bugün itibariyle hürriyet gazetesi'ne birinci sayfadan haber olmus karsilasmadir. radikal sayfalarinda bir süredir devan etmekte olan atismalar ringe tasinacak mi, gazete yönetimi bu kavgadan tiraj kopartir miyim acaba hesabindan uzaklasip müdahale edecek mi... önümüzdeki günlerde görecegiz.

(bkz: celebrity deathmatch turkiye)

(bkz: cat fight)

evet görüldüğü üzere kadınların arasındaki yırtıcılığın herhangi bir kültür/zeka/statü/yöre/türkçe dinlediği yok... lvl 70 iki hatunun birbirleriyle olan seviyesizleşmiş kavgası.
duruşuna hayran olduğunuz yazarlar bile kendi odağını bu kadar kaybetmişken bu ülkede her şey kaybolur gider diyerek sosyal mesajımızı da verip bu entrynin bitiş gongunu çalıyorum.

perihan mağden'in sivri dili genellikle keyifli köşe yazısı okuma imkanı verse de, bugün nuray merthakkında yazdıklarını kendisine pek yakıştırdığım söylenemez. sivri dil, mahalle ağzına dönmüştü biraz. hoş olmamış, rahatsız ediciydi.

diğer taraftan belirli bir düzeyde sürdülürse, iki kalem ustası (görüldüğü üzere aynı zamanda polemik ustası) yazarı okumak da güzel olabilir.

perihan mağden: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=228867

nuray mert : http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=228729

(bkz: bir siz eksiktiniz)

çok sağlam bir kapışmadır bu. temelinde, örneğin bir televizyon programında "burada şimdi şu söylenmeli" diyeceğim lafı dile getirme özelliğine sahipken hükümet yandaşlığı ile feci durulmuş bir ağır abla ve her ne kadar şimdilerde biraz körelmiş olsa da, lafı gediğine koyma konusunda çok becerikli, daha naif ve yine de sağlam bir kadın var.

ben geçmişte, zaman zaman, ikisine de gönül kaptırmış bir insan parçası olarak tarafımı seçtim. aslında taraflardan biri beni seçti demek daha doğru olur galiba.

böyle tartışmalar lazım türkiye'ye. ilerleyip derinleşmesini merakla bekliyoruz.

ne oldu bunlara?

nerede olduklarını bilen var mı?

perihan mağden hayranı olarak ;
boğaz semtinde bir kahvaltı mekanında kendisiyle tırsarak sohbet başlatmıştım -)))
terslenmeden 2-3 dk konuşmayı becerebilmiştim artık ne kadar kibar davrandıysam

artık eski makaleleri radikalden okunamadığı için
merak edenlere şöyle özet yaptım :

perihan mağden ve nuray mert arasındaki tartışma, 2000'li yıllarda türk medyasındaki en dikkat çekici polemiklerden biri olarak tarihe geçti. iki yazar da radikal gazetesinde köşe yazarıyken, özellikle 2007'de başlayan ve zamanla sertleşen bir atışmaya giriştiler. bu tartışma, kişisel üslup farklarından ideolojik ayrılıklara, hatta geçmişteki dostluklarının bozulmasına kadar uzanan karmaşık bir zeminde gelişti.

### tartışmanın kökeni
mağden ve mert, boğaziçi üniversitesi'nden mezun olmuş, entelektüel camiada tanınan iki isimdi. 25 yılı aşkın bir tanışıklıkları ve inişli çıkışlı bir dostlukları vardı. ancak radikal'de yazmaya başladıkları dönemde, özellikle 2007'de, köşelerinde birbirlerine yönelik dolaylı ve zamanla açık sataşmalar başladı. tartışmanın fitilini ateşleyen, mağden'in mert'e isim vermeden eleştiriler yöneltmesiydi. nuray mert, mağden'in uzun süredir köşesinde kendisine “kulaktan dolma klişelerle siyaset yorumu yapma” gibi ithamlarda bulunduğunu iddia etti.

### 2007'deki ilk açık çatışma
tartışma, 2007'de mert'in “perihan mağden'e açık cevap” başlıklı yazısıyla su yüzüne çıktı. mert, mağden'in üslubunu sertçe eleştirerek, “kusura bakmasın, ama bu dille konuşan ne bir kadınla, ne bir erkekle, ne siyaseten doğruculuğu ne de başka bir konuyu konuşmayı lüzumsuz görüyorum” dedi. ayrıca, mağden'in geçmişte sokak ortasında ece temelkuran'la yaşadığı bir tartışmayı hatırlatarak, “sokak aralarında kıstırıp dövmeye çalıştığı kadın yazarlara benzemem” şeklinde gözdağı verdi. bu, mert'in trabzonlu kimliğine atıfta bulunarak sert ve dobra bir duruş sergilediği bir ifadeydi.

mağden ise bu yazıya 1 nisan 2007'de yanıt verdi. “yeni şafak'ın sorusu karpuz kabuğunu düşürdü mü denizlerime” başlıklı yazısında, mert'i dolaylı yoldan “1 adet israrlı beton” gibi yakıştırmalarla tiye aldı ve türban tartışmaları üzerinden mert'in pozisyonunu eleştirdi. mağden, “başörtülü kadınların hakları artık beni ilgilendiremiyor” diyerek mert'in o dönemki türban savunuculuğuna gönderme yaptı.

### tartışmanın kapsamı ve üslup
tartışma, zamanla kişisel hakaretler ve alaycı üsluplarla büyüdü. mağden, sivri diliyle tanınan bir yazar olarak mert'e “fena bilginatör”, “topicless”, “bokuyla muhalif” gibi ifadelerle yüklendi. mert ise mağden'in siyasi analizlerini “perişan” ve “lüzumsuz” bulduğunu söyleyerek karşılık verdi. bu polemik, sadece iki yazar arasındaki bir çekişme olmaktan çıkıp medyada geniş yankı buldu; hürriyet gibi gazetelerde birinci sayfadan haber oldu.

### ideolojik ve kişisel boyut
ideolojik olarak, mert o dönemde türban ve din özgürlüğü gibi konuları savunurken, mağden daha seküler ve bireysel özgürlük odaklı bir çizgideydi. ancak tartışma, ideolojiden çok kişisel bir hesaplaşmaya dönüştü. mağden'in mert'i geçmişte ertuğrul özkök'ün “sofralarının gülü” gibi ifadelerle anması, mert'in ise mağden'in “siyasi analizlerinin çapsızlığı” üzerine odaklanması, aralarındaki gerilimin dostluktan düşmanlığa evrilmiş bir boyutunu gösteriyordu.

### sonraki yıllar ve polemiğin gölgesi
bu tartışma, 2007'den sonra da köşe yazılarında satır aralarında devam etti. 2011'de mağden, taraf'ta yazdığı bir yazıda mert'i yine hedef aldı ve “sivil dikta” kavramını mert'in değil, başka bir ekibin ortaya attığını ima ederek eleştirilerini sürdürdü. mert ise genellikle bu sataşmalara daha az yanıt vererek mesafeli bir tavır takındı. ancak 25 yıllık tanışıklığın bu denli sert bir polemiğe dönüşmesi, her iki yazarın okurları için de unutulmaz bir medya olayı olarak kaldı.

### özetle
perihan mağden ve nuray mert tartışması, 2007'de radikal'de başlayan, dostluktan düşmanlığa evrilen, kişisel üslup ve ideolojik farklarla beslenen bir polemikti. mağden'in alaycı ve saldırgan, mert'in ise sert ve dobra üslubuyla şekillenen bu çekişme, türk medyasında uzun süre konuşuldu. detaylar, her iki yazarın köşe yazılarında ve dönemin medya haberlerinde açıkça görülebilir. daha fazla spesifik bir yönü merak ederseniz, sorabilirsiniz!