real madrid, chelsea gibi takımların her sene tonla para döküp yine sahaya gömülmesine yol açmış icat. beckham gibi popstarlarının yerini gattuso'lara bıraktığı icat.

bizler bilgisayar oyunlarında gider chelsea'yi, real madrid'i alırız, onlar en iyi kadrolardır. sonra bir bakarız şampiyonlar ligini liverpool gibi, milan gibi aslında diğerlerine oranla daha az para harcayan takımlar kazanır. hayalimizin real madrid'i, lyon karşısında yerle bir olur. chelsea her sene real madrid'in almadığı dünyanın en iyi bir kaç oyuncusunu alır sonra gider gelir liverpool'dan tokat yer.

modern futbol, chelski'nin döktüğü milyon dolarlar değildir. o dolarların nerelere harcandığıdır. lyon, her sene bir oyuncusunu ya real madrid'e ya chelsea'ye verir. sonra da sahada verir, oyunun kitabını.

para elbette çok önemlidir. ama -hala- herşey değildir.

etrafa sinirle tükürük saçıp, daha 2 ay önce dediklerini unutup "o maç iptal edilecek!" demektir.

sahada oynanır.

futbolun içinde gördüğümüz bir takım çirkinlikleri "işte modern furbol bu" tadında sayıp dökmek hatadır. keza, "endüstriyel futbol" ile de karıştırılmamalıdır. endüstriyel futbol, sahada alınacak sonuçlara sıkı sıkıya bağımlı olsa da masa başında oynanan bir oyundur. masa başında oynanan oyun derken masa başı oyunları değildir kastedilen, uzun ve kısa vadeli planlardır.

herrera'nın inter'i ya da tam tersine 1970 veya 1982 dünya kupalarındaki brezilya misali oyun anlayışlarını şiddetle reddeder modern futbol. oyunun savunma ve hücum anlamında bir dengeye oturmasını şart koşar. ikisini de iyi uygulamanı ister senden. kanımca en büyük gerekliliği "dönüşülebilirlik"tir. oyun içerisinde bir takım gerektiğinde dizilişini, gerektiğinde oyun anlayışını, oyuncu değişikliği yapmadan değiştirmeyi başarabilmelidir. bir kaç istisnai durum dışında; biraz daha hücum ağırlıklı ya da biraz daha savunma ağırlıklı oynamak istediğinde oyuncu değişikliği yapmadan istediğini gerçekleştirebiliyorsan, modern futbolun gerektirdiği bir kadroyu kurmuşsun demektir. arsene wenger harika örnekler verdi bu sezon bu konuda. gilberto silva kırmızı görünce, başta thierry henry olmak üzere tüm oyuncular yeni rollere büründü. bir başka maçta savunmanın göbeğinden oyuncusu atılınca bu kez gilberto silva ve thierry henry başta olmak üzere yine tüm oyuncular yeni rollere büründüler. oysa benzer durumda pek çok takım, orta saha ya da forvetten bir oyuncu çıkarıp savunmasının göbeğine bir oyuncu almaktan başka bir yol bulamıyor.

ezcümle; elini götürdüğün yerin ya da sahaya atılan şeyin ne modern futbolla ne de demode futbolla alakası yoktur.

modern futbol, son otuz küsür yıl içerisinde değişik şekillerde tanımlanan bir kavramdır aslında..
70'lerde total futbol diye hollanda'nın sistemi revaçtaydı.
80'lerde almanya'nın liberolu 3-5-2 si modern futbolun bir ölçüsü olarak benimsenmişti.
90'larda ön libero diye bir mevki çıktı ortaya.. yakın zaman içinde yeni modern futbol ölçütlerine de şahit olabiliriz.

kollektif dayak becerisidir. bu mantalite kazmastarların doğmasına sebep olmuştur. liverpool, inter en iyi temsilcileridir. mümkün mertebe kısa bloklar halinde alan daraltılır rakip dövülür alınan toplar yüksek pas tekniği sıfıra yakın çalım becerisi olan liberolar arasında döner durur. ilerideki adam ibrahimoviç'se başarıgetiren futbol stilidir. mevcut şekilde devam ederse izleyici ilginsinin şampiyonlar ligi ve premier ligden, güney amerika ve ispanya liglerine kaymasına yol açabilecek durumdur. bunun da hastası kendine hastır. mücadeleyi, defansı izlemeyi sevenlerde vardır. (bkz: her taraftarın kendine yakışanı giymesi)

ömer üründül'ün tespih zikridir. günde 50 kere modern futbol diye çekmezse ölür.

tanımı zordur, beckham'a popstar, bir başkasına iyi oyuncu diyerek olmaz en basitinden.

modern futbol yoktur , kollektif futbol vardır.

(bkz: ömer üründül terminolojisi)

defanslarin uzerine hucum oyuncularinin dikine oynadigi futboldur, oyun kanatlara yikilarak orta kafa gole cevrilmez, cevrilse dahi kesilen her orta cikita muz kivamindadir, ayrica belozogluvari sekilde defansa pas atilarak, yanina kosmak ve topu defanstan alip point guardlik yapip, oyunu hali sahaya cevirmek pek gorulmedigi gibi, oyunu genis alana yaymak ana prensiptir.

futbolun, toplumsalın inşasında bir öge olduğu gerçeğiyle beraber postmodern futboldan da bahsetme zamanı gelmiştir.
(bkz: fc barcelona)