allah'ın sopası. okyanus ötesinden selam alma durumu. sen yıllarca katil abd, emperyalist abd, her taşın altında abd, nato, incirlik üssü, incir çekirdeği gibi işlerle uğraş, sonra kafayı kendisiyle bozduğun abd gelsin, elçisiyle, sözcüsüyle seni savunsun
olacak iş mi ya?? ulan kapalı oda larda yıllarca paranoya üret, komplo teorileri kur, hafif şizofren arkadaşlarınla halaya dur, gözaltına alındığında abd büyükelçisi "böyle basın özgürlüğü olmaz" desin... işte tarihin cilvesi...
edit: işbu entry bütünlüğü ve anlamı itibarıyla "ulusalcı kafa" sistemiyle üretilmiştir.

abd'nin akp'yi savunması ile aynı sonucu doğurmayacak olan gelişme. akp taraftarı ile karşıtları olayı tam zıt yorumlayacaktır.

(bkz: bu amerikalılar o emperyalistlere benzemiyor)

başka bir açıdan bakıldığında akp nin abd tarafından sorgulanmasıdır.

ekseni kaydığı iddia edilen ülkemizdeki mücadele taraflarının daha kolay anlaşılmasına vesile olabilecek ipucudur. ne ipi urgan ucudur, hatta gemi halatı. o kadar ki ulusalcılar bile görebilir bunu. ama yok göremiyorlar hala...

abd'nin müslüman coğrafyasında gerçekleşen ''demokrasi'', ''özgürlük'', ''eşitlik'' ayaklanmalarının olduğu dönemde bir demokrasi havarisi olarak, akp'ye ''vur dedik öldürdün.'' uyarısıdır.
başka bi şey değildir.

şüphesiz ki soner yalçın'ı emperyalist odakların adamı gibi gösterme çabasıdır. -amerikancı bu- sıfatı yedirilerek yaptığı haberleri değersizleştirmeye yöneliktir. aynı zamanda bir taşla iki taş vurmaya çalışmaktadırlar. şöyle ki; bu gözaltılar halkı çok az da olsa uyandırmış ve "acaba" dedirtmiştir. bunu gören abd hem akp'ye ayar çekip uyarayım hem de soner yalçın bizim tarafımızda imajını vereyim de halk ona karşı da güven duyup, halkın gözünde değerlenmesin düşüncesiyle bu savunmayı yapmıştır.

their boys olduğundan vuku bulmuş olabilir. kim olsa savunur çocuğunu dış mihraklara karşı, şaşılacak ne var bunda.

işin şaşırtıcı tarafı bu iddianın şakirtlerce, abd büyükelçisinin "böyle basın özgürlüğü olmaz" demesine dayandırılması.
arkadaş demokrasi konusunda o kadar ileri gitmiş ki, basın özgürlüğü, hak hukuk, insan hakları gibi evrensel kavramların herkes için olduğunu aklı almıyor, vicdanı kabul etmiyor.

http://www.habervitrini.com/…n_gerilimi-515109.html linkindeki haberde biraz daha açığa çıkan bir savunmadır bu.linkteki şu satırlar ilginçtir;

"bir yanda özgür basın deniyor bir yanda gazeteciler gözaltına alınıyor, bunu anlamıyoruz." odatv internet sitesinin sahibi soner yalçın ve yetkililerinin gözaltına alınmasının sorulduğu abd'nin yeni ankara büyükelçisi ricciardone, yukarıdaki yorumu yapmış, ak parti'den de 'içişlerimize karışmayın" yanıtı gelmişti."

soner yalçın ile julian assange karşılaştırmasının yapıldığı http://www.liberalses.com/…ist-ya-soner-yalcin.aspx linkindeki haber-yorum da okunmaya değer zannımca.

aynı linkten ;

"odatv, ergenekon ve balyoz davalarının merkezindeki generallerin nato karargahlarında yetiştirildiğini ve birçoğunun amerikan üstün hizmet madalyalı olduğunu görmezden gelip, ergenekon operasyonlarını yapan polislerin amerika tarafından eğitildiğini iddia ettiği sırada gelen bu ‘sürpriz destek’ oldukça şaşırtıcıydı. en komiği de ‘balyoz darbe planı’nın suikast listesinde yer alan hürriyet’in ‘hacı’ liberali cüneyt ülsever’in odatv baskınını, “abd’nin 1 mart tezkeresinin intikamını alıyor’ şeklinde yorumlamasıydı. olayın bu tarafı, kimilerine garip ve çelişki olarak görülse de, derin bağlantıların perde arkasını bilenler için hiç şaşırtıcı değil.

1990’lı yıllarda, aynı anda hem sayfalarında sözde ‘pkk’nın destanı’nı yazıp, hem de mit’in ve genelkurmay’ın en tepesinden sızan bilgi ve belgelerle gazete çıkaran doğu perinçek’in içinde bulunduğu ironik durum ne kadar şaşırtıcıysa, perinçek'in gazetesinin o dönemdeki haber müdürü soner yalçın’a gelen amerikan desteği de ancak o kadar şaşırtıcı olabilirdi. "