self servis demek ürünü kasadan alır, servisini kendin yaparsın demek. ürünü tükettikten sonra masayı temizlersin ortalığı siler süpürürsün demek değil. öyle olsa muhtemelen orada işçi sayısı daha az olurdu.

bu gibi yerlerde, eger ki kalkarken atabilecegim tipte plastik, kagit urunler kaldiysa mutlaka cope kendim atar hatta tepsi vs. varsa kenara koyarim ancak fiyatlari normal restoran seviyesinde tutuyorsaniz, bir zahmet 2 tane fazla isci calistirmayan isvereninize kizacaksiniz.

ulkede zaten genel bir hijyen sorunu var. her yer kirli, ozellikle self servis yerlerde masalar toplanmiyor, sigara kulleri ucusuyor. ayni bezle hem masa hem sandalye hem tezgah silen adamlarsiniz bence fazla soylenmeyin.

bir çalışan olarak daha da beterlerini gördüğüm,acaba diyorum bunlar evlerinde de mi böyle yemek yiyorlar diye beni düşünceler alıyordu,alıştım artık bişey demiyorum derli toplu bıraksınlar kafi.

güzel bir noktaya parmak basacakken olayı kişiselleştirdiği için destekleyemediğim çalışandır. sadece starbucks'ta değil benzeri işletmelerde de kalkarken mutlaka çöpümü mutlaka kendim atarım. çöpünü masada bırakan tiplere gıcık oluyorum, senin ağzının elinin değdiği şeye kimse dokunmak zorunda değil. millet olarak katetmemiz gereken çok yol var.

edit: imla

medeniyet o çöpü atmayı gerektirir

haklı isyandır. 4 seneye yakın oldu avrupa'da yaşıyorum en sevdiğim tarafı self-servis mekanlarda kendi çöpünü kendin atıyor olman.

bana ayılık gibi geliyor, yiyorsun içiyorsun, masayı pis bırakıyorsun ve biri senin pisliğini topluyor. çok zor değil zaten ya kahve içmişsindir bir tane kupan veya bardağın vardır ya da fast food yemişsindir tepside bir avuç kağıdın içinde çöp kalmıştır yediklerinden. onu da kalkıp atmak çok zor değil.

hayır zaten o kadar alıştım ki türkiye'ye geldiğimde de içim rahat etmiyor, götürüyorum garip garip bakıyorlar.

ha fine-dining restaurant olur, ayrı. hizmete dahil. habire masadan kalkıp ara sıcak tabağını, sos tabağını mutfağa götürüp, şarap kadehini değiştirip, ana yemek tabağını alıp gelecek halin yok. ama coffee shop ya da fast food mekanlarında 1 tane çöpün oluyor zaten.

masaya bakıyoruz lekeli. küllük de boşaltılmamış. sen hizmet vermiyorsan saygı beklemeyeceksin. asıl görgüsüzlük starbucksa gidip bardak çalmaktır, bir bardağa muhtaç olacak kadar alçalmaktır.

o zaman çöp kutusunu, müşterinin siparişini teslim alıp peçete, şeker vs. aldığı noktaya koymayacaksın. senin işletmen bile iş akışını, mağaza planını buna göre yapmamış. önce git patronuna ağla!!! carrefour'un restoranına ne zaman gitsem, ki haftada 1 gün gidiyorum ortalama, tepsimi mutlaka ortada görülebilecek ve yemek alıp çıkanları engellemeyecek bir noktaya konulan tepsi aracına yerleştiririm carrefour'da masadakileri toplayanlar mevcut ama müşterinin yardımına da uygun ortam oluşturmuşlar. sen müşterini sorgulayacağına, uygun ortam oluşturmayan hatta bunun gibi bir derdi olmayan şirketini sorgula. en az 15 ülke gördüm starbucks'ta bardağını çöpe atanı görmedim. tekrarlıyorum senin şirketin bunu istemiyor nokta.

saçma bir yakınma olmuş. eğer bu yakınmayı çalışma masalarında çöpünü bırakanlar için yapmış olsaydı ya da piknik alanında çöpünü bırakanlar için yapmış olsaydı haklıydı.

öncelikle, evden çalıştığım için ve evde odaklanma sorunu yaşadığım için çoğunlukla kafelerde çalışıyorum. mesainin tamamı olmasa da bir kısmını kafede çalışarak geçiyorum.

türkiye'deki neredeyse hiçbir kafede güler yüzlü, müşteriye hal hatır soran, hizmet sektöründe olması gereken ölçüde iyi bir iletişim kuran işletmeye denk gelmedim. özellikle siparişi alanların suratı beş karış. somurtkan bir ifade, siparişi hiç de seyrek olmacak şekilde yanlış almak, siparişi bitiminde teşekkür ettiğinizde ya da kolay gelsin dediğinizde cevap alamamak hatta yüzünüze bile bakılmaması vs.

cafe latte'yi 55 derece istediğimde kaç defa memnuniyetsiz bir şekilde suratıma bakıldığına şahit oldum. "bana neden is çıkarıyorsun" bakışı. zaten çoğu zaman unutup 70 dereceye kadar kaynattiklari halde... ya da laktozsuz süt diye ısrarla belirttiğim halde kahveyi normal sütle yapmaları. başka bir şeye ciddi bir alerjim olsa başıma ne gelecek allah bilir.

bu dediklerim starbucks dahil birçok yerli ve yabancı kafeler için geçerli.

özetle, bence de herkes kendi çöpünü atmalı. bu bir kural olmasa dahi çalışan insanlara karşı bir jest veya yardım olarak düşünmek gerekir. ama şunu unutmamak gerekir ki hizmet sektöründe asıl önemli olan müşterinin memnun olmasıdır.

insanlar günün bir bölümde iyi vakit geçirmek, kafa dinlemek veya çalışmak için kafeye gittiklerinde ilgisiz, somurtkan, siparişi yanlış alan, gerektiği gibi iletişim kuramayan çalışanlara maruz kalmak zorunda değiller.

bu sebeple önce verilen hizmetin kalitesinin yükseltilmesi gerekir. emin olun siz müşteriyi memnun ettiğinizde çoğunluk çöplerini kendi atacak ve kafede çalışanlarla empati kurarak hareket edecektir.