorum...aııııııığğğğğğğğğğ" dedigini düşünmeye başladım. yok buna bile takılıyorsanız bu patalojik bir durum çünkü, kişinin defolarının nefret olarak dışavurumu.

yargılanmaması gereken tiptir. aslına bakarsanız ofiste çalışmaktan daha rahattır. işinize burnunu sokan adamlar yoktur. ofis hem kalabalık,hem gürültülü, hemde gıcık tiplerle doluyken starbucks ya da benzeri kahve mekanları sadece kalabalık ve gürültülüdür. en mühim problemi kısa süreli de olsa uzaklaştırmış olursunuz yani; işinize burnunu sokan tayfayı. kafanızı boşaltmış olursunuz. çalışmanız gerekiyordur aynı zamanda kafanızı rahatlatmanız gerekiyordur.vakit kaybetmeden hem stresi azaltırsın hem işini yaparsın.

bu memlekette zengin olmanın, iş güç sahibi olmanın hatta kendi halinde takılmanın, keyif yapmanın da ayıplı ve garip bir davranış olduğunu anlamamızı sağlayan kişidir bu.

bilgisayar başında para döndürebilen, alıp sattığı ürünleri kontrol edebilen, mesleği gereği proje geliştiren ya da mevcut bir projenin hamallığını yapan biri olarak kendisini çok iyi anlamaktayım. sırf takılıyorsa anlamak daha da kolay sanırım, senin benim evimizde her gün yaptığımız şeyler bunlar. macbook air sahibi olsam "aa bu benim lan" diyeceğim :)

edit: ilk cümlede "zengin olmanın" dedim ama verilen tepkilere karşılık söyledim bunu. macbook air ile starbucks'ta oturmak zenginlik göstergesi falan değil, bunu yapan aynı zamanda zengin de olabilir o ayrı.

bilgisayarı sadece facebook'a girmek için kullanan ''tipler'' tarafından, anlamlandırılmakta güçlük çekilen tip.