zar zor bilet bulabildiğimiz tiyatro oyunu. yer oyun atölyesi. oyuncular haluk bilginer, esra bezen bilgin ve kısa bir rolü olan kürşat demir.
david hare'in eserinden çeviriyi haluk bilginer yapmış. çok da iyi olmuş. esprileri ve diyalogları birebir kendisi mi çevirdi/yazdı bilmiyorum ama öyleyse eğer, oyunculuk dışında hayli yüksek başka yetenekleri de olduğunu gözler önüne sermiştir.
konusunu okuyunca, yıllar önce izlediğim, haluk bilginer'in , zuhal olcay'la sahnelediği efsanevi "ayrılış" oyunu geldi aklıma. izlediğim en iyi oyunlardan biridir hala.. aynı beklentiyle gittim. onun tahtına yerleşemese de "pencere" yi de çok başarılı buldum.
oyun, ahlak kavramını farklı bir pencereden sorgulatması açısından da önemli.
haluk bilginer olmasa gerçekten zaman kaybı olan oyun. esra bezen bilgin ve kürşat demir'in çok zayıf kaldığını düşünüyorum. haluk bilginer'i çok severdim. hala da oyunculuğuna hayranım fakat; oyunun konusu çok boş gerçekten. hiçbir şey anlatmıyor seyirciye.
haluk bilginer’i canlı izlemek için gidilen oyun.
oyun pek öyle bayılarak izlenmiyor, normal bir seyri var. hatta oyun başladığında ulan hata mı ettik acaba diye düşünmüştüm. iyi espriler de vardı, can sıkmıyor zaten haluk bilginer tek başına götürüyor oyunu. haluk bilginer izlemek çok ayrı bir keyif. haluk bilginer demiş miydim? evet.
hayatımın ilişki anlamında zor bir döneminde izlediğim oyun. yanımdaki insanla aramıza konan uçurumları anlamama, sindirmeme yardımı dokunmuştu.
değişmiyoruz, dönüşüyoruz.
ayrıca müzikler için (bkz:
çağrı beklen)
carey mulligan ve bill nighy de 2014-2015 yillarinda bu oyunu sahnelediler, nt live sinemalarda gosterdi. ıliskiler uzerine bir seyler izlemek/okumak isteyen ama romantik komedi beklentisi olmayanlara onerilir.
yazarı britanyalı david hare. çok eşlilik, aşk, suçluluk, varsıllık, yoksulluk meselelerine dair gerçekçi bir oyun. haluk bilginer aldı götürdü. ahir ömrümde bu adamı canlı izlemiş olmanın sevincini yaşadım. karşısında kim oynasa eksik aksak kalırdı ama esra bezen hassaten zayıf bir performans sergiledi. kendi yeteneğinin zirvesini zorladığı muhakkak. bir deha olmadığı için onu suçlamak acımasızlık olur. ama bir dehanın karşısına onu koyan yönetmeni pekâlâ suçlayabilirim. suçluyorum işte. hatta haluk bilginer'i de suçluyorum bu seçime göz yumduğu için.
insan ilişkileri üstüne çok iyi bir yüzleşme oyunu. haluk hem çevirip hem oynadığı oyun. oynadığı derken yanlış anlamayın karakteri tom'u adeta yaşattığı oyun.
çocuk genç tiyatro topluluğunun kendi imkanları ile ortaya çıkardığı birarayaya getirdiği bir çok önemli ismin haricinde otizm hastası çocuklar ve gençler ile yine orada eğitim almış çocuk ve gençlerin ortaya çıkardığı oyun gidilip görülmesi ve projeye destek olunması gerek.
geçtiğimiz sene oyun atölyesinde izlemiştim, oyun fena değildi ama sadece haluk bilginer'i canlı izlemek için bile gidilir, kendisinin oyunculuğunun harika olduğu zaten bilinen bir gerçek ama karşınızda canlı bir şekilde izlemek ise bambaşka bir tecrübe, gerçekten hayranlığınız daha çok artıyor, fırsat varken gidip izlemenizi öneririm.
bir arkadaşım vasıtasıyla izleme fırsatı bulduğum oyun. haluk bilginer'in oyunculuğunu izlemek müthiş keyif vericiydi. oyunculuk ve dekordaki gerçekçilik dışında oyunda yapılan yemeğin kokusu ufak ama seyircinin hoşuna giden etkili bir hileydi.
başrolden bir anekdot:
“yaşadığın kadar yaşamayacağını anladığında başka bir şey oluyor.”