mahir polat'a yapılan artık hukuksuz, delilsiz bir tutuklanmanın çok ötesine geçti; en başında amaçladıkları gibi bu adam bir intikam rehinesine dönüştürüldü. 23 senelik iktidarlarında içlerinden 1 tane mahir çıkaramayanlar, karşı tarafın çıkardığını rehin alarak "bizde yoksa sizinkini canına kast etmek pahasına rehin alırız" şovu yapıyorlar. zavallıca, gaddarca.

yapamadılar, o kültürel iktidarı kuramadılar. 23 senede yarattıkları şeyler acıklı kitschlerden ibaret. hasetlerinden bilerek isteyerek günlerdir sağlığıyla oynadıkları bu adam yerebatan sarnıcını, gazhaneyi, haliç tersanesini ve nicesini abad ederken, bunların çıkarabildikleri kaleye pvc pencere, camiye buzlu cam kapı takabildi. 23 senedir kuracağız diye yırtındıkları kültürel iktidarın özeti tek fotoğraftan ibaret, tarihi esere hayvanca takılan esenler kuaförü kapısı görsel.
sizden bir mahir çıkmaz dostum, olmaz dostum, mayada yok kumaşta yok. seri şekilde biatçı görgüsüz çıkaran üretim bandınıza koyacak hammaddeniz yok.
hal böyleyken kalp ve tansiyon hastası, üstüne klostrofobi sahibi bir adamı, içlerinden doğan kubanlar, ilhan tekeliler, mahir polatlar çıkarmış olan karşı cenaha beslediğiniz hırstan sebep rehin tutmayı bırakın.

bu topallaştırdığınız ülkenin nadide cevherlerinden mahir polat'a sağlığı ile yaptığınız sistematik işkenceyi derhal durdurun!

nilay örnek'in podcastine konuk olduğu bölümde şöyle cümleler kurmuştur kendisi:

"türkiye toplumu yoksulluğundan dolayı yaralı bir toplumdur. türkiye insanı kendini değerli hissedebilmek için 35-40 yaşına kadar bir şeylerle boğuşur durur. türkiye'de 20 yaşında bir insanın kendini iyi hissedebileceği bir koşul göremiyorum. işinizde başarılı olmanız, ilişkilerinizde başarılı olmanız, mesleki birikiminizde başarılı olduğunuzu dış dünyaya ve kendinize göstereceğiniz hal yaklaşık 40 yaşları ve herkes de bunu başaramıyor. sıradan bir iş yapıyorsanız sizin yeterince özel olmadığınızı hissettiriyorlar. türkiye toplumu korkunç yorucu bir deneyimden geçiyor. kendinizi iyi hissetmek için bu terazilere girmeyin. siz iyiyseniz, siz emektarsanız, emek veriyorsanız, özveriliyseniz ve şefkatli insansanız dünyanın en güzel, en değerli insanısınız. bundan başka bir insanlık tartısı yok. bunun dışındakileri lütfen hayatınızı heder ederek, birilerinin gözünde değerli hissetmek için harcamayın çünkü sizi yanlış menzillere götürecek ve oradan başarı gelmeyecek."

bu ara anı anlatasım var sanırım. hayır olsun.

bundan yaklaşık 5-6 ay önceydi. ben istanbul'u çok seviyorum öncelikle farklı yerler görmediğim için değil gördükçe nasıl bir yerde yaşadığıma daha da hayran olmam beni daha çok sevmeye itti. neyse işte 5-6 ay önce yine kendime bir istanbul turu hediye ettim. klasik olarak sirkeci istasyonunda indim ve civarı gezeceğim.

yerebatan sarnıcı'nın yanında milyon taşı vardır bilenler bilir. bu taş, istanbul'u merkez olarak alır ve taşın konumundan dünyanın diğer yerlerine olan mesafeyi yazar. çünkü o dönem istanbul dünyanın merkezi kabul edilir.

ama birkaç zamandır kazı çalışmaları yapıldığını ve devam ettikçe de yeni şeylerin gün yüzüne çıktığını görüyordum. kafamı uzatıp sürekli “burada ne oluyor” demek istesem de kimseyi göremiyordum.

velhasıl gel zaman git zaman ben merak ettikçe o gün aklıma mahir polat'a yazmak geldi. zaten epeydir takip ediyordum fatih belediyesi için projeleriyle başkan olacağına inandığımdan, ibbmiras'la tanıdığımdan beri…

yazdım kendisine bu alanı çok merak ettiğimi yazarak beraberinde instagram'dan bir öneride bulundum; acaba mümkünse bir tabela olsa da ne oluyor görsek diye. ben okur mu bilemezken bana orada neler olduğunu, kazının hangi döneme ait olduğunu detaylıca anlatan bir ses kaydı gönderdi. o an dedim ki gerçekten “birileri var” gerçekten bu memleketi seven birileri var.

ve şimdi o birisi için biz varız asla ve asla kendisini oralarda unutmayacağız.

buradan not: mahir abi çıktığında benden çekeceğin var çünkü çok güzel projelerim var hepsini not edip deli gibi instagram'dan darlayacağım. sözüm olsun.

edit: imla

edit2: bugün huzurla uyuyacağım. sabah kalktığımda telefonu elime alıp mahir polat'a bir şey oldu mu sorusu ile meşgul olmak, yerini en azından evinde tesellisine bıraktı. ama sevgili arkadaşlarım bizim teselliye değil adalete ihtiyacımız var. ve bu ihtiyacımızı giderecek tek şey ise susmamak, unutmamak, artık esirmiş gibi hissetmemek.
mahir abi; hoş geldin tekrar. kendine çok iyi bak olur mu? biz senden razıyız sakın ola buradaki kötü söylemleri görme onlar satılmış ancak biz hala kalbimizle, vicdanımızla buradayız. hesaplaşacağız.

ıstanbul üniversitesi arkeoloji ve sanat tarihi mezunudur.

mimarlık tarihi üzerine yüksek lisans yapmıştır.

kültürel miras üzerine doktora yapmıştır.

vakıflar genel müdürlüğü'nde uzman olarak görev yapmıştır.

2019 istanbul belediye seçimleri sonrası, ekrem imamoğlu tarafından istanbul büyükşehir belediyesi kültür varlıkları daire başkanı yapıldı.

sonrasında genel sekreter yardımcısı oldu.

ıbb miras'ı kurdu.

62'si anıt, 21'i yeni müze, 34'ü kamusal sanat eseri olmak üzere toplam 942 mirasın restorasyonunu gerçekleştirdi. koruma altına aldırıp halkın ziyaretine açtırdı.

yerebatan sarnıcı şu anda google maps'te turistler tarafından en çok aratılan tarihi eser konumunda. kapısındaki kuyruğu gidenleriniz görmüştür. ıçerisinin eski hali ile alakası yok. resmen büyüleniyorsunuz.

müze gazhane, fener evleri, moda iskelesi, bulgurluhan, büyükada taşmektep, beyoğlu sineması, feshane, ceneviz surları, çubuklu silolar, haliç tershanesi gibi eserleri başta istanbullular olmak üzere tüm türkiye ve turislerin ziyaretine açan, yeni halleri ile göz kamaştıran eserler yaratan, istanbul'un altını yer üstüne çıkaran bir adam.

rönesans'a ait fatih sultan mehmet'in portresi, yine kanuni sultan süleyman'ın portresi ve fatih'in kemerini türkiye adına ingiltere'deki müzayedede satın alıp türkiye'ye getirilmesini sağlayan biri.

debe editi: 1 günlük mesaisi çoğu memurun ömrü hayatındaki mesaisinden daha faydalı geçen adamdır.

ibb tarihinde birilerinin isimlerini altın harflerle yazacaksak, kendisinin adı ilk siralarda olmalıdır.

2024 yerel seçimlerinde, fatih'te chp oylarınin çok yüksek olduğunu gormemle kısa süreli bir şaşkınlık yasamistim. "aday kimdi ki?" diye merak edip baktığımda, mahir polat ismiyle tanıştım.

o an fark ettim ki ibb'de son 6 yıldir sevdiğim ne değişiklik varsa, hepsi mahir polat'ın elinden cikmaymis. o günden beri severek takip ederim.

kültürel miras, sanat, tarih gibi alanlardaki bilgi birikimi, yaptıkları zaten tartışmaya kapalı; bunların yanında halk süt gibi çok basit görünen ama birçok haneye dokunan projenin arkasındaki isim kendisi. ülkesine, istanbul'a, kültürüne olan sevgisi herkese örnek olmalı belki de.

ve sevgili hükümetimiz bu adamı koruyup, kollayacagi, el ustunde tutacağı yerde caniyla sinamayi tercih ediyor. ben hazmedemiyorum bu sistematik kötülüğü. türkan saylan'a yapılanları nasıl unutmadiysam, mahir polat'a yapılanları da asla unutmayacağım.

edit: kendisi bu entryimden bir gün sonra ev hapsi kararıyla tahliye edilmişti (hukuksuzluğun devamı niteliğinde bir karar ama sevinmek zorunda kalmıştık). bugün nilay örnek'in nasıl olunur podcastine konuk olduğu bölümü dinledim. en azından ilk 10 dakikasını dinlemenizi tavsiye ediyorum, sonrasında hepsini dinlemek isteyeceksiniz zaten.

nasil olunuru ilk kez sayesinde dinledigim dervis misali bir insan.

oyle bir sey anlatiyor ki kanim dondu. 2004'te hayatinin kirilma noktasi olan bir mulakata giriyor. mulakati yapan malum muktedir tayfa. mahir bey'le alay etmek ve koseye sikistirmak icin, memleketi erzincan'dan tasavvuf ehli bir zatin hayatini soruyorlar. mahir bey'in uzmanlik alani tasavvuf oldugu icin zati taniyor ve onbes dakika adamin hayatini, eserlerini, felsefesini anlatiyor. sonra ne mi oluyor? tam onlara yarasir bir sekilde herif, mahir bey'in gozunun icine baka baka isminin ustunu kirmizi kalemle ciziyor ve mulakattan eliyor. kendine gelmesinin uzun zaman aldigi bir donem yasamasina sebep oluyor ve bunalimdan esinin sayesinde cikiyor.

yasattiklarinizi yasamadan bir yere gitmeyeceksiniz. tarihe not.

mahir polat'i serbest birakin!

meğer ne çok insan mahir polat 'ı düşünüyormuş, tam pazar durağından otobüse bindim. haberi görünce arkadaşımı aradım mahir polat'ı eve göndereceklermiş deyince tüm otobüs gerçekten mi, çok şükür demeye başladı. hem çıktığı için sevindim hem de otobüsün içinde ağlamamak için zor tuttum kendimi.

insanlar az evvel isyan etmişken fiyatlara bu haberi duyunca daha da çok seslerini çıkarmaya başladılar.

tek değilmişim demek iyi hoş tabi ama bu adamın kaç gündür çektikleri ne olacak , tansiyonun verdiği zarar , bunu kim telafi edebilir!

şu anki tüm bakanlar kurulunu toplasan mahir bey kadar liyakatli birine denk gelmeyiz.
bu süreç bize mahir polatı tanıma fırsatı verdi. imamoğlu gerçekten kalifiye insanlarla çalışıyormuş helal olsun.

mahir polat içlerinden en mütevazı, en çalışkan, en temiz gösterileni değil. gerçekten öyle ve bu aktrolleri kudurtuyor. az kaldı fatih'te de götünüze tekmeyi koyuyordu. o nefretle kuduruyorsunuz. sizin üstüne konmaya çalıştığınız, sömürdüğünüz, oy nesnesi yaptığınız, her şeyi gerçekten yaşayan, altını dolduran, sizden iyi bilen bu adamın kıymetli icraatlarını artık saymaya gerek yok, zaten sayenizde milyonlar duydu. alın nerenize koyarsanız koyun.

tüm akapelileri topla şu adamın bir günlük mesaisi kadar memlekete faydaları yok.