aynı şeye aşık olan iki dostun hikayesinden başka bir şey değildir aslında. ayrıca şems abinin, konya'ya afganistan üzerinden gelmiş olma olasılığı mevcuttur. heybesi dolu gelmiş ve bu heybe konya'da yavaş yavaş boşalırken bazı olaylar gelişmiş olabilir. bu sıralarda bi kaç tohum toprağa düşmüş ve bunun tohumunun tohumunun tohumu şu anda elimde olanın tohumu da olabilir. bu sağlam bağlantıyı kurduktan sonra, kendi payıma "şems abi anadoluya ışığı getiren insandır" diyebilirim.
ey gafil! sen kendi şehvetine aşk adını koymuşsun. şu halinle o namusu ekberi soymuşsun. aşkın asıl manasının altını oymuşsun. bir bilebilsen küstahlığa nasıl doymuşsun.
mevlana mevlana cevabını asırlar sonra kendi dizeleriyle verdi sanırım .
cinsel seviyesi merak edilen aşk. gerçekten de o dönemlerde kaymak tabaka arasındaki eşcinsel ilişki merakı evrensel denilenilecek yaygınlıktaydı.
aşk'ın gerçek adıdır. hissedene büyük aşk verir...
mevlana ile şems'in bahsettikleri aşkın yaratıcıya karşı besledikleri duygu olduğunu bilmeyen, mevlana ve şemsi belki faceye atmalık sözler ararken tanıyan belediyenin attığı tweet.
iki erkek aylar boyunca bir odada hiç çıkmadan sadece sohbet mi eder sorunsalı
bir gece aralarında geçebilecek olası muhabbet.
şems: geliyorum canım.
mevlana: gel, ne olursan ol gel.
sosyal medyda şems ve mevlana sözü paylaşan bütün erkekleri eşcinsel katagorisine koyuyorum artık. öve öve bitiremiyor, siyasal islamcılar şu çarpık ilişkiyi.
bademlemenin kılıfı olmuş durumda, cahil cühelanın elinde şems ve mevlana.
çok üzülüyorum ya böyle meselelerden ona buna prim kasanlara. mevlana üzerinden mi eşcinsellik savunması yapmak mantıklı yoksa bireysel özgürlükler üzerinden mi ? bırakın mevlanayı kardeşim. böyle bir aşkın olup olmaması zerre önemli değil. mevlana hep aynı hoşgörünün sembolü olarak kalacaktır.