''ben bu sınavın içine sıçarım'' sözünün gerçeğe dönüşmesini sağlayacak durum.
gayet olağan bir durumdur , başa gelmez demeyin geliyor. kasvetli bir cumartesi akşamı nöbetçi eczaneden hasta bezi almakla başlar her şey.
ayrıca
(bkz:
spastik kolon)
sınavda sıçma eylemini gün boyuna yaymaktır. ha birde bizi yöneten bizlere sınav koyan büyüklerimizin(!) gençliğin içine sıçmaları durumu vardır ama ömür boyu olan bir ishal vakası gibi değerlendirilir mi bilinmez.
caresi var bunun öle bezlenmeye gerekte yok.
alıcaksın türk kahvesini, iki üç dört beş çay kaşıgı kahve tozunun üstüne sıkacaksın limonu, içilecek sıvılıga gelinceye kadar, sonra yutucaksın jilet gibi keser o ishali. artık istesende sıcamazsın!
uzmanların "sınavdan bir gün önce çalışmayı bırakın, gezin, tozun" demesiyle tetiklenen eylem. sınavda bir gün önce gezip tozarken, dışarıda da bir lahmacun üstüne dondurma, aa ne güzel hadi erik de varmış derken, sınav sabahı başıma gelen hadise. neyse ki nasıl bir sınav korkusuysa, vücudum tüm fonksiyonlarını 09:30 - 12:30 saatleri arasında devre dışı bıraktı, 12:30'da mesaiye kaldığım yerden devam ettim.
dışarıda geçirilen gün süresince, tüm bu yenilenlerin üstüne okunmuş su içenler, sınav günü ishali nedeniyle o sene üniversiteye giremediler.
seneler sonrası edit: sınava girilen sene 2000 olup, o vakitlerde henüz "tuvaleti gelen gözetmenle gidebilir" yumuşatması akıldan bile geçmezdi. bu nedenle, dersanelerde "tuvaletiniz gelirse, salın gitsin" tarzı birçok duyuru/ öneri yapılmıştı.
öss günü
reflor alınarak üstesinden gelinebilecek durumdur. lakin öss gününü takip eden birkaç gün sıçamamak söz konusu olabilir.
2007 öss'de bir arkadaşımın başına gelen hadise. cuma gecesi dışarı çıkıp içki içmesinden ve pisboğazlık yapıp ne bulduysa yemesinden sonra cumartesi gününü tuvalette geçirmiştir. akabinde pazar günü sınavın beşte birini de tuvalette geçirmiştir.