göbek adının faydaları. hani şu doğduktan sonra bebeğin kulağına söylenen lakin kimseye duyurulmayan isim.
hiçbir dogmaya veya herhangi bir değere inanmam ama şu nazar muhabbetini kıramadım, gözü kalır bunların
nazara, fala ya da büyüye inanmak meselesi bence bireysel inançlardan çok toplumsal reflekslerle ilgili bir konu. yani mesele sadece “inanıyorum / inanmıyorum” değil; bu inanç ya da inançsızlık topluma nasıl bir fayda ya da zarar sağlıyor, asıl ona bakmak lazım. bazı insanlar için bu pratikler, akıl yürütmenin yetmediği noktalarda bir tür açıklama, bir tür güvenlik alanı sağlıyor. falcıya gitmek ya da nazarlık takmak aslında çoğu zaman irrasyonel bir inançtan çok bir ritüel; insanı rahatlatan, belirsizliği yönetmesine yardım eden bir sosyal alışkanlık. büyü, nazar ya da fal gibi kavramlar birbirinden farklı şeyler olsa da ortak noktaları insanın bilinmez karşısında kendince anlam üretme çabası. insan beyni sebep-sonuç aramadan duramıyor. hayat pürüzsüz giderken bir anda tepe taklak olduğunda “tesadüf” demek çoğu kişiye yetmiyor; ister karma deyin, ister nazar, ister kötü enerji… bir isim koymak gerekiyor. bu bir yandan irrasyonel bir ihtiyaç gibi görünse de aslında zihnin düzen arayışının bir uzantısı. büyü ise biraz daha farklı bir yerde duruyor. tarih boyunca güçsüzlerin gücü olmuş. hakkını doğrudan alamayan, intikamını açıkça alamayan insanlar için bir tür “pasif saldırı” mekanizması. bu açıdan bakıldığında büyü denen şey olmasa belki bazı insanlar doğrudan şiddete yönelecek, toplumsal düzeni bozacak. bunun yerine ritüellere, sembollere sarılıyorlar. bu yönüyle büyü ve benzeri pratikler, en azından bazı durumlarda, ehven-i şer gibi de görülebilir. o yüzden bu konulara tamamen “saçma” diye bakmak yerine, biraz da bu inançların sosyolojik fonksiyonunu görmek lazım. insan irrasyonel yanıyla da insan ve toplum dediğimiz şey de bu irrasyonel yanların bir araya gelmesinden oluşuyor. belki de mesele inanıp inanmamak değil; bu inançların topluma ve bireye nasıl bir rol oynadığı.
birçok metafizik heyecana kalbini ve zihnini kapatmış sıkıcı biri.
her birinin ayrı lore'u, raconu ve en önemlisi de arka plan hikayesi olan dilden dile aktarılmış süper absürt hikayeler, dev olmasa da kocaman bir endüstri (hoca pornosu dahil) ve mühimi ortak bir kültüre omuz silken bu tip için "boşa geçmiş bir ömür" yakıştırması gayet uygun düşer.
sadece bunlardan ibaret de değildir. psikolojik olarak kişinin kendini tatlı bir şizofreniye sokmasına da dudak bükerler. insanların gözleriyle onlara etki edebilmesi, nebatat ve çeşitli sakatatlarla potion yapılıp kaderin değiştirilmesi veya kaderinin önceden sana spoiler edilmesi gibi fantastik olaylar bu tiplerin zihin dehlizlerine girip onları aydınlatamaz.
topluma karşı üstten bir bakış, "ben sadece zeitgeist belgeseli izlerim" tavrı ve muskaya, cevşene ıiy deyip altın zincir takma şekilciliği ile oldukça itici olan bu insanlara neden nazar değmiyor, diye sorabilirsiniz. çünkü kendileri öte alem için persona non gratadır ve "allahından bulsun" denir.
dolayısıyla bu materyalist, narsist ve elitist tipler hayatın renklerine karşı gözlerini kapatmış, öte renkleri algılayamaz hale gelmiştir. mükemmel cinli filmlere bok atıp garip sesli, uzun saçlı, palyaçolu filmlere giderler. büyü için gerekli otları almaz ama manifest boku için masa altında saçma sapan şeyler yapıp şans bilekliği takarlar. kahve falı ne saçma deyip tarotçulardan çıkmazlar.
yazık. çok yazık.
kimine göre fazla soğukkanlı, kimine göre fazla gerçekçiler.ama nazar diye bir şey var yani hatta bazı insanların yanında oturduğun zaman enerjileri o kadar kötü gelirki sürekli bir esneme oluşur. eskiler bir şey diyorsa çok kulak ardı etmemek gerek.
bilim filan anlamam nazar var ciddi ciddi bundan korunmanın tek yolu nazar boncuğumu bilen yeşillendirsin.
insanların özen göstermeyip bir şeylerin olmasını ya da çeşitli denk gelişleri nazara bağlaması züğürt tesellisine benzetiyorum. bir ara iltifat etsem mi tereddüt ediyordum.
- saçın rengi çok yakışmış
- evet bugün çok söylediler, şuan başım çatlıyor.
içimden neden söylüyorsun ki diye kendime kızmaya başlıyorum:)