sinemayı bitiren şey paragöz salon işletmecileri ve saygısız seyircilerdir. belirli bir standartları olsa televizyon nasıl sinemayı bitiremediyse platformlar falan da bitiremez.
insanlar o ortamı yaşamak için, buna değer dedikleri filmler için vs gider.
film başlamadan, film arasında bangır bangır dakikalarca reklam yayınlar, film başladıktan 10 dk sonra gelen izleyiciyi bile salona sokarsan; izleyicilerin bazıları içeride telefon ışığı ile konuşması ile haşır huşur yedikleriyle salonun kalanını rahatsız ederse… neden vakit ve nakit ayırıp sinemaya gidelim!
çocuğu sinemaya götürdüm, patlamış mısıra öyle bir tuz koymuşlar ki çocuk zehirlenecekti. tuzlu sevmesine rağmen bu ne dedi garibim. arada gidip söyledim, bir şey yapamayız, makine böyle çıkarıyor! patron içecek satmak istiyor diye ayarı kaçırmışlar; ama kabul etmiyorlar.
eşimle avm içindeki sinemaya gireceğiz avm içinden aldığımız kahveleri turnikeden geçmeden atmalıymışız. içeride kahve de satmıyorlardı o zaman. bizden kola al, istersen höpürdet sorun yok!
filme giriyorsun 20 dakika reklam.
bir sinema salonu girişinde çantayı açmamızı isteyen görevli vardı, yiyecek içecek sokulmasın diye! sıradan bir kol çantası, görevlideki yetkiye bak!
e yuh! çüş! asli işini unutup bunlarla izleyiciyi yıldırırsan, senin rekabete, platforma, rakibe falan ihtiyacın olmaz. gerek yok, kendi ayağına defalarca sıkıyorsun.
içeride filmin renk, ses vb kalite özelliklerine gelemedik bile. zaten bunların çoğu kendini yiyecek içecek sektöründe zannediyor!
türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en çok gişe yapan 5 filmi:
1. recep ivedik 5
2. recep ivedik 4
3. düğün dernek
4. fetih 1453
5. müslüm
evet sinemayı netflix bitirdi, aynen öyle. yersen.
netflix değilde marvel filmleri sinemayı bitirdi gibi sanki.
snemayı bu platformlardan ziyâde aptal festival lobileri ve aptal sinemacılar bitirdi. kendi bacağımıza sıktık. aynı saçmalıklarla devam ettikçe bu son kaçınılmazdı.
bitti bile, kim eskisi gibi sosyal veya sanatsal bir aktivite olarak sinemaya gidiyor ki ?
sinemaya üzülerek de olsa gitmiyorum çünkü;
1. fiyatlar çok pahalı, özellikle sinemanın eğlencesi pop corn ve içecekler aşırı pahalı.
2. bütün film boyunca maskeyle oturmak istemiyorum.
3. maske takmasak bile kapalı ortamda diğerlerinin ciğerinden çıkan havayı solumak istemiyorum.
4. sinemada izlediğim bir filmi iki gün sonra platformlarda bulunca (hadi bak malum siteler demedim) kendimi enayi gibi hissediyorum ki nitekim kendi sinemamız da bize güzel dolandırıcılıklar yaptı hatırlarsınız.
5. zaten tvler büyüdü, ses sistemleri var, ışıkları da azalttın mı ev konforunda sinema keyfi bedava, hem de başkalarının gürültüsü olmadan.
6. şunu mutlaka sinemada izlemeliyim dediğim diyeceğim bir yapım yok malesef, son matrix filmi bile hayal kırıklığı oldu, izlemeye bir kaç gün geç kalmam sayesinde izlemekten kurtuldum.
7. bu kısmı da kişisel, hiç bir şeye genel olarak hevesim kalmadı, bilmiyorum yaşla mı ilgili ama hiç bir şey için merak istek heves duymuyorum belki de içinde yaşadığımız ülke şartlarındandır.
zamanında hattatlık bitecek deyip matbaayı kötülememenin ne olduğunu bilen nesilin bir bireyi olarak çağa ayak uydurmanın doğru seçenek olduğunu görüyorum. biterse biter, şartlar neyse o.
netflix ve benzerleri olmasa da sinema zaten bitmiş. hatta sinema salonları tamamen ölsün, gebersin amk.
geçenlerde uzuuun bir aradan sonra sinemaya gittim.
kendim için değil, 6 yaşındaki oğlumuzu sinemayla tanıştıralım, hem de aktivite olsun diye maşa ile koca ayı çizgi filmine gittik.
3 bilet + en küçük boy mısır + 2 kutu kola yakladık 200 liraya patladı. neyse film başlamadan bir de su alayım dedim. 1 adet 0,5 litre pet şişe suya 7,25 istedi, kalsın dedim... gerçekten yuh... tamam düdüklenmeye geldik ama bu kadar da sokulmaz ki kardeşim o suyum maliyeti 50 kuruş. hadi 1 lira olsun.
kimse kusura bakmasın ama sokarım böyle sinema kültürüne..
(ayrıca maşa ile koca ayı-4 berbat bir çizgi film, çocuk bile beğenmedi. puanı da çok düşükmüş zaten. gidecek varsa sakın gitmesin. kendimizi resmen dolandırılmış hissettik)
şimdi ne mi yaptım?
şehir tiyatrolarından her haftaya toplam 6 oyuna bilet aldım. 4 tanesi çocuk oyunu, 2 tanesi yetişkin
çocuk oyunları 5 lira.
yetişkin oyunları 20 lira.
halk günü seansı varsa 14 lira.
dün akşam bu sezonki ilk oyunumuzu izledik;
"sen istanbul'dan daha güzelsin"
tek kelimeyle muhteşemdi.
tiyatrodan çıkıp tarihi vefa bozacısında bozalarımızı içtik. bozalar dahil hepsi 50 lira bile tutmadı amk.
senin ben daşş... yerim dârü’l-bedâyi.
iyi ki varsın...
bu sezon programda müzikal oyun yok ama olsun, harikasın bebeğim. hayatım sayende güzel..
sinema işletmeciliği için doğru, sinemada oynayan filmin yapıldığı işkolu için yanlış önermedir.
tekel her yerde tekel kardeş. tüm sinemalar cinemaximum olduğunda son dönem yaşananları ne çabuk unuttunuz. adamlar ciro kaynakları sayılacak şahan gökbakar ile, cem yılmaz ile ters düşmediler mi? o kadar bitleri kanlanmıştı, onlar mı sinemaya destek çıkacak?
bak satır aralarından varlığını öğrendiğim ne filmler var. ekşi şeylerden veya entry lerden, netflix te yayında yakaladım kaç tanesini. gain de var, e bu ikisi bile yeterince alan sağlıyor. kusura bakmayın, kalite beklerken çakal esnaf takılan saygısız bir tekele dijital platformları yedirmem.