russian institute gibi başlayan behzat ç. gibi devam eden hikayedir.

zavallı adamın kadınla olan fotoğrafları yayınlanmış:

http://www.konhaber.com/…epo/images/71124474510.jpg
http://www.konhaber.com/…271f74d5dbc03cad29ee38.jpg

yahu bir de bu kadın göz göre göre ilişkisini yalanlıyordu ha.

konu hakkındaki fikirlerim de şöyle:

bu asuman s. denilen şahsiyet, kıskançlıktan doçenti öldüren sayko profu bir güzel söğüşlemiş 2 yıl boyunca. yaşlı başlı adam, 35 yaşındaki kadından ilgisine karşılık görünce varını yoğunu buna kitledi muhtemelen, elde tutmak için. gerçi söğüşlemiş demek de yanlış olur: alan razı veren razı durumu.

sonra hatun ölen yakışıklı doçentle ilişki yaşamaya başladı. tabii doçente ahmet hocayla ilişki yaşadım, bir güzel söğüşledim diyecek hali yok. her halükarda ahmet denilen profla ilişkisinin ortaya çıkacağını bildiğinden "o adam bana aşık, bana saplantılı, beni rahat bırakmıyor" diye salladı maktule. adam da kadını koruma/kollama içgüdüsüyle katili tehdit edip durmuş. olan da bu zavallı adamcağıza olmuş.

tabii bu kendini zeki zanneden ablamız tüm bunları yaparken prof ahmet'i de bıraktı sanmayın. bırakmaya çalışıyor ama adamdan o kadar para yemiş, o adam onu o kadar kolay bırakır mı?? işte karı bunu çok iyi bildiği için "doç. celalettin hoca ayrılmamızı istiyor" diye sallıyor. halbuki doçentin, bunun sayko profla ilişki yaşadığından haberi bile yok.

kadın sinsi bir şekilde kışkırtmış iki tarafı da. tüm bu kışkırtmalardan doçentin haberi yok dediğim gibi.

ayrıca zavallı adam aşık olup karısından tek celsede boşanmış bu kadın için. yani kimsenin arkasından iş de çevirmemiş, şerefli, dürüst bir adammış. tek sorun işte böyle onu bunu dolandırmayı normal gören, yolunu insanları kandırarak bulan bir karıya aşık olması. olan hayatına oldu. allah rahmet eylesin ne diyim.

hepsi tamam da okulda güvenlik zaafiyeti olduğu suçlaması saçma. normalde profesörler doçentler makaleleri bilimsel çalışmalarıyla gündeme gelirler. bölüm sekreteri yüzünden birbirlerinin boğazını kesmeleri ile değil. ne yapsın okul? proflarin başına polis mi diksin? normal bir okul işte. dünyanın neresinde bir üniversitede deli güvenlik önlemleri var? normalde bu insanların kendini bilen kişiler olduğu düşünülür çünkü.

bu olayın üzerine rektörlük cinayeti işleyen profesörün dekan olan eşinin 'görevini yapamayacağı' gerekçesi ile istifasını istemiş ve isteğine de ulaşmış

şimdi açıkçası, bu konya ilindeki -artık havasından mı, suyundan mı bilmiyorum- ikiyüzlü, dedikoducu ve başkalarının mutsuzluğundan beslenen insan bolluğunu biliyorum ve bu yüzden o kadına rahat vermezlerdi diye düşünüyorum. ama rektör olarak yapman gereken 'senin kocan katil oldu, sen de artık dekanlık yapamazsın, en iyisi istifa et' demek midir? her ne kadar sarsıcı bir olay olsa da, neden bunun bir insanın tüm hayatını etkilemesi mutlak bir gerçek olsun ve buna göre karar alınsın ki? bir süre izin alır, uzaklaşır, geri gelir. neden yapıcı olmak yerine hemen yıkmak seçiliyor?

şu istifa isteme olayı, olayın kendisinden çok daha fazla canımı sıktı. yazacaklarım gg olacak, en iyisi kısa keseyim.

olan katilin eşi olan dekana olmuş bence. kadının zaten kocası onu aldatmış, katil olmus üstüne manyak kocasının suçu onu da işinden ediyor. adaletini seveyim...

adamı herhangi bir mağarada yahut tarlada bile öldürseler iki günden önce bulunurdu.

tam behzat ç'lik bir olay

bakalım altından ne çıkacak!

şahsen tanıdığım, iyi ve sağlam bir hocaydi, gerçekten üzüldüm ve şok oldum allah huzur içinde yatırsin.

kimya mühendisliği bölüm başkanının cinayet şüphelisi olarak göz altına alındığı olay. göz altına alınanın eşi de aynı bölümde öğretim üyesiymiş, diğer yandan maktul altı ay kadar önce boşanmış. parçaları birleştirince yasak aşk cinayeti gibi duruyor. vahşice işlenmiş bu cinayetin arkasından gerçekten böyle bir ilişkiler ağı çıkarsa durum vahim. olayın taraflarının öğretim üyesi olmaları mı, cinayetin işleniş biçimi mi yoksa tüm bunların bir üniversite kampüsünde gerçekleşmesi mi daha vahim bilemiyorum.

bir erkeğin ellisinden sonra azarsa nelere yol acabileceğinin kanıtı.

türkiye'de cinsel devrim olmasına kadar hemen her gün duyacağımız haberlerden bir tanesi. doçent profesör fark etmez, herkesin sorunu aynı yere çıkıyor işte. bunun günahını daha çok kadınlar, hatta çocuklar çekiyor ve olayların çoğu da basına filan yansımadan, kimse ceza almadan sürüp gidiyor. öyle bir haldeyiz ki, şurada, istismara uğrayıp öldürülen bir çocuk ya da kadın ve/ya suçlu olup da devlet tarafından savcısıyla hakimiyle koruma altına alınan bir memur olmamasına sevineceğiz neredeyse. yazık bizlere.