son zamanlarda okuduğum en iyi romanlardan biri, (bkz:
tarihsel kurgu) sevdiğim bir tarzdır, bu tarzda bir kitap kaleme almanın da çok zor olacağını düşünüyorum. yazarın çok geniş araştırmalar yaptığı zaten okurken hissedilen bir durum, bununla birlikte, zevkle yazdığı da anlaşılıyor, zevkle de okunuyor. naçizane eleştirim, biraz fazla uzun olması - eğer bir tatil döneminde falan değilse okuyucu sürekli kitabı kapatıp açmak zorunda kalıyor ve bu nedenle konu bütünlüğü azalıyor, bu nedenle boş bir zamana getirmek daha keyifli bir okuma anlamına gelebilir.
satırların arasında hayata dair güzel tespitler de vardır, bir kaçını not edeyim:
. "hayat insana hayallerinin peşinden gitmeyi imkânsız kıldığında, insan gizlice de olsa hayallerinin peşinde dolaşır."
. "sabır, kolayca sınanan bir şey olsaydı, erdem olarak kabul edilmezdi."
. "terbiye kuralları şekerlemeye benzemez; işine hangisi geliyorsa onu seçemezsin. ve tabii ki yarısı yenmiş bir şekerlemeyi tekrar pakete koyman da mümkün değil."
. "kontun iç huzuru, insani duyguların en berbat ve ürkütücü olanı, yani can sıkıntısı tarafından tehdit ediliyordu."
. "kader sadece yapıyormuş gibi göründüğü şeyi yapsaydı kader olmazdı zaten."
. "insan hayatının bir gerçeği de, kişinin eninde sonunda bir felsefe benimsemek zorunda olmasıdır."
. "sanat, devletin doğallıktan en uzak dalkavuğudur. kendilerine ne yapılması gerektiğinin söylenmesinden, aynı şeyleri yapmaktan yorulmuş, hayal dünyaları geniş insanlar tarafından icra edildiği için değil sadece; sinir edici biçimde muğlak olduğu için de öyledir."