çok garip geçen yıl odamı temizliyordum 100 dolar buldum. bunu dedim ki ben bunu unutmuşum ben. unuttuğum paradan bana hayır gelmez. beni bozar dedim. delikanlılığa yakılmaz dedim. sonra eltimi aradım. dedim böyle böyle, dedi ki canım şimdi burada gece, yarın ara. dedim ki ama yüz dolar. bir daha bak o yüz dolar değildir dedi. ben de baktım hakikaten 100 değil 8 dolarmış. çok ilginç 8 doları nasıl 100 dolar sandım bilemiyorum ki. benim de en pembe huylu özelliğim yazın yastık çevirmek. soğukta iyi geliyor bana.
kışın bataryalı resistansli mont ile geziyorum. ofiste lakabı muschijacket.
hayatım boyunca evim dışında bir defa bile büyük tuvaletimi yapmadım.
sokaktaki hayratlardan asla su içemem. içmeyi bırak, hayratı görünce bile tiskinti geliyor.
çiğ et
* e dokunamıyorum.
başka kötü alışkanlığım yok.
pizzayı, lahmacunu çatal bıçakla yemek. çayı ve kahveyi ılık içmek.
uykusuzluğa dayanamamak. daha doğrusu uyuma saatimi istediğim kadar geciktiriyorum uyuyakalmam, ama uykumu almadan mümkün değil kalkamıyorum. yeterince uyumadığım için sınava girmemişliğim, evden çıkıp randevuma gitmemişliğim var benim.
herkese insanmışçasına davranmak.
(bkz:
hastalık hastası)
yillardir yalniz yasamanin sonucu sanirim, elden ayaktan dusmemek icin dikkat ede ede her seyden nem kapar oluyor insan.
çay-kahve içerken, istemeden de olsa, bardağı ya da fincanı tutan elimin serçe parmağını kaldırıyorum.