antalya'da sahaflar sokağı'nın girişindeki sahaf. çok değerli anılarım vardır bu sıcak mekanda. fiyat bakımından diğer sahaflardan farkı yoktur. kimi kitapları daha pahalı, kimilerini daha ucuza bulabilirsiniz. ama eski basım ve yıpranmamış kitapları bulabileceğiniz nadir sahaflardan birisidir. meraklısına tavsiye edilir.
on altı yaşımdan beri kitap aldığım sahaftır. siyaset ve felsefeyle yeni tanıştığım zamanlardan, şimdi varoluşçu bir insan olduğum zamana kadar hep buradan kitap aldım. sebebini bilmiyorum, halbuki bir sürü sahaf var. fakat ben ısrarla buradan alıyorum hala.
antalya'da kitap aldığım tek yerdir. orada çalışan değerli insanlar sayesinde harika bir mekan.
onlarla sohbet etmek, oturup aldığım kitaba orada başlamak, yeni yüzlerle tanışmak, dükkanı kapatmalarını bekleyip oranın sorumlusu olan 'felsefe, siyaset vb. hemen hemen her konuda eğlenceli sohbetler yapabileceğiniz' bülent ile içmeye gitmek, iyi geliyor insana. aynı zamanda antika eşyalar da satıyorlar..
bir kaç aydır antalya'da olmadığım için kitap alasım gelmiyor resmen. o kadar alışmışım..
orada bir abla vardı. bundan on yıl kadar önce, dükkanına kitap almak için girip de paramın çıkışmadığını görünce,
bana "ne kadar varsa ver yeter" diyen bir abla. hatta ben "yok ben almayayım, dolmuşa da para vermem gerek" deyince "tamam dolmuş paranı ayır gerisini ver" demişti. hala hatırlar ve içlenirim. en son bir iki yıl önce görmüştüm, hala oralarda olduğunu sanıyorum. o iyiliğinizi hala unutmadım. sizi çok seviyorum.
ilk gidişimin üzerinden 5 yıl geçmiş neredeyse. yıllardır dostuz o güzel insanlarla. yeri geldi atıştık, yeri geldi içtik. yaşadığım en kaliteli zamanların çoğu orada, o ufku geniş insanlarla geçti.
bülent abi, aldığı eğitim mütevazi olsa da kendisini, eğitim bir birlemdir, anlayışıyla geliştirmiş. kültürel olarak örnek aldığım insanlardandır. bazen atar tutardı ama hangimiz yapmıyoruz ki? iyidir bülent abi, egosunu mazur gördüğünüz sürece.
seher abla, hiç şüphesiz tanıdığım en ilkeli, en özverili insanlardan. kendisini çok severim, sayarım. çok defa aklımdaki, hayatındaki kritik noktaları danıştım. ınandığı ne varsa bana anlattı, saygıyla dinledim hep. umarım kızlarıyla birlikte en mutlu insan olur hep.
ve taşınıyorlar o sokaktan, yakındalar yine...
ama hüzünlendim öyle gördüğümde orayı. birkaç ay sonra enkaz olacak bir bina ve altındaki o parlayan yıldızı nabu, oradaki hâliyle yok olacak. o insanlar, o kitaplar yine yaşıyor, evet ama insan hüzünleniyor bir bakıma. yeni yerlerinde eski güçlerini koruyacağını biliyorum.
ben de şimdi uzaktan, istanbul'dan, dönemin çılgın imamı olarak izliyorum nabu'nun yeni yolculuğunu. yolunuz açık olsun.
not: nietzsche'yi de alıp geleceğim bir ara, aklınızda olsun.
gök gürültülü yağmurlu bir geceden kendilerine selam ederim. uzaklardayız üstelik yasak var, iller arası malum karantina günleri...
memleketten çok uzaktayım aklıma düştünüz gece gece. o yemek kokan sokak yanmış soğan kokan, güneş görmeyen
oradan aldığım ilk
suç ve ceza’nın üstünden çok sular aktı.
idefix’ten alsam da kitap yurdu da olsa bir alex değil mottosu sadece.
neyse hiçbiri bir
nabudeğil. seviliyorsunuz.
tanım: antalya’da yılların eskitemediği daha yenilerde sanırım milli egemenlik caddesine taşınan sahaf.
2 şubesi bulunan (büyük olanı kızılsaray mahallesinde diğeri hükümet konağı'nın karşısında) her zaman okura, öğrenciye dost olmuş, nazik ve kibar insanların işlettiği antalya'yı benim için güzel kılan sebeplerden biri olan değerli sahaf.