save the cat

Şükela: Nice | Last 24h | Today | All

blake snyder'ın hollywood tipi filmlerin formülünü adım adım anlattığı meşhur kitabı.
film yapımına ilgi duyan, yönetmen, senaryo yazarı filan olmak isteyen kişilerin bu kitabı okumasında büyük fayda vardır bence.

dur, hemen sinirlenme hollywood'dan nefren eden, avrupa filmlerine bayılan, deneysellik aşığı, entelektüel kardeş.
bu kitabı okudun diye illa kitapta yazan her şeye kelimesi kelimesine uyarak michael bay tipi filmler yapmak/yazmak zorunda değilsin; ama şunu kabul edersin herhalde, hollywood formülü diye bir şey var, ve bu formül ortalama insanın zevkle izleyeceği filmler yapılmasını sağlayarak mümkün olduğu kadar fazla para kazanmaya yönelik bir formül.

bu da ne demek? filmi eğlenceli kılmak demek, izleyiciyi sıkmamak demek, izleyicinin ilgisinin dağılmasını önlemek demek.
bunlar bir film için kötü özellikler değil. hollywood filmi olmayan filmleri de insanlar sıkıcı olsun diye yapmıyor zaten.

yani en azından bu hollywood filmi denilen filmlerin nasıl bir şablonu olduğunu anlamanın sana bir zararı olmaz.
bu şablonu anladıktan sonra ne kadarının mantıklı olduğuna kendin karar verirsin. istersen tamamını çöpe atarsın, istersen bir kısmını kullanıp bir kısmını değiştirisin, sana kalmış.

yani kısacası, artislik yapmayın. amatör anlamda film yapma merakı olan biriyseniz veya profesyonel olarak bunu yapmak istiyorsanız; ama yolun başındaysanız bu kitabı okuyun, ve hollywood'u küçük görmeyin.
çok acayip, inanılmaz kurgulu, çok değişik temalı, olağandışı dialoglara sahip filmler yapmak için bile önce şu basit şablonu bilmeniz gerekir zaten.
iyi film yapmanın tabii ki tek bir yolu yok. ama önce ana yolu bir kavrayın, sonra yan yollara, sapaklara girip kendi yolunuzu çizmeniz daha kolay olur. yoksa kaybolursunuz.

picasso da düz bir portre çizmeyi bile bilmezken bir anda kübizmi yaratmadı değil mi?

işte bu kitap size düz portre çizmenin formülünü veriyor.
14 favorites - -
kitabı okuyup da adamın yazdığı ve beğendiği filmleri görünce yer yer soğuyorsunuz, yazdığı filmlerin imdb'de 4-5 arası puanlarını görünce çok da ciddiye alamıyorsunuz ama kitaptaki samimi dilini, uydurduğu senaryo terimlerini, kavramlarını seviyorsunuz.

senaryoya dair yapıyı çok çok net, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez şeklinde kuruyor yalnız. sayfa sayfa aralığı veriyor, bu sayfaları şu şekilde yazmalısınız diyor, içindeki hevesi öldürebiliyor. tabii bu şekilde düşünen okurlara da "siz egoist yazarlar şimdi bana karşı çıkacaksınız" diye önden yanıtını da veriyor. yine de katılamıyorum, karşı çıkıyorum, senaryo evet kurallı bir metindir, nasıl ki toplum içinde de muhabbet ederken birinin cümlesinden bir sözcüğü alıp serbest çağrışım yöntemiyle muhabbeti başka bir yere taşırken, anlattığımız şeyleri birbirine bağlamak isterken aslında bir kural içinde hareket ediyoruz, senaryonun dili de bundan farklı değil.

blake snyder, bu yapıyı değiştirilemez bulup en çok gişe yapan filmlerin tamamen buna göre yazıldığını söylüyor ve başarıyı tamamen gişeyle ölçerken memento'ya bile "çok izlenmedi" diye gömüyor. fakat aradan geçen 15 yıl içinde diyebiliriz ki, artık çok gişe yapan, çok konuşulan filmler de bu yapıyı adım adım izlemiyor. süreler uzuyor, esniyor, kahramanlar çoğalıyor, arthouse sinemanın anlatımdaki esnekliği ana akım filmde hissedilebiliyor.

kaldı ki blake snyder'ın değişmez dediği yapı 15 adımı içeriyor ama başka başka senaryo doktorları da 8, 10, 22, 40-50 adımlık senaryo yapıları önerebiliyor. demek ki bu bölümlendirmeler değişebiliyor. değişmeyen şey ise belli, 3 perde, giriş gelişme sonuç.

yani ana akım bir iş için bilmemiz gerekenler çok da karmaşık değil: seyirciyi oltalayan bir giriş, heyecanı zirveye çıkarıp karaktere dönüm noktası oluşturacak bir orta nokta yani zirve ve bir de sonlara doğru "her şey bitti" anından sonra düğümü çözüp seyirciye umut aşılayan ve tüm karakterlerin değişmesini sağlayan bir final... orta noktadan finale kadar da tehlikeyi adım adım hissettiren bir olay örgüsü...

iyi hikaye anlatabilen insanların farkında olmadan yaptıkları şey budur; kancayı iyi atıp heyecanı iyi verip iyi bir finalle noktalandırmak...

tam da blake snyder'in dediği gibi, çerçevesi zaten belli olan ve ve bizim ilgimizin en yüksek olduğu janrla ilgili filmleri izleyip yukarıdaki basit çerçeveyi baz alarak kendi yapımızı çıkarabilir, sonra bu yapıyı esnetebilir, bozabilir, daha yaratıcı yapılara büründürebiliriz.

tabii kolay işler değil bunlar. rahmetli blake abimiz de çok güzel ipuçları veriyor, karakter ve olay yazarken nelere dikkat edeceğimize dair. en azından bu ipuçlarından çoğu birçoğumuzun işine yarayacaktır.
5 favorites - -
bu kitabın önerdiği gibi senaryo yazıyorsanız başrolünüz bir star olmalı, çünkü verdiği örneklerdeki filmler hep yıldız filmleri. ha bu kadar star varken kim no name sizi ne yapsın da diyebilirsiniz. ama kitabın rahmetli yazarı demiyor. cebini dolduruyor.
0 favorites - -
formül değil form...
1 favorites - -