şahsen ben de inanmam ama doğru düzgün bir ailede normal hatta iyi şartlarda büyüdüm
aynı şartlara sahip olmadan ahkam kesmek saçmalık
thomas kuhn bir bilim felsefecisi bilimin ne olduğu ve ne olmadığı üzerine yazıp çizmiş. sosyal bilimler gerçekten bilim mi tartışmalı bir konu. bilimin en temel prensibi "nedensellik ilkesi" su normal şartlar altında hep 100 derecede kaynar. insan faktörünün denkleme girdiği disiplinlerde kesin değil kesine yaklaşmış sonuçlara varabilirsiniz. benzer bir travmanın etkisi insan davranışlarında tümüyle birebir aynı etkiyi yaratmaz, benzer değildir. uydurma bir iş değil lakin bilimsellik iddiası biraz fazla.
insan hayati tekduze degildir de ondan. tam iyilestim dersin basina bir sey gelir. yani bunun nedeni insanin fundamental olarak hasta olmasidir. fakirlikten olur, zenginlikten olur, acliktan olur, tokluktan olur, sosyallikten olur, yalnizliktan olur, yani olur da olur, bunlarin hepsi ayri problem. iki gun once fakirlikten, itilip kakilmaktan, ezilmekten sagligini kaybedersin, iki gun sonra zengin olursu, bu sefer de sahte iliskiler, tuketim bagimliligi, anlam arayisi vs. yani insan oglu hep boyledir. psikolojide iyilesmek yoktur, sadece olabildigince kontrol altina almak vardir.
psikiyatri ok ama psikoloji tam bir saçmalık. bir insan beyin biyokimyasının bozulmasından dolayı bir takım problemler yaşayabilir. bunlar ilaçlarla kontrol altına alınabilir, iyileştirilebilir bunlar da sorun yok. ama terapiler ya da psikoloji eğitimi tamamen anlamsız, vakit kaybı.
cahil özgüveni nedir? (bkz:
dunning-kruger etkisi)
anadolu toprakları için mantıklı önerme.
ne işin var abicim psikoloji ile falan? git cinci hoca ol, daha güzel kazanırsın. beğendiğin biri gelirse de "senden cini sikerek çıkarmam gerekiyor." diyerek takılırsın. kocasına sakso bile çektirebilirsin.
(bkz:
badeci şeyh)
doğrusu biyolojidir, haplarınızı kullanın ve kendinize bdt yapın.
psikolojiye etki eden sonsuz parametre vardır. 8 milyar insandan, sadece tekil bir birey olarak bile bir adet insanın psikolojisine doğrudan etki eden milyonlarca parametre var. bunun bir de dolaylı yoldan etki edenleri de var. psikolojideki hasarın tespit edilmesi ve iyileştirilmesi elbette güç, ama farkındalıkla birlikte bir problem yanında gelecek olan birkaç problemi de dengede tutabilir. sonsuz etkenler üç beş eksilmeyle sıfıra hatta 300'e 500'e tabiki de düşmez; yine sonsuz olarak kalır. bu yüzden de birçok insana psikolojinin anlamsız gelmesi doğaldır.
ciddi ruhsal hastalıklarla mücadele konusunda pek bir fikir beyan edemem. muhtemelen bu tarz şeyler ciddi kök salmış bir şekilde kişinin bünyesindedir. ve betimlenebilir iki çeşit yol var gibi görünüyor. ya kökten kurutmak ya da tepe noktasından, yapraklardan başlayarak ksilem, floem borusuna dek içeri girip köke doğru yol almak. ve bu süreçler de sonsuz parametrelerden oluşuyor. yani aslında iki çeşit yol değil, sonsuz yollar var. çözüm de, çözümün etkileri de sonsuzluğa açılan bir kapı. birinde işe yarar, 8 milyar da işe yaramaz. sonsuz yaşama hakkı olan drakula falan, ömrünü sadece bu işe adasa ancak işin içinden çıkılabilir gibi.
aptallik olum gibidir. aptal aptal oldugunu, olu de olu oldugunu bilmez ya! oyle iste...
aslında herkesin psikolog olmaması gerektiğindendir.
çünkü o kadar çok "açılın, ben psikoloğum!" diyen yetmeler var ki, sormayın!
bu iş bilimle alakalıdır, pazarlama zekası biraz fazla olan öne çıkıp, saçma sapan bilgiler satmaya çalışıyorlar ve insanlar da bunları gördükçe bu işin yalan olduğuna inanıyorlar.
buradan psikologlar derneğine [ :) ] sesleniyorum; alanınızı ve (güya) meslektaşlarınızı kontrol edin!