yunanistan'da 3 kafadar kilisenin önüne gider, serin havanın tadını çıkarırdık. etraftaki çocukların sesleri eşliğinde kendi aramızda sohbet ederdik. yine bir gün buluşmak için kilisenin önüne gitmeye karar verdik. sigara içtiği için (bkz: dedemintakkesi) markete gitti. yanımıza gelirken elinde 330 ml'lik tuborg şişesini görünce şaşkın şaşkın bakakalmıştım.
yunanistan'da o zamana kadar yol kenarlarında şırıngayla kendine uyuşturucu nakleden insanları görmüş, anarşistlerin bina işgal ederek o binayı siyaha boyamasına tanıklık etmiş, omonia street'te siyahilerin uyuşturucu ticaretine şahit olmuş, hatta sabah saat 5'te adamın biri tarafından ilişkiye girmek için teklif bile almıştık. fakat dedemintakkesinin elinde tuborg şişesi görünce daha büyük şaşkınlık yaşadığımı itiraf edeyim. sonra size de aldım ferahlarsınız mı dedi yoksa biz gidip kendimiz mi aldık bilmiyorum ama ilk tuborg içme deneyimimi bir kilisenin önünde yaşamıştım. fakat hala derim sarı tuborg kırmızıdan çok daha iyidir. bulursanız muhakkak deneyin. buraya sizin için görselde bırakayım. bi beypazarı sodanın yerini tutamaz tabi ki ama yine de yoklukta tercih edilir. sence de öyle değil mi dedemintakkesi?