olmaz olmaz bu iş olamaz
hiç yalvarma bu iş olamaz....
o kadar çapkın bakma demedim mi...falan gibi sözleri vardı yanlış hatırlamıyorsam...

70lerin sonu ve 80lerin ba$inda yayginla$an taverna gercekliginin olmazsa olmaz hitlerindendir. umit besen, arif susam ve nejat alp gibi tavernacilar, biraz da bu $arki e$liginde piyasa yapmi$lardir.

şarkının asıl adı^* olmaz olmaz'dır. sözlerini de yazayım tam olsun:

her güzele koşma demedim mi
her tatlı söze kanma demedim mi
aldatır seni inanma demedim mi

olmaz olmaz, bu iş olamaz
hiç yalvarma bu iş olamaz

bu kadar çapkın olma demedim mi
göğsünü böyle açma demedim mi
gözler manalı süzme demedim mi

çalım satma bu iş olamaz
hiç yalvarma bu iş olamaz

eloğlu bakmaz gözün yaşına
ne işler açar sonunda başına
kimseler koşmaz imdadına
pişman olur dönersin bana

bu kadar çapkın olma demedim mi
her güzele koşma demedim mi
aldatır seni kanma demedim mi

olmaz olmaz, bu iş olamaz
hiç yalvarma bu iş olamaz

semiramis pekkan tarafından da yorumlanmıştır. olmaz olmaz bu iş olamaz, hiç yalvarma bu iş olamaz... oh oh...

gırgırıye filmlerinde gülşen bubikoğlu nun söylediği bir şarkidir bu eteklerini savura savura döne döne. ses aslen kimin bilmiyorum ama gülşen bubikoğlu'na pek bir yakışmıştı bu şarkı.

sarkinin orijinali yunanca degil hintcedir. yunanlilar hintlilerden aldi, biz de yunanlilardan aldik. orijinal ismi "jhoomta mausam mast mahina" olan sarki 1959 yapimi ujala filminde kullanilmis, shammi kapoor soyluyor.

nermin candan'ın seslendirdiği eski bir şarkıdır.

jhoomta mausam mast mahina için;
http://www.youtube.com/watch?v=enayhu8q6ko

eskiden söylerken sadece eğlendiğim ama şu an söylerken karşımdakine mesaj verdiğimi düşündüren şarkılardan biri. özellikle benden istenen şeyi yapmak gibi bir fikrim yoksa ağzımdan dökülüveriyor kelimeler...

"olmaz olmaz, bu iş olamaz
hiç yalvarma bu iş olamaz."

sonuna da ekliyorum tabi "işine gelirse..." diye.

şahsen çocukluğuma damga vurmuş şarkıdır.

dedem fi tarihinde gittiği hac dönüşü, ezan okuyan saat getirmişti. o zamanlar için çok ileri teknoloji bir aletti bu. sene 83-84 olması lazım, neyse bir süre sonra bozuldu, içinden tıkır tıkır ses geliyor, ezan okumuyor falan. ben de ilkokulu bitirmiş, hazırlığa yeni başlamıştım ve bozulan herşeyin içini açmak için can atan bir atlangoç ergen adayıyım, annemden, babannemden aldığım "çok becerikli maşallah, elinden her iş geliyor" gazıyla iyice coşmuşum, bazen çalışan aletlerin bile içini açıyorum düşünün, neyse, hemen bu ileri teknolojik aletin içini açtım, bir baktım içinde bildiğimiz kaset var. acayip şaşırdım, ben kafamın basmayacağı şeyler bekliyorum, normal kaset çıkınca birden alet sıradanlaşmıştı gözümde. bozulma sebebi de teybin motorunun lastiğinin çıkmasıymış, taktım lastiği çalıştı, alet yine başladı ezan okumaya. kendi kendime dedim bu ki normal kaset çaldığına göre, başka bir kasedi de çalabilir, bulduğum ilk kasedi taktım, çalıştırdım, otomatik olarak başa bardı ve işte bu şarkı çalmaya başladı. o günden sonra bunu ben çalar saat olarak kullanmaya başladım, senelerce bu şarkıyla uyandım, benimle aynı odada yatan rahmetli dedem de ezan okuyan saate artık şarkı söylettiğim için her sabah "tövbe estafurullah, tövbe estafurullah" diye uyanıyordu benimle.

çalan versiyonu da buydu.