hararetli bir sekilde yemek yapilmaktadir.
"ne koysak da daha guzel yapsak" maksadi ile zencefil koku kesilir, taze sogan ve kuru sogan dogranir, havuclar incecik dilimlenir, et dogranir, kekik, karabiber, soya sosu, teriyaki sosu filan hazirlanir...
ancak bir sekilde, siklikla yapilan yemegin tadinin biraz daha degismesi istenir. surekli ayni yemektir cunku.
buzdolabindan taze sarimsak cikarilir, ufalanmaya baslanir.
ancak evde havan veya benzeri birsey yoktur. malum, terlik ile vurarak ezmek de hayvanlik olacagindan, sarimsak, bir bicak vasitasi ile once dilimlere, sonra seritlere, ardindan ufak kuplere ayrilir.
bu esnada sarimsagi tutan parmaga bir koku siner ki, dayanilmazdir.
bir hafta boyunca parmaktan cikmayan koku, oyle bir sinmistir ki, ne zaman insan elini yuzune goturse herhangi bir nedenden, kokuyu alir, cildirir.
kokuyu cikarmak icin en iyi yontemin, taze soyulmus bir patatese parmaklari surtmek oldugu soylenmektedir. az da olsa ise yaramistir hani. parmaklarda iki saat boyunca patates kokusu kalacaktir, ama kotu degildir o kadar.
cikarmak icin kolonya, parfum, alkollu bez ve hatta hidrojen peroksit bile kullanilmistir sahsimca, ancak en iyisi patatestir.
rahatsiz edici bir ornekleme olsa bile, hafif bir am kokusu vardir bunda. maalesef.