son 3 yılda açık ara en çok dinlediğim şey. denk mi gelmiş, birbirilerini mi çekmişler bilmiyorum ama aynı zamanda socrates ekibinde en sevdiğim dört kişi bir arada:

atahan altınordu, arkadaşım olsa muhtemelen çok tartışacağım ama kardeşim kadar seveceğim, heyecanlı, samimi, eğlenceli

ilhan özgen, "baba" lakabını sonuna kadar hak eden, beraber kavgaya gireceğin, boş konuşmayan

inan özdemir, atahan'in dediği gibi hafif bir sinsilik barındırsa da, sabaha kadar basketbol, bisiklet, edebiyat, sinema konuşacağın

buğra balaban, ölçülü, dengeli, ekibi tamamlayan tam bir "all-rounder"

kendini özleten podcast. acaba bu sene ne zaman tatlı goygoyları geri dönüş yapacak veya yapacak mı?

sıkı takipçisiyimde, buğra balaban artık yakışmıyor. kafa olarakta artık socrates ekibinde değil kanımca, maçkolik'de tabelaya skor yazmaya devam etsin bundan sonra.

yeniden dönüş yapan keyifli program. bu arada ekşi'de başlatılan sözde erman yaşar-ilhan özgen kavgasına da programda atıfta bulunmuşlar. benim o sahte ihbar üzerine yazdığım entry için de atahan altınordu'dan kinayeli bir "akil adam" yorumu geldi. bu yoruma istinaden ben de cevap hakkımı kullanayım:

yalan mı abi her iş yerinde yaşanmaz mı yani bu tarz atışmalar. gerçi "kaç işyerinde bulundun da böyle yorum yapıyorsun" desen haklısın aslında ama yani duyuyoruz diyelim. cem yılmaz "yani duyuyoruz"u.

socrates youtube kanalı yerine gstv'de yayınlansa abes kaçmayacak podcast, program. muhabbet hoş, abiler kıyak ama sürekli gs övme, gs eski futbolcularını övme, gs eski hocalarını övme işi abartılyor gibi.

dünkü bölümde seçil erzan'lı fon muhabbetini konuştular ya da konuşmaya çalıştılar. sizce dakikalarca konuşulan konuda kaç kez fatih terim'in ismi geçmiştir? evet, sıfır. hahahahah ya beyler...

kimse sizden fon işlerini konuşmanızı beklemiyor cidden. hani biz mutluyuz gün tabağı analiz etmenizden, çarşambaspor perşembespor maçından, safranbolu fırını'nı övmenizden (ıspanaklı labneli poğaçası inanılmaz) ama bu işlerde en ufak bir cesaretiniz yok işte ya. ne diye kendinizi rezil ettiğinizle kalıyorsunuz? dün akşam bölümü dinlerken cidden can çekiştim utançtan. "yaa ülke o kadar kötü ki herkes kötü olmaya çalışıyor artık çok doğal" falan mı gerçekten konu? daha yakın zamanda fatih terim'i evinde ziyaret ettiniz evet biliyoruz da şu konuda usta orta yol şoförü atahan'ın arkasına geçmeseydiniz keşke.

neyse tanımsız kalmasın entry. konfor alanından çıkmaya cesaret edemeyen 3 kişinin gün tabağı yorumladığı futbol podcast'i.

fon mevzusuna değinmemişlermiş. adamlar daha temel eleştiri getirdiler ve bence de bir enayi ardaymış fatihmiş gibi davranmak abes ki dosyada fatih terimin adı geçse şu ankinden çok daha az konuşulurdu. varsın burada eksik kalsın.

on numara beş yıldız podcasttir, nazar değmesindir.

socrates dergi'nin en kaliteli içeriği. londra merkez gibi full goygoya evrilmeden aradaki dengeyi bugüne kadar iyi tutturdular. buğra balaban'ı çok sevsem de onun olmadığı programlar daha eğlenceli geçiyor. ''atahan altınordu ile anılar'' kısımları için bile dinlenir/izlenir.

londra merkez lise ortamıysa socrates fc üniversite ortamıdır.

socrates club youtube kanalında yayınlanan samimi spor sohbet programı. güncel olayları da konu ediyorlar anılara da dalıyorlar. sadece sporla sınırlı kalmayıp hayatın içinden başka renkleri de paylaşıyorlar. fanatizm yok, kavga gürültü yok. neşe, eğlence ve muhabbet var. severek takip ediyorum. umarım uzun yıllar daha devam eder.

entry'lerime bakarsanız birinin adına direk sallayıp, ad hominem konuşmadığımı fark edebilirsiniz. ancak socrates fc'nin mourinho'nun istifası konulu son podcast bölümünde atahan altınordu, beni araç başında "bu gerizekalı herif ne konuşuyor?" dedirtti.

hakikaten bu adam ne konuşuyor?

mourinho hakkında soru sorulunca "bu saatten sonra, birinci seviye bir kulüp olmaz. son yıllarda hiç başarısı yok. bence, alt takımlardan birine gider. orada da bi avrupa kupası olur, lig kupası olur onu kazanır ve etki yaparsa sonra büyük takımlardan birine gidebilir." tadında bir tirad attı.

1. hiç başarısı yok dediğin adam avrupa'da 3. kupayı aldı, kupa 2'de final oynadı. tamam bunlar başarı değil diyelim.
2. ulan adam zaten senin "yapsa büyük takıma gider" dediğin şeyleri yapmasına rağmen takımdan gönderildi. yani adam bunları yapınca büyük takıma gidecekse, zaten gitmeliydi. hiç mi konuşurken neyden bahsettiğini düşünmüyorsun. adamın sana göre büyük takıma gitmesi için gereken şeylerin tamamını yaptığı bir gerçeklik var ortada.

yani şu podcastte spor yazarı dediğimiz insanlardan biri de çıkıp, mourinho ve medya gücü üstüne konuşarak, adam akıllı tahminde bulunamadı. birisi de çıkıp, medya üstünde takım imajı, sosyal medya nedeniyle oyuncuların piyasa değerlerinin artması ve hedefi daha fazla görünürlük olan takımlar şunlar belki onlar olur diyemedi.

gerçekten geyik diye dinliyordum ama geyik yapmak ile var olan gerçek ile komple çelişen safsatalar yapmak farklı şeyler. saçmalamak da olabilir tanımı. bilemedim.