yurt dışında yaşıyorum, 2-3 ayda bir türkiye'ye gidip geliyorum, ve her gittiğimde fiyatların döviz bazında dahi arttığını görüyorum.
türkiye'de 2 firmam var, biriyle 4 yıl önce bir kamu ihalesi almıştım ve hakedişler hep geç ödendi, bazı ödemelerimi alamadım, alsam da önemi yok, yasal faiz saçmalığını işlettiklerinde bile enflasyon karşısında eriyip gitti para. diğer firmamda yalnızca dış ticaret işlemlerimi yürütüyorum, tl ile ödeme, vergilerdeki saçmalık, gereksiz prosedürler insanı soğutuyor. isviçre'de yabancı bir ülkede, tamamen bilmediğim bir düzene sahip bir sistemin içerisinde başlangıçtan itibaren türkiye'de olduğu kadar zorlanmadım, yabancılık çekmedim. kendi ülkemde yabancılık çektiğim pek çok prosedür oldu.
dışarıdan baktığımda devlet-vatandaş işbirliğiyle pek çok alanda, pek çok konuda israf abidesi bir ülke görüyorum. bunun yanısıra yıllarca tarikatlara, fetö gibi yapılanmalara, saçma sapan stklara aktarılan paraları da görerek iflah olmaz bu ülke diyorum. bizzat tanıdığım vekil, vali, genel müdür statüsündeki insanlar odalarındaki mobilyayı beğenmeyip değiştiriyor, araç beğenmeyip değiştiriyor, saçma sapan harcamaları devletin sırtına yüklüyor. ve bunu o kadar normalleştirmişler ki ülkeye sundukları büyük katkının(!) yanında bu harcamaları gözleri görmüyor bile.
belediyeler (parti farketmeksizin) ve kamu binaları vasıfsız ve torpilli insanlarla dolup taşmış. her çeşmenin başına birileri oturmuş kovasını dolduruyor, siyasilerin tek amacı pastadan pay almak, en iyisi zannettiğiniz bile çıkar peşinde. vatandaşı ne ki siyasetçisi ne olsun.
günümüzde bile fetö ve pkk'dan medet umanlar var. güç ve iktidar kavgasından sarhoş olmuş herkes. insanlar iktidar ve muhalefetteki iki yüzlü, yalancı siyasetçileri (istisnasız hepsi) görmekten aciz, hala ideolojik saplantılarla boğuşuyorlar ve sanki kendi namuslarıymış gibi onları savunuyorlar. hal böyle olunca kim gelirse gelsin zaten bu enayiler her türlü bize oy verecek mantığıyla düzenlerini devam ettirerek halkı uyutuyorlar.
herkes kolay para kazanma peşinde, kobi statüsündeki çoğu işletme dolandırıcıdan hallice. türkiye'nin en kaliteli eğitimini veren kurumlardan ikisinde iki farklı lisans eğitimi aldım, ikisinde de mezun arkadaşlarımın beklentilerine baktığımda ben bu okulda okuduysam bana en az şu kadar maaş vermeleri lazım, benim mesleğim şöyle önemli, ben şöyle bir sosyal statüye sahibim mantığını görüyorum. insanlar okumayı ve meslek edinmeyi para için yapıyorlar. kimse idealinin peşinde koşmuyor, kimsenin hedefi yüksek değil, eğitim ve para kazanmanın alakasız olduğundan bile bihaberler.
bütün bunlara baktığımda yapılan tasarrufun hiçbir etkisinin olmayacağını görebiliyorum. zira uygulanan politikalar, siyasilerin düşük profili, vatandaşların bağnaz ve cahilliği böyle devam ettikçe hiçbir şey değişmez. dilediğiniz tasarrufu yapın, aklınıza gelebilecek her türlü vergiyi koyun yine de bir halt değişmez. sisteminiz çürük, içiniz kokuşmuş, din ve ideolojiler beyninizi uyuşturmuş. yazık gerçekten. şaşıracak tek bir şey bile kalmadı.