izmir balçova'daki cadde üzerine sıra sıra dizilmiş alışveriş merkezleri arasında belki de en hüzünlü durandır.
seneler önce kipa ile başlayan balçova'da büyük alışveriş merkezi açma furyası palmiye, agora ve ege park ile devam etti. palmiye hariç adını saydığım tüm alışveriş merkezleri en azından bir sektörde tutunabildi piyasada, örneğin kipa'yı öne çıkaran hipermaketiydi, agorayı öne çıkaran cafeleri ve yemek yeme yerleri. gelgelelim palmiye bu pazarların hiçbirine giremedi kurulduğundan beri. işin asıl kısmına yani bana bu entryi yazdıracak olan kısmına gelirsek eğer, palmiye alışveriş merkezi = palmiye sineması idi benim için hep. izmir'in en ucuz ve ıssız sineması olması ile neredeyse haftada bir kafamı dinlemeye ihtiyacım olduğunu hissettiğimde soluğu hep palmiye sineması'da aldım. yerli-yabancı bir çok filmi de izledim, hatta sanırım memlekette toplam 1000 kişi tarafından izlenen bazı filmlerin binde birlik o dilimini de oluşturdum vizyondaki film kıtlığından
*. en önemli meseleye gelmek gerekirse, palmiye sinemasının her yaz aşağı yukarı 3 ay boyunca bakıma girmesi kimin kararı bilmiyorum ama buna anlam veremiyorum. son 3-4 senedir devamlı bu karar alınıyor ve "sözde" bakıma giriyor sinema. gel gelelim "sözde" bakım bittiğinde ve salon yeniden kullanıma açıldığında bazı sorunlu koltukların dahi hala aynı yerli yerinde durduğunu görüyoruz. bırakın şu sinema açık kalsın kardeşim, yaz dönemi hariç neredeyse haftada bir orada olan biri olarak söylüyorum ki zaten bomboş neredeyse sinema salonu, en azından yazın belki yolunu kaybetmiş sevgililer, sıcak havada kendini sinemaya atan emekli teyzelerimiz gelir
*.