keşke olsa da rahat etsek.
zaten hoşlanmazdım, covid sonrası iyice tiksindim.
kimsenin pis nefesini solumak zorunda değilim.
iki üç gün önce ankara- çukurambar' da sigara içmenin yasak olduğu 100 metre civarı bir kaldırım gördüm. amerikan konsolusluğu dolayısıyla mı bu yasak konmuş anlamadım ama olması gerekendir. içmeyenleri zehirlemek hoş değil.
sigara içen biri olarak kesinlikle gelmesini istediğim yasak.
yasak değil de bilinç olarak aşılanması gerekir.
arkasından mecburen yürünülen kişinin ciğerlerine çektiği pis dumanı kimsenin solumaması gerekir.
kamusal alan sonuçta.
belki de bir temiz hava almaya çıkmıştır insan.
kalabalıkta dikkat edilse yeter şimdilik.
yoksa sigaraya da karşı değilim isteyen istediğini içer başkasını rahatsız etmediği sürece.
ahh ne güzel olur. kara tren gibi önümde yürüyen, pis kokan insanlardan tiksiniyorum. açık havada o leş kokuyu çekmek zorunda mıyım?
sokakta sigara içme yasağı getirilip, içecekler için kıyı köşede çizgilerle belirli alanlar ayarlanmalı. ötede kendilerini zehirlesinler.
malum dağın ayısı otobüse binmeden son bir derin fırt alıyor, sigarayı sokağa fırlatıyor ve ağzındaki dumanı da otobüsün içine boşaltıyor. o esnada ayağımı ağzına sokmak suretiyle duman çıkışını önlemek var da uzak kalıyorum.
resmen yavşaklık.. vapurdan indik daracık koridor yürüyoruz isimize gücümüze bakacağız.. yavşağın biri iner inmez yakıyor sigarayı.. yolculuk 15 dk sürüyor zaten.. neyi bekleyemiyorsun allahin öküzü.. yüzümüze yüzümüze..at yarragi
eveeeet lütfen lütfen. nefret ediyorum milletin ciğerinden çıkan dumanı eskaza solumaktan.
haftalık çalışma süresinin 4 güne indirilmesinin kaliteyi artırması gibi insanımızın mevcut kalitesini artıramasa da sigara içmeyen kaliteli insanların rahatsız olmasını engelleyecektir. kül tablası ağızlılar tarafından linç yemem inş.
*
göz göze gelince beynin saniyenin yüzde biri içinde “acaba tanıyor muyum” diye hesap yapıyor.
selam verip geçtiğin adamın, marketteki yeni stajyer olduğunu fark etmek: hayatın küçük rezilliklerinden biri.