kürt sorununun temelleri üstüne getirilmiş en dahiyane açıklama.

sadece tek insan beyninin böylesine karmaşık ve ferasetli bir teoriyi düşünmeye kapasitesi yetemez bence. demek ki türkiye'de bir yerlerde bir hive mind yaşıyor. kollektif bir beyin ağı, bir organik bilgisayar oluşturulmuş. evrenin ve hayatın tüm sırlarını afişe edecek o sorunun cevabını 42 bulmalarına ramak kalmış.

...ama bu da yeterince yakın. vay be. düşündükçe gözlerim kamaşıyor. ki görsel de bir tarafı yok bu cümlenin.

"peki ya lazlar, peki ya çerkezler neden ellerine silah alıp dağa çıkmıyor" versiyonu da var. artık başım dönmeye başladığı için burada kesiyorum. stop.

bir ulusun neden isyan ettiğini anlayamayan bünyelerin sorduğu soru.

12eylül'den bu yana devrimcilerin karadeniz'deki hakimiyetini kırmak için bizzat devlet eliyle faşizmim körüklendiği bir bölgedir doğu karadeniz-lazistan. ayrıca "rize kapalı cezaevinde" zorla istiklal marşı okutulduğunu da duymadım. (bkz: diyarbakır 5 nolu kapalı cezaevi)

çerkezler konusunda isyana dair fikir yürütene ise zavallı derim. çünkü çerkezler'in vatanı kafkasya'dır anadolu değil. eh hal bu olunca, neden isyan etmedikleri ni konuşmanın anlamı yoktur. ki çerkeslerin bir kısmı da kafkasya'da ruslara çatır, çatır isyan etmiştir, etmektedir.

(bkz: türkler de eziliyor ama ayaklanmıyorlar savunması)

çerkezlerin neden isyan etmediklerini anlamak isteyenlere geliyor
http://www.youtube.com/watch?v=7o_gowqpkim

karadenizli de karadeniz mafyası kurdu, o imkansızlıklar karadenizde papazları öldüren, ogünlerle gurur duyan, cahil ve düşmanca topluluklar yarattı. benim baroyla çalıştığım dönemde insan kaçakçılığıyla ilgili araştırma yapılıyordu birleşmiş milletler için, dahil olmuş bulundum ve öğrendim ki o dönemde avrupa'da en yaygın kadın kaçakçılığı, köle tacirliği türkiye'deydi ve karadeniz mafyası tarafından yapılıyor idi.

bu da terör değil mi? karadenizin imkansızlıkları, karadenizin sorunları da böyle azotlu neticeler doğurdu. bu işleri yapanlar da toplumu yeterince terörize etmiş sayılmıyorlar mı sizce?

kimseye hizmet götürmüyoruz, bunu itiraf ederken gocunmuyoruz da. yani "imkansızlıklar düzelsin" diyene küfredip "ne yani herkese imkan, herkese hak mı götüreceğiz bir de" diye karşılık bile veriyoruz.

neticede hizmet götürmediğimiz toplulukların hepsi ayrı sorun çıkarıyor. ama karadenizli mafya oldu, ülkeyi haraca kesti. karadenizli avrupa'nın en büyük köle taciri oldu kadınların pasaportlarıne el koyup onları satıyor, hapsediyor, itiraz edeni dövüp öldürüyor? veyahut işte papaz öldürüyor ermeni vuruyor falan. o yüzden karadenizlinin asayiş sorunu sorun değil de, diğerininki sorun....öyle mi diyoruz acaba?

yani bu soruya verilen cevapların "valla devlet onlara da hizmet götürmüyor, bunlara da. hepsi sesini kesse biz hizmet alanlar rahat ederiz ne güzel" seviyesi ile "her şey batının suçu. batı olmasa herkes itaatkar olurdu, kimse hak talep etmezdi"nin dışında gelmesi çok zor. ama zaten soru da bu bahsettiğim cevapları alabilmek için, o cevaplara çanak tutabilmek için soruluyor.

her neyse, bu soru karşımıza geldiğinde gözönünde bulundurmamız birkaç şey var:
****
****
****

- dağ köylerinde okulsuz, dolayısıyla türkçe öğrenmeden büyüyen nineler dedeler hala kimi hastanelerde hizmet göremiyorlar, sırf türkçe bilmedikleri için kovulma raddesinde dışlanıyorlar. ömür boyu köyüne okul gelmediyse türkçeyi nasıl öğrensin o teyze vahiyle mi? bunu düşünen yok, bu devletin resmi dilini bilseydi deyip çıkıyoruz. nasıl öğreneceği kendi sorunu?

senelerce bu insanların dilleri yasaklandı, kürtçe şarkı söyleyen bile hapis cezası aldı bir dönem.
hadi dili, kültürel hakkı geçtim diyelim, güneydoğunun sosyoekonomik şartları karadenizlilerden biraz farklı.

ortada feodal bir sistem olduğu belliyken ne toprak reformu yapıldı ne de ağalık sistemi bitsin diye bir çaba gösterildi. bölge halkı bizzat politikacıların eliyle ağaların, feodalitenin kucağına itildi.
devlet bile ağalarla politik pazarlık yapar, onlara "sen bölgede x olmasını sağla, ben de sana göz yumayım" derse, küçümen köylü nasıl yapsın da kurtarsın kendini?

sonra efendim kürtler feodaliteden kurtarsın önce kendilerini, ondan sonra bizimle konuşsun diyenler... şimdi ankara'nın ortasında bir mafya babası gelse, kavaklıdere bölgesi artık benim dese, herkesi nesiller boyu haraca kesse beni mi suçlayacaksınız "devletin mafya babasını yakalayıp seni kurtarmasını ne bekliyorsun. kurtaraydın kendini" diye? ee o zaman onları neden suçluyorsunuz, napsın adam tek başına?

devlet hizmet göttürmezse kendileri yapsalardı hizmeti bize ne, öyle mi? sen kendi mi inşa ettin istanbulda okulunu, hastaneni kendin mi yaptın?

peki o taraf nasıl görüyor sizce dünyayı? .

nasıl anlatacaksın peki o teyzeye "valla teyze kusura bakma sana okul açmadık zamanında, dil de öğretmedik. senin köyünü adamın teki egemenliği altına almış feodal beylik kurmuştu devlet olarak ona da engel olmadık. bilakis ağaları muhatap aldık kendimize, kalan halkı değil. sonra dil bilmediğin için sana hastanede bakmadık, o adam senin üzerinde egemenlik kurdu diye seni kendini kurtarmamakla suçladık. hepsi de senin suçun" mu diyoruz?? ne yapsaydı o teyze, bunu bir söyleyin?
*****
*****
*****

- düşünmemiz gereken diğer konu işe avrupa, haklar, özgürlükler....

avrupa da kendi terörizmini yaşadı, bilmem farkında mısınız. dünyadaki tek terörizm türkiye'dedir, kalan herkes de türkiye'ye karşı kötülük planlamaktadır sanrılarından kurtulsak göreceğiz ki benzer düşünceler ve talepler bir anda bütün dünyayı sardı. haksızlık, eşitsizlik her zaman kendisine bir sıfat takıp patlatır toplumu.

toplumdaki haksızlıklar, eşitsizllikler bu sefer de böyle patladı. irlanda, bask, katalan.. bu kelimeler bir şey ifade ediyor mu bilmiyorum bunlar da avrupa'nın ortasından türeyen hak talepleri, terörist hareketler ve bölünme isteklerini işaret eden kelimeler.

yani avrupa da hak çiğnedi. avrupa da insan hakları mahkemesi'nden ceza aldı, avrupa da af örgütü tarafından kınandı...
avrupa şehirleri de patlatıldı, avrupa insanları da öldürüldü. bu teröristlerden bir kısmı bağımsızlık kazandı, bir kısmı özerklik kazandı. hepsi ama hepsi kendi dilinde, kendi dininde, kendi kültüründe barınma hakkı kazandı.

şimdi avrupa okulları daha ilkokuldan azınlık dili eğitimi veriyor, bıraktım bizdeki gibi milyonlarca insanı, birkaç yüzbin insan bile aynı dili konuşuyosa, onları azınlık kabul edip o dilde eğitim sağlıyor. yetmiyor, o diğer vatandaşlar da o azınlık dilini öğrensin ki iletişim kurulsun diye de teşvikte bulunuyor. bunun aynısını türkiye'den talep edince avrupa bizi bölüyor oluyor ama.

katalanca üniversite var, vergi dairesinin galce telefon hizmeti var kardeşim , bunların hepsi "ileride türkiye'yi bölmeye yarar" diye mi yapıldı sanıyoruz? geçen hafta seslendirme yaptım, belediye evlerine taşınan ama ingilizce bilmeyen vatandaşlar haklarını öğrensin diye, haklarını bir kasete hem de türkçe okuduk. sen bunun aynısını kendi ülkende doğmuş özbeöz vatandaşın kürt için, laz için yapıyor musun? yapmıyorsun. ama o şeytan avrupalı, başka ülkede doğmuş elin müslüman türk'ü için türkçe yapıyor işte.

adamlar kendi insanına da sağlıyor yani o hakları, merak etmeyin. kendileri de bölünüyor, üzülmeyin.

sırf dil de değil, yaşama biçimlerine de saygı duyuluyor. göçebe kavimler (çingeneler, birtakım irlandalılar) eğitim alabilsin diye onlara özel göçebe okullar kuruluyor. yahu dün hastanede gördüm "ramazanda şeker hastalığınız orucunuza engel olmasın, gelin doktorla konuşun, ona göre ayarlama yapalım" diye afişler. türkiye'yi bölmek için gizli bir planın parçası mı bunlar da?

****
****
****

bu ülke de o şeytan batının hak, özgürlük ve eşitlik idealleri üzerine kuruldu, aynı idealleri zaman geçtikçe geliştirerek, genişleterek devam ettirmenin nesi kötü?? 1925'e kadar batının fikrini alıp sonra durmalı mıyız yani??

sen git dönemin avrupa'sında geçerli en yeni fikirler ile ülke kur, sonra ülkenin insanları sadece senin kurduğun dönemin fikirlerinde takılıp kalsın. her yeniliği, her gelişmeyi"ay ama altın çağımızda benimsenen o fikirlerden farklı bunlar" diye reddetsin. reva mı yahu adamcağıza bu yaptıklarınız? e hani asri medeniyet seviyesine çıkacaktık, asri medeniyet 1925 avrupası mı demek? yoksa bugün insana en değer veren, vatandaşına en çok hak sağlayan, birey özgürlüğünü en öne çıkaran toplumlar seviyesi mi asri medeniyet demek?

****
****
****

işte bütün bunları gözönüne almadan esip üfürmek, hadiseleri toplumsal bağlamından, sosyal ve siyasal gelişmelerinden koparıp ajitasyon yapabilmek için; cevaben de "kürtler nankör tabii, ondan" diyebilmek için sorulan sorudur.

türkiye'deki etnik grupların ne kadar etkili olduğunu gösteren soru. geçende otobüste yirmili yaşlarda milliyetçi bir türk konuşurken kulak kabarttım. aşağı yukarı şöyle birşeyler söylüyordu: "verelim şu g.doğuyu adamlara kurtulalım. ama verdikten asla bir ilişki kurmadan. asla adlarını bile bir daha tarihte anmadan. kardeşlik yalanından söz etmeden. yüzlerini bile görmek istemeyecek kadar kin duyarak. ama bölünse de gitmezler ki hepsi. izmir'e, istanbul'a vs. gelmeye çalışırlar. ama bu sefer asla barınamazlar. bu toplum bunu kaldırmaz. işte o zaman katliam çıkar. hesabı da bu gitmeyenlenler öder." durum gittikçe daha da vahim bir hal alıyor.

(bkz: lazların ya da çerkezlerin başkaldırmama nedenleri)

öncelikle apostrofların karakter sınırlamasına yenik düştüğünü, sonralıkla da asıl nedenler konusunda yeter bilgi sahibiyim diyemeyeceğimi belirteyim.

ama abidik gubidik herşeyimizle birlikte somut ya da tartışılabilir bilimsel/tarihsel bilgileri doyasıya edinebildiğimiz sözlüğümüzde (hay formalitemin kalitesine sıçayım çok afedersin) senden benden kat kat öte tarih bilgisine sahip suser'ların fikir verebileceklerini düşündüğüm nedenler efenim.(ephesus'un efesi)

kısaca ben şu cahil kafamla çerkezler'in zaten ülke dışından gelmelerinden dolayı "ne gerek var yahu, meh çerkez pastası yaptım! arı arı, yaptım ben bunu." diyor olabilmelerine; lazlar'ın da zaten zamanında hem osmanlı'dan hem de anadolu'ya akın eden türlü türlü ırkların türlü türlü saldırılarına, soykırımlarına, tecavüzlerine zaten defalarca uğramış bir yerde yaşamaları nedeniyle aslında asimile edilmiş bir gayrı müslüm toplum ya da toplumlardan oluştuklarını pek ala bildiğimi zannediyorum. en çok milliyetçi geçinenlerin aslında türklük ile uzak yakın neredeyse alakalarının okullarda dikilen bayrak dışında olmasının ironikliğinin 4000 vat güçte ve buharlı olduğunu düşünüyorum.

şu ülkede türküm diye geçinenlerin mezarında bu geçinim yüzünden ağlamayan büyük büyük dede ve ninelerinin olmadığını söyleme bana sayın amın oğlu esteban, olur mu?

edit: sevabına biri neden bu entry'nin zamanının ötesine gönderildiğini mesajla göndersin. gerekiyorsa telafi edelim neyse yanlışımız.

lazlar, tarihleri boyunca kendi toplumlarını milliyetçi argümanlarla güdebilecek toprak ağası, şıh,aşiret reisi-oymakbaşı-halaybaşı, ulu önder, lionel messi, ron jeremy gibi karakterler yaratamamış olmasından dolayı bir millet olarak isyan etmemişler bugüne dek. yoksa bireysel olarak asi insanlardır. mesela ben her gün başkaldırıyorum şahsen.

lazlar haksızlık karşısında ikinci yada üçüncü birini bulup birlikte karşı çıkacak kadar sabırlı değildirler. sorunla ilgili çözümlemeyi belindeki ondörtlüyü çekip tüm şarjorü boşalttıktan sonraya bırakırlar.