merhaba, ben orospu çocuğu diye yaftaladığınız bahşiş vermeyen(genellikle) müşteriyim. ancak türkiye şartları için konuşursak çok da haksız olduğum söylenemez. esnaf lokantasından tut, çok lüks restoranlara(arada sırada) kadar bir çok farklı yerde yemek yemiş, içmiş birisiyim.
sıçmadık ocak başı bırakmamak hayat prensibim. değişik değişik yerlere gitmeyi severim. bunları neden anlatıyorum çünkü bir çok farklı yerde bir çok farklı muamele gördüm ve %99'unda memnun kalmadım; memnun kalmadığım bir hizmet için de neden ekstra ücret vereyim, değil mi? müşterisiyle ilgili, yemek esnasında gelip, "memnun musunuz? şikayetiniz var mı?" diyene de kendi çapımda bahşiş vermişliğim oldu, orası ayrı... şimdi bir kaç örnek davranış inceleyelim, buyrun;
- pardon menü alabilir miyim?
- abi menü içerde, ben sana sayayım ne var ne yok. (al işte oldu mu ?)
- kolay gelsin, şunu bunu vs. istiyoruz.
- içecek olarak ne alırsınız ? (kuş sütü istiyorum var mı? yahu istesek söyleriz herhalde... unuttum diyelim; ilerleyen dakikalarda tekrar sipariş verebilirim değil mi? ya da param yok amına koyim yeteri kadar. neden yüzüme vurup rencide ediyon be yarram.)
- yok teşekkürler.
- pardon bakar mısınız, hooop!, ustaa, şefim... (sipariş vermek için kıçımızı yırtıyoruz amk, neyine bahşiş vericem şimdi bunun)
- geliyorum abi.(5 dakka sonra gelir)
bir de lüks yerlerde tipinizi beğenmeyen garsonlar vardır ve onlara göre; lüks mekana giderken illa takım elbise giyeceksin, altında araban olacak. yoksa yarım yamalak hizmet görürsün. sonra da bahşiş isterler...
savunmaları ise; çok zor şartlar altında çalışıp, çok az para kazanmalarıdır, bu her müşteriden bahşiş bekleyen arkadaşların.
hacı allah'ını seversen, türkiye şartlarında çok güzel şartlarda çalışıp, çok yüksek maaş alan kaç meslek grubu var? bi de bana, n'olur!