amerikan ulusal anti-aging enstitüsütarafından geliştirilen, tek öğün yemek yeme üzerine kurulu, tek öğün canınızın cektiği herşeyi yiyerek kilo vermenin mümkün olduğu bir diyet türü.diyetin isim babası
mark mattsonacaba diyeti yapmak icin bir magara ve sacindan tutup goturulebilenecek bir hatuna da ihtiyac var mıdır?
insan ömrünün milattan çok önceki senelerde ortalama 20 yıl olduğu düşünülecek olursa ilerki yaşlarda yaratacağı kolestrol, damar sertliği ve bilumum diğer belalarının orjinal uygulanışında hiç bir zaman ortaya çıkmadığı beslenme rejimidir.
sakın evde denemeyin
sabah içerisine bal,pekmez-tahin,reçel,yağ hatta bazen peynir konulmuş bir ekmek arası ile kahvaltı yapar, bu öğünün vermiş olduğu muhteşem enerji ile yola çıkarsın.mağarada 100-200 metre indikten sonra, tahminen (çünkü zaman kavramı yoktur) akşam üzeri uygun bir yerde yorgunluktan harap ve bitap düştüğün bir esnada cebinde ezilip büzülmüş topkekini, enerji açısından en hayvani çikolatanı çamurlu ıslak ellerinle yersin. eğer içeride yatmayı da planlamışsan yine 100-200 metre indikten sonra, ki bu da gece gibi bir zamana tekabül eder, kamp kurulacak bir yerde kalma pozisyonu alır, bir şekilde makarna ve çorba yapar, hayatının en lezzetli yemeğini yer, sonra da muhteşem bir uykuya dalarsın. budur işte mağaracının diyeti.
insanoğlunun ortalama yaşam süresi tarım yapmaya başlayıp yerleşik düzene geçtikten sonra düştüğüne göre mantıklı bir rejim olabilir. ama etkili olabilmesi için avcı - toplayıcı atalarımızın hareketliliğinde bir yaşam ve unsuz-şekersiz işlenmemiş besinlerden oluşan bir menü de oluşturmak gerekir muhtemelen.
"1) paleolitik atalarımızla biyolojik olarak özdeş değiliz
2) onların yedikleri gıdalara erişimimiz de yok
3) dahası onlar coğrafya, mevsim ve beslenme fırsatlarına göre o denli farklılıklar gösterebiliyorlar ki ilkel avcı toplayıcı toplumlardaki beslenme kurallarına kalıplar getirmek neredeyse imkansız" demiş birisi. kulak vermek lazım.
http://www.scientificamerican.com/…erer-really-eat/http://healthland.time.com/…-eating-like-a-caveman/
scientific american populer bilim dergisi'nn kısaca şöyle özetlediği diyettir: “the paleo diet is founded more on privilege than on logic. hunter-fathers in the paleolithic hunted and gathered because they had to. paleo dieters attempt to eat like hunter-gatherers because they want to.”
yani: "paleo diyeti, mantık yürütmeden ziyade öncelikler üzerine kurulu. atalarımız avcı ve toplayıcıydı çünkü öyle olmak zorundalardı. günümüzün paleo diyetçileri ise avcı ve toplayıcı gibi besleniyorlar çünkü öyle istiyorlar"
http://healthland.time.com/…-eating-like-a-caveman/
gerçekten mağara adamı gibi yaşanırsa, işe yarayabileceğini düşündüğüm yöntem.
bizi mağara adamlarından ayıran bir fark var. temiz nehir kaynaklarında yüzümüzü yıkayamamak, zaten ilaçlanmış suyu kullanmak, yediğimiz ( ve doğal sandığımız) yiyeceklerin hormonlu olması, hormonlu olmayan yiyeceklerin işlenmiş gıda olması, giydiğimiz kıyafetlerdeki kimyasal boyalar... cildimiz her an her saniye zehirli maddelerce etkileniyor. soluduğumuz hava bile zehirli, dumanlı. şehrin stresiyle mücadele ederken, her gün onlarca kişinin mikroplu elleriyle dokunduğu eşyalara temas halindeyken, ellerimizi yıkamak için kullandığımız sıvı sabun bile kimyasal kalıntılar bırakıyorken bu yöntemin %100 işe yarayacağını düşünmüyorum ben.