starbucks'ta bardakların üstüne isim yazılması
Previous / Next (3) - Last Page (24)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

yabanci memleketlerde yasayan kimi sakaci(!) arkadaslarin, garsonlari, amcik, yarrak, orospu veya ibne diye, biraz insaflilarsa da(!) aptal veya salak diye bagirtmak icin rahatlikla kullanabilecegi yollardan biri... yani sadece starbaks'ta degil, bu sekilde hizmet veren bircok degisik mekanda da yapilabilir bu saka* ve hatta yapilmaktadir...

birde utanmadan dogru soyletecegiz diye kasarlar;

- yayak
- no no no! yarrak ("r" bastirarak soylenir)
- yarak??
- it is close but...yarrak! say it like this...

garson kiz yemek veya kahve hazir olunca bagirir;

- yarraaak, yarraaak...

sonra da bunlar "aaa bak kiz yarrak istiyor" diye espri yapip gulerler...evet var bunlardan ne yazik ki.
hatta "orospu cocugu" dedirtmeye calisanina bile rastladim. o derece yani...

konuyla "alakasiz" alakali bir ornek icin;
(bkz: starbucks tan elinde kahveyle cikan insan modeli/@niketese)
1 favorites - -
amerika'daki starbuckslarda (ve dahi jamba juicelarda daha da beter bir sekilde) kafalari yeme sebebimdir. yabanci isimleri benimki gibi kisa ve kolay olsa bile anlamiyorlar, tek tek harflerini soyleseniz de anlamiyorlar sonra arkada bekleyenlerin of ve puflarini dinle isin yoksa.

siparis alan cocuk ve temsil ettigi starbucks bana ozel kisi gibi hissettirmeye calismasin bosuna (ya da ne bileyim, o konuda israrcilarsa bardagi verirken caktirmadan elimi oksasin falan, yiyosa yani). ne olacaksa olsun, ben cinli american wannabe'ler gibi ismimi amerikanlastiracak degilim bu saatten sonra bir kahve siparisi icin.
1 favorites - -
adını zor telaffuz ettiğin kahve türleri arasından seçim yapmakta zorlandığın (!), talep gücünü fiziksel gösterge haline sokan kuyruklara girdiğin, büyük-orta-küçük adlarının kahve niceliğinden çok paraya baktığı, koltuklarda oturma eyleminin pavyon kültürü dışında farklı bir konseptle hizmete dahil edildiği mekan olan starbucks'da insan isminin ne şekillere sokulup yüksek iq sahibi herhangi bir çalışan tarafından nasıl içinin boşaltılıp dejenere edilebileceğinin macerasını yaşatandır. herhangi bir örnekle taçlandıralım:

+adınız?
-senem
+sinem?
-yok senem.
+hmm sanem?
-hayır beyfendi seeeneeeeem. iki e ile.
+aaa. ne kadar hoş ve değişik bir adınız var.
-hadi hayırlısı.
(bir dakika sonra..)
*see siiii.....
-tamam. tamam verin siz benim o.

(ve bardakta yazan: seenam)
0 favorites - -
kazamm, compumaster ve sarhosh amiral starbucks'a gider. sarhosh amiralin komik olabilecek durumlarda daha olay komikleşmeden anormal seviyelerde gülme, kopma ve hatta dağılma özelliği vardır. compumaster kahvesine simon yazdırır, sarhosh amiral bertan yazdırır. sıra kazamma geldiğinde "venti, nonfat, decaff latte" der, sonra bize döner bak şimdi ne diyeceğim der. bu noktada sarhosh amiral 10 aylık gülme ihtiyacını sanki 4 saniyede yapmak zorunda imiş gibi bir anda gözlerinden yaş gelircesine gülmeye başlar. gülenle gülünür kısır döngüsünden dolayı compumaster da gülmeye başlar... ve kazamm adını söylemesi için bekleyen starbucks çalışanına bastıra bastıra "ammmcuk" der. tam anlayamayan starbucks çalışanı bir daha sorar, ve yine "amcuk" cevabını alır. artık yere kapaklanmış olan sarhosh amiralin durumunu iyicene içerleyen starbucks çalışanı, neden arkadaşların bu kadar koptu der. compumaster, "aha çok fena sıçtık şimdi" diye düşünürken, kazamm "ben hem venti, hem nonfat ve hem de decaff latte isteyince, arkadaşlarım bunun karı işi olduğunu düşünüyor" der ve çok şahane kurtulur olaydan.

45 ila 60 saniye sonra kahvelerimiz gelir. üzerinde sırasıyla compumaster'in simon ismi yerine raymond, sarhosh amiralin bertan ismi yerine william, kazammin bomba amcuk ismi yerine de richard gibi keskel alaka isimler yazılmıştır.

kısaca, amerikadaysanız***** ne isim verdiğinizin bir önemi yoktur. nasılsa anlamazlar, nasılsa her seferinde saçma sıçma isimleriniz olur.
0 favorites - -
bilkent starbucks'ta geçen bir diyalogdur, unutulmamıştır, yazılası gelmiştir sözlük. şöyle oldu hadise şimdi güzel bir kızdı, verdi siparişini kasiyere, ondan sonracığıma efendime söyleyim:

- isminizi alabilir miyim?
- şeabnaamm*...

eleman bu çok güzel kızın karşısında bir anda heyecanlandı, o da ne olduğunu anlamadı, bardağa bir türlü yazamadı "şebnem". yazıp yazıp karaladı bir kez daha yazmaya çalıştı, ta ki bardak okunmaz hale gelene kadar. neyse sipariş hazırlandı sonra, başka bir eleman ismi okuyacaktı; ancak okumak mümkün değildi, kitlendi kaldı.

- binim o sanıraam...şebnam olacaktıa.
- aah evet, arkadaş şeaapmış, evet okunmuyor, buyrun şebnem hanım eheh.
- hıhı ok... (bkz: güzel olduğunun farkında olan kız)

keşke her şey burada bitseydi, bitmedi ama, eleman dayanamadı iki kelam daha etmeye çalıştı, düşündü durdu ne desem diye, sonra çıka çıka korkunç bir espri çıktı, karizma resetlendi:

- ehehe şimdi arkadaş leb demeden leblebiyi anlayan bi arkadaş, şeb yazınca da şimdi şebnem'i anlamamızı bekliyor eheh.
- hıhı ok... (bkz: espri yapan erkeğin yüzüne mal mal bakan kız)

(bkz: yerin dibi olsa girecekler)
1 favorites - -
amerikan halkini hedef alan bir uygulama, turkiye'de neden vardir anlamam.
bir de soyle birsey var.
abd'de starbucks'ta otururken, gorevli birden bozuk bir aksanla yavşak ya da ibne diye bagiriyorsa, kafede ayaga kalkilir, yeni bir turk bulmanin heyecaniyla kahvesini almaya giden arkadasla sohbet edilir, tanisilir.
ozetle bir yandan da kafede turk varliginin sinyalini veren hadisedir.
1 favorites - -
yer: bir sahil kasabasında açılan ilk starbucks
konu: açılış
kişiler: annesi ve fuchur

üniversitede ve yurtdışında sıklıkla starbucksa gittiğim ve sevdiğim için memleketimize açılacağını duyunca hemen annemi götürdüm açılışına.

annemle kasada duruyoruz, siparişlerimizi verdik. çocuk kibarca isimlerimizi sordu. söyledik, yan tarafa geçtik bekliyoruz. 2 dakika sonra çocuk isimlerimizi söyledik gittik aldık bardaklarımızı. annemin yüzünde daha içmeden bir hayalkırıklığı ifadesi belirdi.

fuchur: anne noldu? daha içmeden beğenmedin mi yoksa?
anne: ee bu bardaklar karton!
fuchur: nasıl olması gerekiyordu anne? içemeyeceksen seramik kupalarda isteyelim.
anne: yok ben isimlerimizi sorunca açılışın anısına kupalara isimlerimizi yazıp bize hediye edecekler sanmıştım!

canım annemin beklentisine önce gülsem de aslında olabilir dedim sonradan. tüketim çılgınlığına akıl erdiremeyen kuşaklara üzerlerine isimleri karalanmış karton bardaklarda kahve içmek garip geliyor. biz gençlere de onlara garip gelmesi...

her gittiğimde ismimi söylerken annem aklıma geliyor...
0 favorites - -
bu uygulama kapsamında adınızın çükübik olarak yazılmasını isteyince fikibok yazan şahane çalışanlar da vardır.
0 favorites - -
(bkz: leyla ile mecnun)

erdal bakkalda plastik bardakta cay icmek istemeyen yavuz isyan eder, erdal bakkal ustune isim yazsam bayila bayila icersiniz ama der.

soyleyeceklerim bu kadar.
5 favorites - -
thug love'ın mü$terisi sebat etmi$ starbucks da müdür olmu$tur..

- adın !
- ney?
- adını söyle lan !
- a aahmet..
- tamam.. bak yazdım bu bardaga adını, yarın gelirken bunu getiricen, sagda solda unutma..
- ama, ben yarın, yani..
- sıs lan, geleceksin yarın, burda icicen kahveyi bundan sonra, ba$ka yerde görürsem kırarım ıstavroz kemigini..
- bakın ben, sadece..
- buraya geliceksin, gelirkende getirceksin bardagı dedim sana, yengeyide getir, oda faydalansın bu hizmetten, tamam mı lan ahmet?
- allahım..
1 favorites - -
Previous / Next (3) - Last Page (24)