götümün kıllarının
kadayıf kıvamına geldiğini bana tekrar hatırlatmıştır. bir
sınıf arkadaşım geçen yıl
prof. oldu, aynı evde kalmıştık, beraber
karı kız peşinde dolanıp
madara olmuştuk, kafayı çekip evin balkonundan aşağıdaki arabalara işemiştik,
uzun eşek oynarken kolumun çıkmasına sebep olmuştu
hayvan herif. şimdi çok
alengirli bir ünvana sahip, asistanlar yanında esas duruşa geçiyorlar, sınavlarda çocukları öttürüyor felan
ibne. ama ben ne zaman arasam
n'aber lan yarrağım diye telefonu açıyor. prof. oldu ama adam olamadı
ibnetor.
universiteye ilk geldigimde boynumda papyon, sirtimda ceket, "efendim"ler "istirham ederim"ler savuran bir st. joseph mezunuyum, koseye yaslanmis tek ayagi havada sigara icen biriyle karsilastim. tuvaleti sordum, gosterdi, cikista cay icmeye davet etti, o gece kalacak yerim olmadigindan onda kaldim. nereden bileyim universitede ilk tanistigim insanin uzerime yapisacagini? adamla hem donemdas hem meslektas adayi hem hemseri hem de oda arkadasi oluvermistik.
haytalik ilk sene guzeldi de, sonradan toparladim, doktora tenure derken bi sene once bugun profesor oldum. o mu? hala ucuncu kat tuvaletin yaninda sigarasini tutturuyor, guzel manzarasi ve penceresi var, bu sene soz mezun olacak.