dibe vurmak'ta bahsi geçen dip olduğu düşünülür hep, ama
mutsuzluğun dibi o vurulan dibin de ötesindedir, beterdir. o vurulan dipte dipten güç alıp tekrar çıkmak mümkündür. ancak mutsuzluğun dibi
karadelikten farksızdır, bir ucunuzdan yakaladığında sizi bırakmamak üzere tamamen içine çeker,
sonsuz bir
düşüş yaşatır.
"neredesin?" sorusuna verebileceğim en güzel cevap...
aslında kimsenin göremediği yerdir. buraya varabilecek kadar dayanabilen insan yoktur, olamaz. kurtulmak isteyen antidepresanlar kullanmaya başlar, kurtulmak istemeyen intihar eder, fakat burada yaşamaya devam eden yoktur. aslında mutsuzluğun dibi de yoktur, tamam artık bundan kötüsü olamaz derken daha kötü birşeyler mutlaka olur, o nedenle fazla kafaya takmamak, bu mutsuzluk terimlerine de kafa yormamak en iyi tedavilerden biridir.
karanlıktır.
o karanlıkta bıraktığın sahanda, ezeli rakibinin kupayı kaldırmasını görmektir.
aydınlıktır, mutluluğun başıdır.
daha fazla mutsuz olunamadığı zaman mutlu olma zamanı gelmiş demektir.
bulanıktır.
bi sikim göremezsin. öyle nereye gittiğini bilmeden dolanırsın aval aval.
umudun bittiği yerdir. ama hemen bittiği ilk andan bahsediyorum. zira o an büyük bir acı hissedilir. fakat o an geçtikten sonra garip bir mutluluk başlar, bu da umudun kıskacından kurtulmuş özgürlüğün verdiği mutluluktur.
dibini gerçekten görmüş olsaydım eğer, her defasında kendimi daha
yüksekten atmazdım.