nuri bilge ceylan filmi kahramanı gibi hissetmenizi sağlayabilecek durumdur.
5te binebileceğiniz söylenen otobüsün 6da kalktığını öğrenirsiniz. sonra daracık bir alanda otobüsün kalkmasını beklersiniz. bu sırada bir adam gelir. bir süre sonra bineceğiniz otobüsün şoförüyle tartışmaya başlar. bir süre sonra bu adamın otobüs şoförü olduğunu anlarsınız. iki otobüs şoförü, saat kavgası yapmaktadır.
bu kısa öykü ile ortadoğu'daki düzensizlik anlatılmış, nbc yine başarılı bir anlatım sergilemiştir. başkarakter ise kenarda oturmuş, olayları izleyen benimdir, ben.
karton bardakta çay, etrafta içilen sigaralar ve dumanı, uykulu ve şiş yüzler, mutsuz yüzler, asık suratlar, daha asık suratlar, soğuk, buğulu otobüs camları, gürültülü çalışan otobüs motorları... barındıran otogardır.
soğuk ve dramatik. insanlar ya kavuşuyor ya ayrılıyor ya mutluluktan ya da üzüntüden ağlıyor, dakikası dakikasını tutmuyor ya bu otogarların.
genelde pek hayra alamet değildir.
eğer anadoluda bir ilçe otogarıysa ve kışsa, gerçekten çok çok ama çok yalnız olunabilir.
o kadar soğuk o kadar soğuktur ki burnunuz düşebilir.
sizi karşılayacakların hayli gecikeceğini bildiğinizden haber okumaydı, duolingoydu oyalanmaya çalışırsınız.
bir adet ne idüğü belirsiz çay ocağından minimum 12 saattir dönen çayı içmek istemezsiniz. içeride biri var mı yok mu belli bile değildir.
o da ne, bir çift göz gelmektedir ama sizin o ilçeden biri olmadığınızı anlayan bir gözdür ve dik bakar.
çok uzun bir gecedir.
uykun ve eve daha çook yolun vardır.
yarı uykulu bir hava. çoğunlukla şehirden uzak bir bölge, ve soğuk bir hava ve iliklerinize işleyebilen türden. düzgün uyuyamadığınız için her yeriniz tutulmuş bir anatomi.
az sonra uzun bir yola çıkacak olmanın ve yer değiştirmenin vermiş olduğu kaygı soslu, heyecan aromalı huzursuzluk hissinin eşlik ettiği eşsiz alanlardır.
* otogarlar her zaman midemi bulandırır.
* ipsiz sapsız bir sürü insan ordan oraya koşturur durur.
* para isteyen dilenen olur.
* acıkıp bir küçük çikolata almak istediğinizde 50 tl derler.