makyaj allahını seviyorsa benim hakkım olmaması.
ben sabahları donumu zor giyip işe gidiyorum, bir de makyaj mı yapacağım. bu kapitalist endüstriyel çılgınlığına kapılmayın. birazdan birileri gelip ibineliğini meşrulaştırma diyecek. ben o konuya girmeyeceğim. meşrulaştırmak hakkın.
edit: imla
sakal çok dostum, olmuyor. çekimler için, sahne için bazen kendim yapıyorum. yok böyle bir işkence. sakalınız varsa bulaşmayın hiç. kıllı yanaklara fondoten mi sürülür allasen
başlık açıcı falana filana düşmüş.
pipili bir birey olarak daha geniş perspektiftifte olması gerektiğine inandığım haktır.
makyaj özelinde; teknik olarak hatalı yapılmış bir makyaj kadını da çirkinleştirirken; biz özensiz, aceleci, daha çok sonuç odaklı (ben öyle değilim) eril bireyleri muhtemelen ucubeye çevirecektir lakin kime ne; hak değil mi?
taa evvel zamandan; muhtemelen mağara adamlarının baskısıyla- kadının erkek için süslenmesi; etekler, entariler giymesi gerektiğini öne süren bir bakış çıktı ortaya. oysa ondan birkaç yüz yıl, belki birkaç on yıl önce hepimiz çıplaktık (ben hala öyleyim). giyinmeyi, örtünmeyi ahlaktan veya güzellikten değil, korunmak için öğrenmiş olmamız olasıdır.
nitekim, erkek için de tam tersi bir giyim şekli ortaya çıkmış. erkek, "erkek gibi giyinmelidir"
geçen yüzyıllara rağmen ancak erkekler "karı gibi" saç uzatabilir, kadınlar "erkek gibi" pantolon giyebilir oldu. çok da zaman önce değil, bu süreci yaşayarak girebildim. mavi ve pembe renkler ise hala bir tabu halinde.
kabul; erkeklerin odun gibi, kıllı bacakları üstünde etek; iri tulumba tatlısı ebatlarında kaşları altında renkli farlar; pembecik pembecik yanaklar görsel olarak pek de cezbedici olmayacaktır. belki güzel gözlüklerin gözünü gözümüze sokacak bir rimel, eyeliner; dibine kadar yenmemiş tırnaklara pastel bir oje neden olmasın?
velhasılı niyetim kime ne yakışacağını tayin etmek değil. bu küçük gibi görünen giyim veya makyaj gibi detaylar aslında tüm toplumların cinsiyetçi ve ayrımcılığını açıkça ortaya koyuyor. üzücü bu.
biz insanları ayırmaya daha dinine, ırkına, fikrine gelmeden, doğdukları vakit iki bacakları arasına bakıp onlar adına nasıl giyinmeleri gerektiğine karar vererek başlıyoruz.
oysa kimisi o şekil giyinir, kimisi bu şekil. herkesin hayatına kimse karışamaz.
biz sizi tutmayalım kardeş :) yapın da, türkiye’de yaşıyoruz, öyle sokağa çıktığınızda olacaklardan sorumlu değiliz:)
makyaj ilk olarak erkekler tarafından uygulanmıştır zaten. antik mısır'da veya orta çağ avrupasında görmek mümkün. topuklu ayakkabı da aynı şekilde erkekler tarafından denenmiştir ilk.
bence saçma ama. çünkü erkekler dişilere göre daha gösterişli canlılar olduğundan (
insan,
tavus kuşu,
aslan) esas kadınların boyanmaya ihtiyaç duyması doğal. ki günümüzde de ihtiyaç duyuyorlar zaten.
ersoy’un da düşüncesi bu yöndedir.