ben: bi tane küçük boy, ekstra sıcak, sütlü filtre kahve alabilir miyim?
barista: bi küçük mistoo
ben: ehe.
starbuckslarda, filtre kahvenin sütlü halidir.
bende fobi yaratan sözcüktür. inatla sütlü filtre kahve diyorum. sanki sadece baristalara özel bir dilmiş de bunu söylesem barista benimle dalga geçecekmiş gibi hissediyorum.
starbuckslarda ayrıca mozaik kekin kurabiye versiyonunun adıdır. içinde fındık parçaları da vardır.
sırf rahmetli dedem, adı mustafa olan komşumuza " la mıstoo??!" diye seslendiği için bu kahveyi içemiyorum amk. o starbuck sırasında görevli arkadaş ne alırdınız diye sorsa, bir anda geçmişe gidip "ula mıstooo" diye bağıracağım diye ödüm kopuyor.
mişto rumencede "iyi, güzel, hoş" anlamına gelebilir, gelmeyebilir.
(bkz:
gadjo dilo)
abi insanlar zevk mi alıyor rezil olmamızdan yoksa niye filtre sütlü kahveye misto deyip "acaba ismimi mi yanlış yazdılar?" diye sorgulatırlar.
ufak bir rötuşla kendimce bir formül uygulayıp bağımlısı olduğum kahvedir. tall boyunu alıp 2 esmer şeker atıyorsunuz ve üstünü orta kalınlıkta bir tarçın tabakasıyla örtüyorsunuz. iyi bir kahve içici değilim diyebilirim. kahve benim için o mekanda bulunmanın işgaliye bedelidir çoğu zaman. ama nedense bu karışımı çok sevdim. diğer boylarda uygulamaya çalıştığımda tadı eziyet oldu bu arada. sahlepte tarçından nefret ederken, kahveye yakıştırmak da benim cinsliğim sanırım.
filtre kahveye en büyük ihanettir.