ankara'da bir gosteri alani.
pentagram konseri ile deneyimlediğimiz konser alanı. içeride konser ile ilgili olmayan çay kahve içmeye gelmiş sürekli önünüzde yürüyen gerizekalı bir kitle vardı. pentagram konserinde kahve ihtiyacı konusuna girmiyorum. konserin en epic anlarında bile ilgisizce dolaşıyorlardı. saygı dizisine konu olan büyük ihtiyaç hasıl oldu. gönülden istendi. çünkü küfür etmek ya da konser anında kahveyi götlerinde damıtmak konsere canımız pentagrama ve gerçekten izlemek isteyen kitleye saygısızlık olurdu.
çözümü; sık aralıklı merdivenler, en arkadan geçişin verildiği bir düzen ve toplum baskısı olabilir. daha yeni yeni adı duyulan bir konser alanı. düzeltebilirler. gerek duymuyorlarsa yapacakları organizasyonu sikeyim. takip edip, düzelirse editleyeceğim. izleyiciler için wa olarak satış yapılan alana maksimum uzaklıkta bir yer bulunabilir.
öncelikle açıkhava sahnesi olduğu için maalesef dış etkenlere karşı daha sağlam önlemler alınması gerekiyor. bugün şener şen'in zengin mutfağı adlı oyununda ağaca tırmanıp oyuna dahil olan kafası güzel bazı tipler, bağırıp çağırarak oyunu sabote ettiler ve güvenlikler seyircilerin sabrı tükenene ve olaylar çıkıp oyun durana kadar müdahale edemediler.
ek olarak, seyirci alanları yapısal olarak hatalı. çünkü kanatlarda sahneyi çok ama çok kısıtlı gören yüzlerce koltuk var. adı üstünde "sahne" diyorsunuz ve seyircilerin sahneyi göremeyeceği, büyük kör noktaları olan, enlemesine bir alan inşa ediyorsunuz... tam bizim ülkeye yaraşır bir proje gerçekten. oysa olması gereken, sahneyi karşıdan görecek şekilde alanı büyütmek. büyütemiyorsan da bırak daha fazla koltuk koyma arkadaşım. o biletleri satarken hiç mi vicdanınız sızlamıyor....
diğer bir olumsuz yanı ise sahnenin tam arkasında devasa bir avm olması ve tüm ışıklar kapandığında geriye sahne ışıklarıyla beraber arka fonda göz alan avm ışıklarının seyir zevkini mahvetmesi...
küçük sahneye enlemesine aşırı geniş oturum alanı yapılarak bir çok koltuk sırasının görüş açısı piç edilmiş açık hava gösterim merkezi. bu yüzden ki koltuk fiyatları aşırı değişken.
oran, yıldız, birlik, sancak civarında oturan ankaralılar için iyi oldu.
bu akşam,
the imperial russian ballet company tarafından sergilenen
kuğu gölü balesini izlemek için bulunduğum sahne.
muhtemelen, rüzgarlı ve soğuk hava yüzünden hasta olacağım. bundan sonra kendime hatırlatacağım, burada bir şey izleyeceksem
tandoğan alt çarşısından aldığım yün içlikleri giymeden gitmemem gerekiyor.
titremekten odaklanamadım, bu nedenle bir sonraki tecrübemde sahneyi ve mekanı eleştireceğim.
kuğu gölü balesi için ilk defa gittiğim, gittiğime pişman olduğum yer. öncelikle korkunç bir seyirci kitlesi var. yanımdaki adam bütün performans boyunca çatır çutur popcorn yedi. abi bale performansını da popcorn yiyerek seyretmezsin açıkhava olsa bile. girenler, çıkanlar, geç gelenler, sürekli sahnenin önünden geçenler.. hiçbir uyarı, kural yok. yanımdaki kızlar 20. dakikada kahkaha atarak ve avaz avaz konuşarak gelip oturdular. bütün gösteri boyunca da konuşmaya devam ettiler. öyle fısıltıyla konuşma falan değil. bildiğin cafede konuşuyor gibi konuşmak. üstelik de önden üçüncü sırada oturuyoruz. kızların sesi sahneden bile duyuluyordur. zaten o ön sıralarda oturanlar direkt performansı kaydetmeye gelmiş. baştan sona telefonları havada, hiçbir şey seyretmeden kayıt yaptılar. ve evet aşırı rüzgarlı bir tepe. hatta performans olması gerekenden yarım saat erken bitti. iki gün önce harbiye'deki performans aynı saatte başlayıp 23:25'de sonlanmışken, ankara'daki performans 22:55 gibi bitti. sanatçılar da zaten bitse de gitsek havasındaydı. velhasılı kelam ankara, açıkhava konseptini biraz yanlış anlamış. bir daha gitmeyeceğim bir mekan.