benim sahafçım.. ekşi sözlükte kendisine rastlayınca şöyle birkaç dakika boş boş baktım sonra o boşluk yerini kahkahaya ve mutluluğa bıraktı. kitapların arkasında yazan fiyatın yarısına satar kitapları.. kayseri'de kendimi en huzurlu hissettiğim mekandır. ayrıca sahibi hoş sohbet bir insandır aslında. evet daha çok suskun görünür ancak sizin atacağınız adıma karşılık vermesini de bilir. aramızda geçen diyalogları aktarmak gerekirse:
usandthem: merhaba, conrad var mı?
sahafçı: maalesef.
usandthem: merhaba, nasılsınız? şey sorcam, virginia woolf var mı? yok mu, hadi ya..
sahafçı: hoşgeldiniz. bitmedi mi ya daha okul? hımmm anladım.. yok, cortazar yok..cortazar?
usandthem: merhaba, usta ile margarita var mı? hımm..doğru orijinalini almak gerek..
usandthem: bukowski var mı?
sahafçı: sonunda bildik tanıdık birini sordunuz!
hahaha..
istanbul'un eskisini yenisinden pahalıya satan burnu dik, havalı sahaflarıyla karşılaştırılmayacak kadar insancıl fiyatlara ve hiç de fena olmayan bir kitap çeşidine sahiptir. ahmet abi tavsiyeleriyle, sakinliğiyle, her seferinde hal hatır sormasıyla, candır tabi.
canım sıkkınken gittiğim yer üstüne ahmet abi ile konuşmuşluğum yoktur adını müşteri vesilesi ile öğrendim. sadece kitap ismi sorarım zaten genelde olmaz ( ya da var ama vermez) sadece 15 dk girerim kitabı sorarım sonra kitaplara bakayım ben diye küçücük dükkanda dolanırım. ahmet abi bilmez onunla konuşmak için can atarım ama konuşma işinde iyi değilimdir. yukarıda yazılanları okuyunca çok imrendim. geçen kardeşimin doğum günü için kitap almaya gittim kitap yok istanbul'a veriyoruz genelde dedi.(üzüldüm)
gidecekseniz alacağınız kitapların listesini yapın kendisine verin yardım eder. uğrayın sevin bu sahafı ve masasına ve sandalyesine iyi bakın.
edit : bazı insanların totemi olur ya benimki de budur. vize/finalden sonra giderim bir yoklarım sonra çıkarım.
90 lı yılların başından itibaren tanıdığım kayserinin en eski sahafıdır. serçeönü mahallesinde orduevinin doğu cephesinde bulunan bahçecioğlu apt. nının zemin katındadır yeri.
conan, örümcek adam, tommix, ve teksas serilerinin nerdeyse tamamını değiş tokuş aracılığıyla okumama vesile olmuştur.
bugün ki sahibi ahmet abidir. güler yüzlü hoş sohbet bir abidir.
ruhu olan bir sahaftır. kayseri'de özlediğimiz şey ruhu olan mekanlar çünkü. kasanın arkasında "paranın hükmü yoktur" diye yazı vardır. kaliteli bir mekandır ve kaliteli bir sahibi vardır.
kayseri'nin bir nevi incisidir bu güzel sahaf. "paranın hükmü yok"tur burada. el emeği ile ciltlenmiş kitaplar vardır.
nasıl gidiyor ahmet ?
iyi gidiyor
---
ahmet sen de iyi gidiyor diyorsun ya bakmıyor musun haberlere hiç ?
kayseri de iki kişi intihar etmiş gördüm.
bugün gittiğimde denk geldiğim ahmet abinin konuşması daha önce hiç konuşmadım ahmet abi ile ama net fikirli biri olduğunu yansıtan ses tonu vardı. içeri girince o kitap kokusu ..
iki kişi aynı anda gezemez belki ama her gezen huzuru bir saniye olsun hissedebilir.
kayseri de güzel şeylere denk geldiğinizi hissettirir.
çok sıkıntılı dönemlerimde kendimi kitapalara vermiştim, işte o zaman keşfetmiştim sezen sahaf'ı. aahhh ahhhh ne kadar geç kalmışım oysa ki... kayseri'de kendimi huzurlu ve mutlu hissettiğim yegâne yer. küçücük bir dükkâna sığdırılmış kocaman bir dünya, arka fonda nostalji bir radyo alıp götürüyor sizi başka diyarlara. ahmet bey'le de iyi bir muhabbetim oldu sık ziyaretlerimden sonra. şimdilerde kitaplarını internet ortamından satmaya başlamış çok da güzel olmuş meraklıları için.
aranan kitabın orada olmadığı tahmin edildiği halde içeri girilir, içeriye hızlıca bir göz atılır, daracık dükkanın öbür ucunda bir adam oturmuş kitap okuyordur, hemen gözünüz bir yazıya takılır “paranın hükmü yoktur”. sanki oraya ait değilmiş gibi rahatsız hissedersiniz, kısaca bir selam verilir, “x var mı sizde?” diye çabucak sorulur, ahmet abi yok anlamında bir baş hareketi yapar, son bir hamle yapılarak “peki y var mı?” denir, o da yoktur. teşekkür edilip istemeye istemeye dışarı çıkılır. siz böyle alışık olmadığınız bir atmosferin gizemini çözemeyişin burukluğu içinde hayatınıza geri dönerken sezen sahaf ve ahmet abi sanki zamanın dışında sonsuza kadar yaşamaya devam edecekmiş gibi gelir.
ufacık mekana sığdırılabilecek maksimum kitabı raflarında, yerde, orada burada bulunduran huzur dolu sarı sahaf. kayseri'nin değişmeyen nadir güzelliklerinden biridir. yıllar önce geldiğimde nasılsa hala öyledir. siz kitapları tararken mutlaka oranın müdavimi olan yaşlı başlı bi abi gelir ve bilmem hangi kitap, bilmem hangi yazar hakkında çok sakin, çok düşük volümde bir sohbet başlar ki bu oranın en sevdiğim detayıdır. onun dışında ahmet abi pek konuşkan değildir, masasında sessizce kitabını okur.
dışardaki tabelasında da oradaki diğer kitapçıların aksine ikinci el kitap yerine "okunmuş kitap bulunur" yazar. başrol kitaptır.