akşamdan beri okumadığım haber twit kalmadı. aklım almıyor yaşanılanları. o gencecik çocukları .şu saat oldu hala uyuyamadım. peki biz bu saatten sonra ne yapabiliriz? yani ne yapılması gerekir ?

edit: suserların girilerinin hepsini okudum.
özetlemek gerekirse, sanırım birinci olarak eğitim geliyor.
eğitim hem ailede eğitim hem de okulda eğitim geliyor. diğer paralı alınan eğitimleri saymıyoruz bile.

ailede eğitim 1. koşul.
ama bu da kuşak atlacak zaman alacak.
okuduğum girilere göre eğitimde kaçak olması halinde ise

adaletin devreye girmesi gerekiyor. ne kıldan kalın olması gerekiyor, ne de kılıçtan kör.
kanunun kestiği parmaktan herkesin vazgeçmesi gerek. aileniz olsa bile.

üç başlık olarak sosyal ekonomik düzen adı altında ise rtük den baslayın da iletişim başkanlığı siralamasıyla bütün kurumların elini taşın altına koyması lazım. ama bir giri dikkatimi çekti. bunu bizim jenerasyon göremeyecek. bir sonraki level de çocuklarımız rahata erebilecek. çok geç kaldığımız söyleyenlerde var.

paşa'mın dediği gibi, ben de kendi düşüncemi söyleyeyim.

"memleketin ellide biri değil, her tarafı tahrip edilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız."

başlığı açan da, başlığa ikinci mesajı atan da aktroll. silerlerse diğer görsel
başlığa ikinci mesajı atan hesap başlığı açan hesabın yan hesabı olabilir.

bir ay içinde tonlarca kadın cinayeti olmuş, bu aktroller hala manipülasyon peşinde. algı peşinde. başlık bile fecaat.
bu da "sosyal çürüme" falan diye başlık açan hırtın başka bir mesajı görsel
böyleleri sosyal çürümeden falan bahsediyor işte.

ancak yine de yanıtı ellerinize vereyim. belki iki dakika utanırsınız.

kendi getirdiğiniz:
"adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı"
"tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı"

olaylarını türkiye'den silerek başlayabilirsiniz. yasaları doğru düzgün işleterek devam edebilirsiniz elbette manipülasyonuna tükürdüklerim.

edit: özelden organize şekilde 1. ve 2. entrynin sahipleri troll değil diye mesajlar geliyor. eve geleyim bu özelden mesaj gönderenler de engelleyeceğim. organize çalışıyorlar.

netflix'te seri katil belgeselleri, televizyonda mafya dizileri, sosyal medyada sıradanlaşan 3. sayfa haberleri, oyunlarda vahşetin her türlüsünün simüle edilmesi.

gerçekten etkilenilmiyor mu acaba?

şiddeti kanıksamak, psikopatlarla empati yapmak, sanat adı altında sunulan saçmalıklar.

bir an kendinin de böylesi bir iz bırakacağına inanırsın. evinde çizimler yaparsın. 'büyük bir şey' yapmanın eşiğinde hissedersin. surlara çıkıp poz kesersin. ardında saygı duyulası bi acımasızlık bırakacaksındır. bir film sahnesi gibi. dramatikliği artırmak için elinden geleni yaparsın.

sorun çok derinlerde. ince ince işlenen bir görüntüler çağının ortasındayız. ve ne yazık ki bunun önüne geçmek imkansız gibi artık..

ilk ve son edit: başlığı açan arkadaşn günahını almışım, özür dilerim.

edit: başlığın sosyal çürümenin önüne nasıl geçebiliriz sorunsalı şeklinde değiştirilmesi gereken başlık

herşey çukur dizisi ile başladı.
dizi, film sektörü ve çalışmayan guguk kuşu

çeteci, illegal tipli, giyimli dizilere, kliplere ve müziklere yasak gelmeli. yıllardır bu kültür toplum tabanında yozlaşmayı artırdı. bizim zamanımızdaki kurtlar vadisi bu dizilerin yanında kamu spotu kalır. en azından onda bir duruş, kurgu gücü, bir prensip ve efendilik vardı. şu andaki diziler tam bir kültür çürümesi. leş.

militarist bir yaklasimla ancak.
cok milliyetci bir insan degilimdir o tur kokenli biride degilimdir ama disiplin sart militer bir yapi olmasi gereklidir ancak bu enkaz oyle duzelir.

sapıkları ve haydutları suç üstü yakalanıp 1 saat sonra salınır salınmaz avlayan, punisher mı dersin dexter mı dersin gözünün yaşına bakmayan sosyopatlar yetiştirmemiz ile.

belli ki mevcut ceza ve eğitim sistemi allah her şeyi affeder, devlet her sene af çıkarır, ne yaparsan yanına kar kalır diye öğretiyor, ve halk da sokaktaki eşkıya sayısı arttıkça buna sebep olanların oyunu artırıyor, o zaman olağanüstü savaş kanunlarına dönmekten başka çare kalmamış gidi duruyor

islam ahlakını temel alan bir eğitim ile yanıtını alan çaresiz başlık. tam yirmi iki senedir islam ahlakına! sahip yöneticiler tarafından yönetildiğimiz bu ülkede ne hikmetse sosyal çürüme günden güne artmakta, her alanda toplumsal dejenerasyon ve hatta çöküş vuku bulmakta, duyduğumuzda, okuduğumuzda inanmakta zorlandığımız vahşet hikayeleri yaşanmakta. peki hala bu ısrar neden?

sisteminiz işlemiyor ve hayır, bahsi geçen cevaba kesinlikle katılmıyorum. sosyal çürüme, diğer deyişle sosyal bozulma konusunda çözüm islam ahlakında filan değil. toplumumuzda bireylere öncelikle insan olabilmeyi, ahlaklı ve etik değerlere inanan ve bunları uygulayan bireyler olabilmeyi öğretmek gerek. ahlak ve etik, dinden bağımsız sosyolojik başka kavramlardır. siz ister kabul edin, ister etmeyin ama dinden öte her bireyin hayatında yol gösterici olması gerekenler, aslolan ahlaki ve etik değerlerdir.

çözüm, basit gibi görünen ancak bu sistemde yürütülmesi zor olan, devlet eli ile gerçekleştirilmesi gereken aşağıdaki maddelerle mümkün:

1- eğitimde ahlaki ve etik değerlerin kılavuz alınması, ilkokulda din kültürü ve ahlak dersi ile değil, ahlak ve etik değerler dersi ile eğitime başlanması,
2- ekonomik eşitsizliğin önüne geçilmesi,
3- eğitimde fırsat eşitsizliğinin giderilmesi,
4- adalete karşı kaybedilen inancın arttırılması,
5- sosyal devlet gerekliliklerinin hakkı ile gereği gibi yerine getirilmesi,
6- devlet kadrolaşması başta olmak üzere her alanda liyakatin esas alınması,
7- kutuplaştırma ile ayrıştırılan toplumun dayanışmaya teşvik edilmesi,
8- topluma karşı şeffaflık ve hesap verilebilirliğin mutlak koşul olması,
9- ortak değerlere sahip bireylerin bir araya geleceği toplulukların bulunması,
10- bireyselleşmenin toplumsal birlikteliğe tercih edilmesi, bunun için de bireyselleşerek yalnızlaşan kişilerin toplum fikrine ve birlikteliğine dair inançlarının kazanılması

birey olarak da elbette yapmamız gerekenler var. birey olarak da şu soru hakkında düşünmemiz ve felsefe yapmamız gerektiği kanaatindeyim: iç huzurumuz, anlık haz ve heveslerimizden daha mı önemli, daha mı önceliklidir?

başta sosyoloji ve psikolojinin olmak üzere tıp (özellikle psikiyatri, genetik ve nöroloji alanlarının) ve siyasetin de temel konularından birisidir, değilse de olmalıdır. bu alanlardaki insanların, ekonomideki eylem planı gibi birkaç yıllık bir dönemi kapsayan akla yatkın bir eylem planı ortaya koyması ve bu eylem planını da kararlılıkla uygulamasıyla... benim kişisel düşüncem budur.