görsel
cihangir solcuları ve solcu taklidi yapan feodal kandil eşekleri tarafından suça sürüklenmiş çocuk, ezilen halkların evladı muamelesi yapılan berkay budak denen yaratığın türdeşi umutcan baba'ya yazdığı mektup. anlatım düzeyi ve imla kurallarına bakınca ilk başta okuma yazma eğitimi verilen bir şempanze tarafından yazıldığını düşündüğüm mektubu zoolog yardımıyla çözdükten sonra okumakta zorlanacaklar için direkt olarak aktarmak istedim;
"öncelikle selamun aleyküm
napıyon gardaşım keyfin rahatın yerindemi durumun iyidir inşallah beni soracak olursan bende iyiyim dostum yaptık bişey cezasını çekiyoruz aslanlar gibi yatar çıkarız sen zaten fazla yatmazsın babanlar falan bakıyormu sana neyse baba sen canını sıkma 1 seneye çıkarsın zaten 5 aydır yatıyoz 6-7 ay daha dayan seviyorum seni kimseye karışma tutanak falan yeme mahkemede karşımıza çıkmasın tutanak falan ama kimseye de kendini ezdirme kimseyide ezme düzenini kur orda benim burda düzenim var dostum bizim burda da herkes cezada neyse güzel ifade verekte abdiyle ayberk çıksın ayberk malı niye acaba öyle ifade verdi yanlış ifade vermese tutuklanmazdı mall boş yere kendilerini yaktılar bide senin yaşına ne kadar var inşalaah büykleri görmezsin mektup at bana foto yolla allahın izniyle çıkarız bizde baba neyse dostum kendine dikkat et seviyorum seni hadi allaha emanet ol"
işte suça sürüklenmiş gariban bir yavrunun buram buram pişmanlık ve iyi niyet kokan mektubunu okudunuz. :'(
bu aşağılık mahluklara bu sözleri yazma cüreti veren modern hukuk sisteminden iğreniyorum. bir ayıya topuklu ayakkabı giydirmeye çalışmak gibi bir şey lan bu. normal insanların yaptığı hatalara karşı geliştirilen ilkeler nasıl bu orman çocukları için geçerli olabilir. adama bak gencecik çocuğu öldürdük, biz ne yaptık insanların yüzüne nasıl bakarım, annesi ne haldedir diye düşüneceği yerde ne kadar yatarım, nasıl düzen kurarım, yanımdaki puştlar boşuna ceza aldı diye düşünüp taktik veriyor düzgün ifade ver diye. herif suç işlediğini bile düşünmüyor ki "yaptık bişey" diyor, sanki top oynarken esnafın camını kırdı leş soyu. nasıl yakalandım diye üzülüyordur anca. ilk duruşma sonrası ahmet'in annesi ya da teyzesi gözlerimin içine bakıyordu dik dik" demişti bunlardan biri için. bu kadar pervasız ve yüzsüz olabilirler mi, hiç mi mahcubiyet duymuyorlar acaba diye düşünmüştüm ki bu mektup sorularımın cevabı oldu. yetiştikleri çevrenin kültürünü alma durumu değil sorun, bunlarda antisosyal kişilik bozukluğu var. empati yok, vicdan yok. bunları anca kazıklı voyvoda ıslah eder, topluma da anca gübre olarak kazandırılabilirler. sosyoekonomik düzeyi yerlerde sürünen bir semtte öğretmenlik yapıyorum kimse bana "ama fakirlik :(" "ama eğitimsizlik :(" falan demesin ikisi de bu pisliği açıklamak için geçerli argüman değil. pırıl pırıl insanların dandik çocuklarını da görüyoruz zira. insan hata yapmaya, her türlü kötülüğe müsait bir canlı, şöyle olsa böyle olurdu, şurada yetişse atomu parçalardı teranelerini geçin o yüzden. kaldı ki cezaevinde yazılan mektupların yetkililer tarafından okunacağını tahmin edemeyecek kadar beyinsiz mahlukların kâle alınacak bir potansiyeli olamaz. cesur ve dürüst oldukları için değil kuş beyinli oldukları için tüm niyet ve düşüncelerini yazmışlar. düşük zekanın leş gibi bir karakterle harmanı işte.
neyse bir an önce çıkıp kendilerini rehabilite etmek için can atan avukat, sosyolog, akademisyen abi ablalarının karşılarına çıkmaları için can atıyorum, sonrasında karadeniz mafyası ile güzel bir akşam yemeği yeme şartıyla tabii ^^