sıvı soğutucu

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

ekşiciler her konuda olduğu gibi bu konuda da saçmalamış.

ryzen 7500f'i stok soğutucuyla kullanıyordum.

youtube'da donanım arşivi kanalının bu işlemciyle ilgili videosu karşıma çıktı. videoda bu işlemci bir güzel pohpohlandıktan sonra stok soğutucuyla oyun oynarken sıcaklık değerlerinin 90 dereceye ulaştığını ve stok soğutucuyla kullanmaya devam etmenin bu işlemciye zarar verebileceğinden bahsedildi.

videoyu izleyene kadar kendi sistemimde sıcaklıkları ölçmemiştim, god of war ve red dead redemption 2 oynarken sıcaklıklara göz attım. işlemci bu oyunlar açıkken max yüzde 60 civarı çalışmasına rağmen sıcaklık kısa sürede 90 dereceye yaklaştı.

bu böyle olmaz deyip soğutucu araştırmaya başladım.

burada söylenenlere de bakıp kule tipi soğutuculara yöneldim fakat yaptığım araştırmalarda kule tipi soğutucuların ister tek fan ister çift fan olsun stok fanla 90 derece olan bir işlemciyi 75 dereceye indirebildiklerini gördüm. ayrıca kalite yükseldikçe fiyatları sıvı soğutucularla yarışır hale geliyor. anakartın üstüne bu 2 kilo demir yığınını takmaktansa sıvı soğutuculara yöneleyim dedim.

vatan'da dolanırken msi coreliquid e240 model soğutucunun hem uygun fiyatlı hem de güçlü bir soğutucu olduğunu gördüm. 3600 lira bi fiyatı vardı. onu alıp montajını yaptım.

sonuç görsel

rdr 2'de ultra ayarlarda çalışırken gördüğüm max sıcaklık 52 derece.

yani sıvı soğutmanın şöyle bir performansını görmüşken yukarıda boş boş konuşup kule tipi soğutucu övenleri hiç dinlememenizi tavsiye ederim.

sıvı soğutma candır. bunlara sorsan arabanın radayatörünü söküp vantilatör takarlar herhalde.
https://cdn.eksisozluk.com/2024/8/16/9/9sbmdvzz.jpg
1 favorites - -
yukarıdaki yazar artık sıvı soğutmayı almış 3600 tl yi bayılmış. zavallım o paranın yarısına daha iyi soğutan, daha sessiz ve daha uzun ömürlü hava soğutmalar var. bir de en iyi hava soğutma 75 derecenin altına düşmüyor demiş, kandırmışlar seni. youtube'ye thermalright phantom spirit 120 se vs liquid cooling yazıp video izleseydin böyle bilgisiz bilgisiz konuşmuyor olurdun. o kadar bilgelik taslıyorsun hiç değilse araştırsaydın bari. mallık parayla olsa kredi çekip yine yaparlar.
2 favorites - -
yukarıda heyecanlı bir yazar laf çarpmış güya, ne tür "araştırmalar" yapmış bilmiyorum ama çift kule bir soğutucu ile 240 mm bir aio arasında fark yok, ha parayı kıyıp 360 mm alırsanız birazcık faydasını görürsünüz ama değer mi, orası soru işareti.

https://youtu.be/fjob0p-ihr4
https://youtu.be/23vjwtupitk

hava soğutucularının tek dezavantajı estetik değiller, orası doğru. eğer bilgisayar kasanıza bakıp 31 çekmeyecekseniz kesinlikle kule tipi hava soğutucu alın.
2 favorites - -
ortalama bir sıvı soğutucunun performansını yakalayabilmek için ikiz fanlı kule tipi soğutucu şarttır. bunların da fiyatı en az iki kat pahalıdır.

yıllardır,anlamsız şekilde sıvı soğutucuya karşı bir cephe mevcut.

kule tipi soğutucunun en büyük handikapı çirkinlik falan değil anakarta bir süre sonra zarar verme ihtimaldir.

daha iki gün önce servise gelen müşterinin anakartı, kule tipi soğutucunun zaman içinde soketi eğmesi sonucunda bozulmuş.
gitti dört bin lirası.

daha havalı gözüküyor ama iş performansa gelince kesinlikle sıvı soğutucu derim .

geçen günkü hava soğutma yerine kapalı devre su soğutma taktığım bilgisayarın sıcaklık değerleri. tercih sizin
görsel
https://cdn.eksisozluk.com/2025/1/25/h/hbpqqpff.jpg
1 favorites - -
bu cpu sogutma isi 25 yildir yerinde sayiyor. psu dunyasi bile degismis sff standartlari gelmis, incelmis, uzamis kisalmis her ne olduysa olmus.
20yildan beri zalman ayni sogutucuyu satiyor mesela. 10 yildir sivi sogutma sistemi ayni...

15 yildir bilgisayar toplamiyorum, hala ayni kasa tipleri, bir kac tane numunelik ıtx cikmis.

soyle diecast bir kasa olsa 5mm et kalinligi olan, bakir ve aluminyum cnc uzeri macbook gibi anodize boyali, icerisinde gomulu bakir ısi borulari olsa tum kasa etrafini cevrelese, borularin icerisinde klima gazi olsa, direk cpu ve gpu gibi ivir zivirlara baglasak.

hala, 30 yillik sogutma sistemi kullaniyoruz bilgisayarlarda son 15 yildir hic degismeyen sogutucular var. yok sulu yok cisli kakali falan... ne gereksiz isler.

ayrica "sivi sogutucu" nasil bir tanim ? "sivi sogutma sistemi" olmasi gerekiyor. basliktan herhangi bir glikol sogutma sivisi anlasiliyor.
su koyarsin paslanir, arabalarda kullanilan antifrizli sogutma sivisi koyarsin, pompa yetmez, radyator yetmez. hepsi berbat...

biri de cikip gelistirmiyor bu isleri.
0 favorites - -
artık yeni nesil cpulara şart olan soğutma sistemi. tabi kalitelisini ve kronik olmayanını kullanmakta fayda var. cpb ve tdp açıkken stok fan ve hava soğutma biraz yetersiz kalabilir.
0 favorites - -
deepcool assassin vc elite wh gibi fiyat performans olarak rakipsiz hava soğutucular varken iki katı fiyatına daha gürültülü, daha sıcak çalışan ve daha kısa ömürlü sıvı soğutmaları almayın. hava soğutmaların çoğu sıvı soğutmalardan birçok konuda avantajlı bu defalarca profesyonel incelemeler tarafından kanıtlandı.
1 favorites - -
evet, kabul. suyun özgül ısı kapasitesi *, havaya kıyasla katbekat yüksektir. su için bu değer 4186 j/kg.k iken, kuru hava için yaklaşık 1005 j/kg.k'dir. yani, birim kütledeki su, aynı kütledeki havadan 4 kat daha fazla ısı enerjisini absorbe edebilir. teori, fizik kanunları ve formüller hep sıvı soğutmanın mutlak üstünlüğünü söyler. peki neden bazı durumlarda, özellikle de ev tipi kasanızın içinde 10+ saatlik bir render veya oyun maratonunun ortasında, o koca borulara rağmen sisteminizin sıcaklığı, havayla soğutan bir sisteme kıyasla daha yüksek bir denge noktasında sabitlenir?

cevap, ısıyı taşıma işinin termodinamik bedelinde ve kapalı sistemlerin nihai olarak ulaşacağı dengeli durum * ısı denkleminde yatıyor.

sıvı soğutucu ev tipi sistemler bir ısı transferi değil, bir ısı nakliyesi sistemidir. ısı, bir kurye yerine tır'larla taşınır. kapasite muazzamdır, evet. ancak tır'ın depoya varışı, tır'ın yükünü devasa bir depo kompleksine * boşaltması ve buradaki kuryelerin * * onu dağıtması zaman alır. işte sıvı soğutmada da olan budur. süreci formüllerle destekleyerek adım adım açalım, soyalım:

1. yükleme *

işlemciniz/gpu'nuz, sürekli bir ısı gücü (q) üretir. bu ısı, termal macun ve soğutucu plaka vasıtasıyla soğutucu sıvıya aktarılır. aktarılan ısı miktarı, iletim (conduction) ile olur ve temel formül şudur:
q = (k * a * delta-t) / d

burada;
q = aktarılan ısı gücü (watt)
k = termal iletkenlik (w/m.k)
a = yüzey alanı (m²)
delta-t: soğutucu plaka ile sıvı arasındaki sıcaklık farkı (k)
d: iletim mesafesi (m)

örnek: kaliteli bir bakır soğutucu plaka (k ? 400 w/m.k), yüksek yüzey alanı (a) ve ince bir termal macun tabakası (d), q değerini maksimize ederek ısıyı suya çok etkili bir şekilde yükler.

2. nakliye ve termal kütle etkisi

pompanız, bu ısınmış sıvıyı radyatöre doğru iter. ancak burada kritik bir etken devreye girer, nedir? termal kütle.
suyun yüksek özgül ısısı, onun aynı zamanda büyük bir ısı tamponu görevi görmesine neden olur. sıvının sıcaklığını 1°c artırmak için gereken enerji çok yüksektir. bu, kısa vadede sıcaklık spike'lerini * emerek harika bir özelliktir. ancak uzun vadede, bu büyük kütle ısınmaya devam eder.
sıvının taşıdığı toplam enerji şu formülle bulunur:
e = m * cp * delta-t
e = toplam enerji (joule)
m = sıvının kütlesi (kg)
cp = sıvının özgül ısı kapasitesi (j/kg.k)
delta-t = sıvının sıcaklık artışı (k)

örnek: 500 gram suyun sıcaklığını 10°c artırmak için e = 0.5 * 4186 * 10 = 20,930 joule enerji gerekir. bu enerji, sistemi stabilize eden bir tampondur. ancak bu enerji, sistemin içinde dolaşan bir yüktür. işte bu dolaşan yük *, nihayetinde radyatör tarafından dışarı atılmak zorundadır. sistem, ancak bu atılan enerji, işlemciden eklenen enerjiye eşit olduğunda dengeye ulaşır

3. boşaltma ve imha * *

radyatöre ulaşan sıcak sıvı, buradaki kanatçıklara ısısını aktarır. radyatörün performansı, newton'un soğuma kanunu'na yakından bağlıdır:
q = h * a * delta-t
q = radyatörün attığı ısı gücü (watt)
h = ısı transfer katsayısı (fan hızı, hava akışı, radyatör verimliliğine bağlı bir değer)
a = radyatör yüzey alanı (m²)
delta-t = radyatör yüzeyi ile ortam havası arasındaki sıcaklık farkı (k)

buradaki kritik nokta radyatörün performansı, doğrudan delta-t yani radyatör ile oda sıcaklığı arasındaki farka bağlıdır. radyatör ne kadar sıcaksa, o kadar hızlı ısı atar.

termal denge noktasının * hesaplanması

sistem, ancak üretilen ısı gücünün (q_cpu), atılan ısı gücüne (q_rad) eşit olduğu noktada dengeye ulaşır.
q_cpu = q_rad

yukarıdaki formülleri birleştirirsek, işlemci sıcaklığını (t_cpu) tahmin eden basitleştirilmiş bir model şöyle olabilir:
t_cpu = t_ambient + (q_cpu * (r_interface + r_radiator))

t_ambient = ortam (oda) sıcaklığı (°c)
r_interface = işlemciden suya olan termal direnç (k/w)
r_radiator = sudan ortam havasına olan toplam termal direnç (k/w). bu direnç, radyatör verimliliğinin tersidir (1/(h*a)).

örnek: ortam sıcaklığı 25°c, cpu 150w güç tüketiyor ve sistemin toplam termal direnci (r_interface + r_radiator) 0.15 k/w ise, denge sıcaklığı: t_cpu = 25 + (150 * 0.15) = 25 + 22.5 = 47.5°c olacaktır. radyatör ne kadar verimliyse (h*a değeri ne kadar büyükse) r_radiator değeri o kadar küçülür ve t_cpu daha düşük olur.

10+ saatlik sürekli yük altında, sistem yukarıdaki denklemde tarif edilen denge noktasına ulaşır. ancak bu nokta, hava soğutmalı bir sisteminkinden neden daha yüksek olur? işte formüllerin arkasındaki pratik sebepler:

1. sistemdeki toplam ısı enerjisi

hava soğutmada, ısıyı taşıyan ortam * sürekli değişir. sıvı soğutmada ise aynı sıvı kütlesi sürekli ısınır ve soğur. kasanın olduğu ortamın 50 derecede olmadığını düşünürsek dışarıdan sürekli kasa içi ortamından daha serin bir hava alınacaktır.
uzun süreli yük altında, bu sıvı kütlesinin ortalama sıcaklığı (delta-t yukarıdaki formülde) yükselir. radyatörün performansı (q = h * a * delta-t) bu yüksek delta-t sayesinde artar, ancak bu, sistemde dolaşan sıvının ve dolayısıyla bileşenlerin daha yüksek bir taban sıcaklıkta çalışması pahasına olur, peki nasıl?
yani, radyatör ısıyı atmak için daha verimli hale gelir, ancak bu verimlilik artışı, soğutucu bloğa giren suyun sıcaklığının artmasıyla satın alınır. soğutucu blok ile işlemci arasındaki sıcaklık farkı (delta-t) azaldığı için, artık işlemciden ısıyı çekme hızı da bir miktar düşer. sonuçta sistem daha yüksek bir sıcaklıkta denge kurar.

2. pasif ısıtma

borular ve sıcak sıvı, kasa içindeki havayı pasif olarak ısıtır. ayrıca pompanın ürettiği ısı * ve uzun süreli çalışmada pompa devrinin düşme ihtimali de * sistem verimliliğini bir miktar düşürür.
hava soğutmada ise kasa içindeki hava sürekli dışarı taşınır.

netice-i kelam

sıvı soğutma, teorik üstünlüğüne rağmen, kapalı bir kasa ekosisteminde, ısıyı "taşıma" zorunluluğundan ve bu taşımanın getirdiği termal gecikme ve çoklu transfer kayıplarından ötürü, özellikle uzun süreli, sabit yük altında, eşdeğer fiyatlı hava soğutmaya kıyasla bazen daha yüksek bir denge sıcaklığına ulaşır.

kısa süreli, ani performans dalgalanmalarında (oyunlarda, kısa render işlemlerinde) kesinlikle daha iyidir; yüksek termal kütlesi sayesinde spiğleri emer ve daha stabil saat hızları sunar. ancak bir maraton koşucusu olduğunuzda (uzun render, simülasyon, mining), hava soğutmanın daha direkt ve daha az ara katmanlı ısı atma metodunun avantajıyla karşılaşırsınız.

yani, "su her şartta havadan iyidir" lafı, her zaman mutlak doğru değildir. bağlam, kasa içi hava akışı, radyatör boyutu, bileşenlerin kalitesi ve en önemlisi kullanım senaryosu, bu denklemin en kritik değişkenleridir. doğru soğutma çözümü, iş yükünüzün profilini anlamaktan geçer.

şurada da biraz sıvı soğutucu savunucularını pataklayalım.
aşağıda tipik birkaç argümanlarına cevap vermeye çalıştım nacizane. bu arada teknoloji tamamen ölçümlenebilen, matematiği açık bir konu. bu konularda sürekli bir şeyi savunmak nerden geliyor, hangi içgüdümüzü besliyor anlayamıyorum. aşiretini savunurmuş gibi bana sıvı soğutucu anlatıyor... bilemiyorum altancım.

1. koca google / facebook / microsoft datacenter'larda sıvı soğutma kullanıyor, onlar mı salak? ınların mıyendızı ıptıldı zıtın...

* ciddi bir ölçek farkı

hayır, onlar salak değil; onların problemi, ölçeği ve öncelikleri farklı.
bir datacenter'daki raf, 40-50 tane yüksek wattlı * sunucu cpu'sunu bir araya sıkıştırır. buradaki problem, hava soğutmanın fiziksel sınırlarıdır. o daracık alandan, o yoğun ısıyı atmak için yeterli hava akışını sağlamak imkansıza yakındır. sıvıyı (genelde boru hatlarıyla) direkt işlemciye götürmek, ısıyı kaynağında yakalayıp binanın dışındaki devasa, açık hava radyatörlerine (cooling tower) taşımanın en verimli yoludur. yani onların derdi, "kasa içi sıcaklık" değil, "raf içi yoğun ısı yükü"dür. senin evindeki kasanın içi, bir datacenter rafı gibi değildir. orada hava akışı için metrelerce fan koyma lüksün yoktur, onların var.

* pue * derdi

datacenter'lar için en büyük maliyet elektriktir. soğutma sistemlerinin harcadığı elektrik, toplam tüketimin devasa bir kısmını oluşturur. sıvı soğutma, hava soğutmaya kıyasla çok daha verimli olduğu için pue değerlerini düşürür ve milyonlarca dolar tasarruf sağlar. evinde kullanacağın 3 fanın yerine 3 fanlı bir radyatör + pompa koymak, enerji verimliliği açısından öyle uçuk bir fark yaratmaz. onların derdi enerji verimliliği, senin derdin 70°c yerine 65°c'de oyun oynamak.

* bakım ve güvenilirlik

datacenter'lardaki sıvı soğutma sistemleri, sızıntı dedektörleri, yedek pompalar ve otomatik vanalarla donatılmış, profesyonel olarak tasarlanmış ve sürekli izlenen sistemlerdir. orada bir sızıntı olduğunda anında müdahale edilir ve hasar minimize edilir. evinde ise aio bir soğutucunun 1 yıl sonra pompası bozulduğunda veya bir fitting'ten su sızdırdığında, muhtemelen anlayana kadar işlemcin, ekran kartın ve anakartın öbür dünyayı boylar. risk/reward oranı tamamen farklıdır.

2. suyun özgül ısısı havadan katbekat yüksek, o zaman neden daha kötü olsun?

bu argüman, termodinamiğin sadece yarısını okumaktan kaynaklanır. evet, su ısıyı taşımakta havadan katbekat iyidir. ama asıl mesele, o ısıyı nereye, ne kadar hızla ve ne bedelle attığındır.

yukarıda anlattığım termal denge formülünü ( t_cpu = t_ambient + (q_cpu * r_total) ) hatırla. buradaki r_total (toplam termal direnç), iki ana kısımdan oluşur:
1. işlemciden suya geçiş direnci = r_interface
2. sudan ortam havasına geçiş direnci = r_radiator

sıvı soğutmanın sihri, r_interface değerini muazzam düşürmesidir. yani ısıyı işlemciden çekip almakta çok başarılıdır. bu yüzden ani yüklerde müthiş performans gösterir.

ancak nihai denge sıcaklığını belirleyen şey, r_radiator yani radyatörün ısıyı atmadaki başarısıdır. işte bu noktada, ufak bir radyatör sıvı soğutma sistemi, devasa bir hava soğutucunun (r_interface'i biraz daha yüksek ama r_radiator'ü çok daha düşük olur) karşısında denge noktasında yenilir. 4000-5000 dolar bütçeniz yoksa genelde fiziki kısıtlardan dolayı radyatör uzun süreli yük altında sıvıdan ısıyı havaya karıştırmakta zamanla eksik kalır. borular, pompa, kablolar, karmaşık düzeneklerin hepsi kasada yer kaplar. yüksek yük altında uzun süreli çalışan bir sistemin radyatörü daha büyük olmalıdır. datacenter'lar bunları devasa fanlarla doğrudan dışarı vererek yapıyor.

yani senin sıvı soğutucun, ısıyı müthiş bir hızla işlemciden çalıp radyatöre getirir, ama radyatörün o ısıyı atmakta yetersiz kalırsa, o ısı sürekli dönen suyun içinde birikir ve suyun ortalama sıcaklığı artar. bu da, soğutma bloğundaki soğuk su ile işlemci arasındaki delta-t farkını azaltarak, en baştaki mucizevi ısı çekme performansını düşürür ve sonuçta daha yüksek bir denge sıcaklığına ulaşırsın.
zaten sabahtan beri konuştuğumuz şey ısının en hızlı şekilde ortamı terk etmesi değil miydi? su isterse özgün ısı kapasitesi olarak havadan 100 kat daha fazla olsun... bir anlamı yok ki? ben sıvıdaki ısıyı da atmosfere karıştırmak durumundayım. o sıvı sihirli bir sıvı değil ki, dönüp dolaşıp yine fanlara kaldık?

3. benimki 5 senedir sorunsuz çalışıyor, hiç sızdırmadı

harika, şanslısın. ancak termodinamik kadar önemli bir başka gerçek de mühendisliktir.
karmaşıklık, arıza potansiyelini artırır.

*hava soğutucu

arıza yapabilecek tek hareketli parçası fandır. fanı değiştirmek ise 2 dakikalık ve ucuz bir iştir.

* sıvı soğutucu

arıza yapabilecek noktalar: 1- pompa, 2- borularda mikro sızıntılar, 3- bağlantı noktalarında gevşemeler, 4- radyatör delinmesi, 5- fanlar. en kritik arıza pompada yaşanır. pompa durduğu anda, su devridaimi durur, işlemci üzerindeki minicik blok saniyeler içinde ısıya doyar ve sıcaklık 100°c'ye fırlar. sızıntı riskini ise hiç saymıyoruz bile. hava soğutucunun basitliği, onun en büyük güvenilirliğidir.
1 favorites - -