maalesef ülkemizde patron demek köle sahibi demek olduğu için size karşı bir saygısı olmuyor.
sizin mesainiz bitmiş evinizde eşinizle çocuğunuzla vakit geçiriyor olsanız bile sizi arayıp rahatsız etme haklarını kendilerinde buluyorlar.
ben maalesef açmak zorundayım ve mesaj/mail olursa da dönmeye çalışıyorum.
maile hayatta dönmem telefonumda a çıktı bir ara şirketin mail hesabı kapattım. patron şahsen arama beni cepten sanmıyorum sadece müdürüm arar ararsa o da şuana kadar çok sayılıdır abd ile vs bir görüşme olayı gibi birşey varsa arıyor saat farkından dolayı o da
patron babam olduğu için açıyorum :d
genelde ben onu aradığım için açan taraf o olmak zorunda kalıyor.
*
18'den sonra hiçbir telefonu açmayacaksın. eğer kritik bir konumda değilsen, o ayrı. onda bile eğer telefonu açtığında mesele önemli değilse, goy-goy ya da öylesine bir aramaysa bir bahane uydurup telefonu kapatın. bir kez bu alışkanlık oluştuğunda karşı tarafın size saygı ve mesafesi azalır.
bizim kadar korkakların bol olduğu ülkelerde işsiz kalırım korkusuyla katlandığınız şartlar, eğer biraz daha taşşağınız olsaydı belki bugün oluşmazdı. buna bir zamanlar ben de dahildim.
iş bulunur, aç kalmazsın ancak bir kez saygını yitirdin mi seni ezen çok olur.
patron "ne kadar da ilkeli bir eleman" demeyeceği için kısa veya uzun vadede işinden olacaksındır.
patron bunu alışkanlık haline getirdiyse bu iyi bir davranış değil ama ayda, yılda arıyorsa açman gerekiyor. işinizi sevmiyorsanız iş değiştirin.
aslında patron ile arandaki iletişime ve samimiyete bağlı. ben açarım.
sabaha karşı 3:00 da dünyanın rakısını içmişken patronun sabah 9:00 da fabrikada ol mesajı, benim o mesajı yanlışlıkla açmam ve mecbur işte gitmem..
ben patronları arıyorum genelde. hatta daha dün geri dönmedin napcaz x işini diye aradım.