sense8
Next (2) - Last Page (114)

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

2015'in açık ara en özgün ve kaliteli yapımı.

insanlar dizilerden neden hep aksiyon bekler hiç anlayamamışımdır. tabi ki aksiyon dizileri olacak ve onlardan ayrı keyif alacağız ama sense8 onlardan biri değil, beklentiniz o yöndeyse hiç izlemeyin.

benim için sense8 görüntü kalitesidir, başarılı müzik seçimleridir, sıradışı hikayesinin sırıtmayışıdır, yavaş yavaş ilerlerken hiç sıkmaması dahası hikayenin içine çekip seyirciyi sense9 yapabilmesidir.

sevişme sahnelerinde şehveti hissettirmesi, doğum sahnesinde acaba benim doğumum nasıldı diye hayal ettirebilmesidir. afrika ve avrupadaki iki kişinin mutlu olma eşiğini anlatırken tatminsizliklerle dolu hayatımı sorgulatabilmesi, aşkın sınır tanımazlığını öğretmesidir.

birbirinin yeteneklerini kullanabilen insanların yeteneklerinin, herkeste olabilecek sıradan yetenekler olmasının gerçekçiliği artırması, birbirlerine yardım edebildiklerinde bana yardım edilmiş gibi sevindirmesidir.

sense8 izlenmeyi sonuna kadar hak eden bir yapımdır bana göre. duyguyu aynıyla izleyiciye geçirebilen, karakterleri tüm duygu yoğunluğuyla derinlemesine tanıtabilen kaç yapım var ki. varsın hikaye çok yavaş ilerlesin, aksiyon da olmayıversin.
110 favorites - -
--- spoiler 1x8 ---

he's my brother.
and not by something as accidental as blood...
by something much stronger.
by choice.
--- spoiler 1x8 ---
52 favorites - -
yeni sezonunu beklemeye dayanamadığım şükela ötesi dizi. çekimleri ve oyuncuları hakkında ufak tefek birkaç bilgi vermek istiyorum:

-ekip 2.sezon onayını sense8lerin doğum günü olan 8 ağustosta (8/8) verdi.

-yönetmenler belirli bölümleri çekmek yerine belirli lokasyonlardaki sahneleri çekmiş. örneğin bütün chicago, san fransisco, londra ve izlanda sahnelerini wachowski kardeşler çekmiş. bunun yanı sıra mexico city ve mumbai sahnelerini james mcteigue, seoul sahnelerini dan glass, berlin ve nairobi sahnelerini ise tom tykwer yönetmiş.

-sense8lerin sahnelerinde bilgisayar efektleri ya da dublörler kullanılmamış. bunun yerine yönetmenler değişik kamera açıları ve tekniklerle geçişleri sağlamış.

-çekimler 8 ayrı ülke, 9 ayrı şehirde tamamlanmış. oyuncular toplamda 100 000 uçak mili yol katetmişler çekimler için. bu da yaklaşık olarak dünyanın etrafını 4 kez dolanmaya eş değermiş.

-sahneler doğal olsun diye figürasyonda yerel aktörler kullanılmış.

-yine gerçekçi olması amacıyla çekimler gerçek ortamlarda yapılmış. örneğin riley'nin djlk yaptığı sahneler gerçek bir klüpte, insanlar onun gerçek bir dj olmadığını bilmeden çekilmiş. lito, hernando ve daniela'nın gittiği güreş maçı ve seyirciler gerçekmiş. nomi ve amanita'nın san fransisco pride sahneleri de gerçek pride esnasında çekilmiş.

-aml ameen bir keresinde nairobi'de otobüsü van damme'ı sürerken polis tarafından kenara çekilmiş. ekip durumu izah etmek zorunda kalmış.

-jamie clayton gerçek hayatta da bir transgender. şahsen ben bir süre anlayamamıştım. gördüğüm en güzel trans kadın olabilir.

-lana wachowski bütün ana karakterlerin panseksüel olduğunu düşünüyormuş.

-miguel angel silvestre'nin ilk sahnesi nomi, wolfgang ve will ile olan grup seks sahnesiymiş.

-dr. metzger'ın soyadı almanca kasap demekmiş.

-oyuncuların bir çoğunun karakterlerle ortak noktaları mevcutmuş. örneğin doona bae, sun gibi seoul doğumluymuş, max riemelt de wolfgang gibi doğu almanya.

-çok fazla ve beraber seyahet ettikleri için ekip artık kendilerini bir aile olarak görüyormuş. max riemelt ekibi berlin'de kendi evinde ağırlamış. doona bae seoul'da ekibin rehberliğini yapmış.

-tuppence middleton ile doona bae'nin wachowskilerle ilk çalışması değilmiş. hatta ikisi beraber jupiter ascending'de rol almış.

-keza max riemelt ile felix'i oyanayan max mauff da almanya'da bir filmde beraber oynamışlar.

-jamie clayton'ın cinsiyet değiştirme ameliyatını yapan doktorun adı toby meltzer'mış. dizide nomi'nin doktorunun adıysa metzger.

-sun'ın hapishane numarası 773'müş. rakamları iki kez topladığımızda 8 sayısını elde ediyoruz. (ilk önce 7+7+3=17, daha sonra da 1+7=8). 773 aynı zamanda wachowskilerin ana vatanı chicago'nun da alan koduymuş.
51 favorites - -
the wachowskis imzası olunca ve kadrosunda max riemelt, tuppence middleton, doona bae gibi sempati duyduğum oyuncuların isimlerini görünce tanıtımlarından itibaren balıklama daldığım dizi. gayet eğlenceli ve seyirlik çıktı. ben jupiter ascending'i de beğenmiştim zaten. matrix'ten daha iyisi gelmeyeceği için wachowski'lerin aşabilecekleri hatta yaklaşabilecekleri bile limitleri yok. o yüzden darılmaca beğenmecece yok.

will'in babasını oynayan aktör joe pantoliano reis olunca işkillendim açıkçası. hep bi ordan sürpriz kötü çıkacak diye bekledim. sahi joe pantoliano böyle kıyı köşe bi rolde oynayacak adam mıydı? hâlâ bu karakterden beklenmedik bişeyler çıkabilir diye düşünüyorum, belki ikinci sezona..
bu arada will'i canlandıran aktörün bilgisayar efektleriyle yaratıldığını biliyor muydunuz. üşenmedim capsle açıkladım buyrun: http://i.imgur.com/bftxxxk.png

anti kahraman ve underdog karışımı karakterlere obsesyonu olan biri olarak wolfgang'e tutulmam geç olmadı tabii. babasının mezarına işediği an bu nefretin basit bi nefret olmadığı barizdi. wolf'un taciz/istismarla geçen çocukluğu, içine doğduğu suç batağı ve geçmişinden taşıdığı duygusal yara izleri gözlerinden okunuyor. bakışlarından hüzün yansıyor resmen. kimse anasının karnından iyi bir hırsız veya soğukkanlı katil olarak doğmuyor elbette. badass oldum ama bi sor niye oldum der gibi yaşıyor adam. en güzel hikaye çizgisi wolfgang'e ait. ışlediği cinayete tanık olan kala'ya dönüp "işte bu yüzden benimle olamazsın" dediği ve aşkını kalbine gömüp yürüdüğü o an efsaneydi. bu aşk böyle bitemez diyor ikinci sezona kadar nasıl bekliceeeeem nidalarıyla sürünüyorum.

wolfgang'le beraber en çok sevdiğim diğer karakter sun. koreli cool hatunun paçalarından karizma akıyor. ufak tefek karamürsel sepeti gibi bu nasıl dövüşecek dedim. ama buffy'den beri gördüğüm en sağlam dişi dövüşçü unvanını törenle sun reyise verirken buldum kendimi.

capheus'a afrika'da bela olan uzun boylu çete lideri elemanda acayip bir kötü adam karizması vardı. tip olarak tam bir varoş gangster halktan biri mi bu dedim lakin oyunculuk kelli felli bildigin profesyonel. aksiyon sahnelerinde aman ölmesin diye nefesimi tutturdu bana. bir dahaki sezonda da olsun, onu izlemek çok zevkliydi.

dizinin sanatın gücüne parmak basan alt metinlerini çok sevdim ayrıca. "sanat din gibidir. inananlar için her şey demektir. inanmayanlar içinse saçmalıktan ibarettir." gibi sözler, badisinin wolfgang'i conan filmlerinden ilham alarak kurtarması, capheus'un van damme filmleri tutkusu, lito'nun aşk'ı sanatla tanımlaması, riley'in müzisyenliği ve müzisyen babası vs. çoohhoş.
25 favorites - -
--- spoiler ---
11. bölümdeki doğum(lar) sahnesi bile bu diziyi efsane statüsüne sokmaya yeter benim için. bilimkurgu ayağına hayata dair son derece güzel şeyler söyleyen ve 3. bölümden sonra açılan dizi. ilk bölümlerde sıkılan varsa, devam etsin. oryantasyon bölümlerini aşınca, dizinin derdini anlamaya başlıyorsunuz. hatta o sıkıcılık bile gerekli bir sıkıcılık, başka türlü 8 karaktere izleyici nasıl ısındıracaklar amk -ki ısınıyorsunuz da-.
--- spoiler ---
22 favorites - -
--- spoiler ---

herkesin ingilizce konuştuğu dizi değildir. büyük ihtimalle sevgili amerikalıların gözleri yorulmasın ve tembelliklerinden izlememezlik etmesinler diye herkes ingilizce konuşuyor, ancak filmin geçtiği düzlemde herkes kendi dilini konuşuyor. bu yüzdendir ki birbirlerinin dilini anladıklarını vurguluyorlar dizide birkaç yerde.
--- spoiler ---
24 favorites - -
tek bir final sezonu için, got final dahil tüm sezonlarını verebilirim.
çok özledim lan. 3. turu dönüyorum.

who am i?
https://youtu.be/kbjq_isj_co

what's up!
https://youtu.be/jref4bwvrls

o doğumgününden ben de istiyorum! https://youtu.be/_5vtbbussmo

get up! (adamım wolfgang) https://youtu.be/lviq6p3do2w

call me bitch one more time and ı'll kill you!!! my love sun.. https://youtu.be/dlmzcl346bs

sun demişken, ı've always been alone. https://youtu.be/mlkbssxtkea

feeling good, of couse!
https://youtu.be/esjixkvjzku

cluster fight (kaltak lila)
https://youtu.be/pf-bbi7-ktk

sun baby again
https://youtu.be/mowij74kp_8

this is love mr vyas!
https://youtu.be/xharhu1face

you want a war?
we'll give you a war!
https://youtu.be/d3b9wmk1hyo

it's prideeeeeee!!!!
https://youtu.be/j0bdzxce02u
https://youtu.be/0jtlzzr5h3y
https://youtu.be/_nini6ejubg

şiir gibi orgy
https://youtu.be/qq8hoc4vwbc

şu an hem içiyor hem sense8 tekrarlıyorum sözlükcüm. al benden got son 2 sezonu, ver son bi sezon sense8.
lütfen lan
62 favorites - -
ilk sezondaki 12 bolumun yedisi wachowskiler, ikisi run lola run, cloud atlas, perfume the story of a murderer gibi filmlerin yonetmeni tom tykwer(muziklerde de katkisi var) ve iki tanesi de v for vendetta filminin yonetmeni james mcteigue tarafindan yonetilmis insana dair butun duygulara hitap eden harika dizi. allah netflix'in yar ve yardimcisi olsun. ozellikle homofobikler izlesin, cok sevecekler.
6 favorites - -
sevinçten yarım saattir mutluluk dansları ediyorum, hayatımda ilk kez ayrımcılıkların ve adaletsizliklerin türlü türlüsüne eleştiri getiren bir diziyi bulmuşken kaybetmek çok acı gelmişti, sevinci de bir o kadar yoğun oldu. bu özel bölümü izlemek için ilk ayı ücretsiz netflix aboneliğine girip iptal edeceğim. zira 3. sezon için bu özel bölümün reytingleri bir umut olacak. lütfen siz de imkanınız varsa sinema bileti gibi düşünüp kısa sürelik netflix aboneliği üzerinden izleyin.

yeri gelmişken öfkemi de boşaltayım (çok az miktarda spoiler içerebilir fakat spoiler denmeyebilir de):

lgbti+ ayrımcılığına "gereksiz" çok değinildiğini iddia eden kişiler, dizide afrikadaki ilaç - su - ırk - köy ayrımcılıklarına dair, polis ve siyahi kişiler arasındaki ilişkilenme üzerine, din ve ateizm üzerine, yolsuzluktan mafyaya, aile şiddetinden doğu batı berlin mevzusuna, cinsiyetçi bir ailenin erkek üyeleri için hayatını harcayan bir karakter üzerine, geleneklerin kıstırdığı hayatlar ve devletlerin farklılıklara karşı gücünü nasıl da sistematik bir şekilde kullandığına kadar eleştiri içeren mesajları, ve hatta dizinin temelindeki sensorium-sapiens ayrımcılığını ve günümüz dünyasındaki ırkçılıkla paralelliğini görmüyorlarsa bu içinde bulundukları rahatsızlığın adı transfobidir, homofobidir. bununla yüzleşin.

kusura bakmayın ama hayatımız boyunca tek tük var olmuş lgbti+ karakterlerin şaklaban rolünde oynatıldığı bir medya dünyasına maruz kaldık ve buna rağmen 2 tane lgbti+ karakteri bir diziye sığdıramamanız bencillikten başka bir şey olamaz.
24 favorites - -
ağır işlediği ve title bilim kurgu olduğu için doğru kitleye ulaşamayan dizi. karakterleri tek tek işlemek ve uzun süreler ayırmak hızlı tüketime alışmış bünyeleri çekme konusunda büyük sıkıntı. ilk bir kaç bölümü izledikten sonra vazgeçen çok izleyicisi olmuştur mutlaka. bol diyaloglu türk ve hint dizilerine aşina bünyeler sıkılmadan izler bence.

wolfgang karizmatik, kala canımızın içi, riley ailemizden biri, sun haşin filan ama kendi adıma varsa yoksa capheus nam-ı diğer van damnne diyorum. dünyanın en saf insanı olarak rol alıyor. duygusallığımızdan mıdır emrah filmlerinden midir nedir hasta anasına bakan saf çocuk profili hep kalbimizden vuruyor bizi. hele hayatın her anından tad alabilen bir karakter olması daha da güzel. gün batımını izlemek veya bulutların üzerinde uçabilmek bile onun için çok değerli. aslansın van damnne.
5 favorites - -
Next (2) - Last Page (114)