sene 2004...
babam kısa süreliğine memlekete gidiyor ve giderken arabayı servise bırakıyor, dönüşüne arabanın bakımı bitecek şekilde anlaşılmış. otobüsle dönüş yapıyor ve hiç uyuyamıyor yol boyu. geldiğinde aracın servisten çıkmadığını görüyor ve amcamın arabasını alıyor.
arabaya olan yabancılığı ve yol yorgunluğuyla uyuklayarak kemerburgaz kemerlerine çarpıyor; eli,kaburgaları ve burnu kırılıyor...
kazadan 5 dakika önce araçtan inmiştim fakat hastahanedeyken babam evi aradığında kazada bulunmadığımı belirtmeye çalışırken -ya da o şokla ne dediğinin farkında değil- kurduğu cümleler sebebiyle benim ölmüş olduğum kanısına varılıyor. ben 5-6 saat sonra eve geldiğimde yasım tutuluyordu ve 'hortlak' gören insan tepkilerine şahit oldum.
ve 4-5 ay sonra memlekete gönderildim sırf dedemler ölmediğime inansınlar diye.
ölmeden, akrabalarımın gözünde ölümü yaşadığım için ilk olarak bu geldi aklıma fakat ölümü ciddi anlamda hissettiğim yıl 2015 ve yine bir trafik kazası;
bir tiyatro oyunu sonunda oyuncuyu aracımızla evine bırakmak için yola çıkıyoruz. aracı kullanan arkadaşım uyuklayarak mültecileri taşıyan araca çarpıyor ve taklalar atmaya başlıyoruz. saniyelere sığan 6-7 takla hayatımın kaplumbağa sırtında ilerleyen saniyeleriydi. kaza sonrası metrobüsle devam eden yolculuğumuz ise sanırım akıl tutulmamızdı ve insanların korku dolu bakışlarını hala unutamam
2019 şubat ayı. moğolistan bayanölgi taraflarında bir köyden bayanölgi şehrine dönüyorum (ne şehir ama! ) yol kavramı yok zaten, dümdüz bir arazide giden her aracın lastik izleri yol olmuş (moğolistan'da herkesin kendi yolu vardır derler). birden tipi başladı ve aracım kuş uçmaz kervan geçmez yerde arıza yaptı ve 15 dakikada yağan karlarla tamamen kapandı araç. tek şansım telefon çeken bir yerde bulunmamdı. canlı canlı gömüldüğüm 'tabuttan' kurtarılana kadar geçen yaklaşık 1 saatte korkuyu iliklerime kadar yaşamış oldum. sanırım hayatımdaki en uzun bir saatti
ölmeden önce öldüğüm, birkaç saat ölü sayıldığım, birkaç saniye ölüme yakınlaştığım ve bir saat boyunca ölümü beklediğim tecrübeler bunlar fakat günümüz türkiyesine bakınca evden her çıkışımız 'ölüme yakın deneyim'