1948 doğumlu ekonomist. 1971 yılı istanbul üniversitesi iktisadi ticari ilimler akademsi birincisi. 1972-1978 gümrük tekel bakanlığında müfettişlik yapmış ve görevine 1978-1984 arasında gümrük müşaviri olarak devam etmiştir 1989-1998 yılları arasında marmara üniveritesinde öğretim görevliliği yapmış, emekli akademisyen...
sosyal medya hesaplarında ekonomi, tarih ve gündeme dair paylaşımlar yapmaktadır.
6 ekim 2019 tarihli tasarruf isimli yazısını şuraya bırakıyorum:
"tasarruf etmeyi beceren toplumlar, başarıya koşuyor.
-avrupa'da en başaılı toplum almanlardır. almanların tasarruf kültürü ''alman usulü'' söyleminde gizlidir. yüksek tasarruf eğilimi sayesinde, 2. dünya savaşından yenik ve perişan çıkan almanya, avrupanın bir numaralı ülkesine dönüştü.
-japonlar tasarrufu seven bir millettir. zamanı, sermayeyi, emeği israf etmek japon kültüründe yoktur. ikinci dünya savaşının ağır yükünü omzunda taşıyan japonlar, yüksek tasarruf sayesinde, dünyanın en zengin ülkesine dönüştü.
-20. yüzyılın mucizesi çin'de gerçekleşti. çin halkı gelirinin yüzde 50 si gibi yüksek oranda tasarruf ediyor. bu sayede, sermaye birikim sorununu çözdü. çin elindeki fazla parayı, amerikan hükümetine borç veriyor. amerika ile arasındaki farkı kapatıyor.
tasarruf eden milletlerin en önemli avantajı, uluslararası bankerlerin pençesinden kurtulmak ile başlıyor. siyasal toplumlar, ürettiklerinden daha fazla tüketince, bankerlerden borç almak zorunda kalıyor. faiz ödüyor.
bu nedenle, uluslararası bankerler tüketimin artırılması yönünde kültürel propaganda yürütüyor. yeni tüketim kalıpları yaratıyor. medya ellerinde. ''dünyaya bir daha mı geleceksin tüket, kefenin cebi yok tüket'' propagandası ile insanları tüketime hazır hale getiriyor.
aşırı tüketim, tasaruf azalmasına sebep oluyor. toplum geri kalmaktan kendini kurtaramıyor. aşırı tüketim ve tüketici kredileri ile uluslararası bankerlerin tuzağına düşen toplumlar, kredi kölesine dönüşüyor.
başarı, tasarruf kültürünü egemen kılmaktan geçiyor".